"Basilisk uğruna senin beynini bile yıkarım."
"Bir kere de aşık olmayı dene. Sevmenin nasıl bir his olduğunu merak et."
"Ben gerçek aşkın meyvesi değilim, olmadım da. Aşkı bilmeyen bir babanın oğluyum ben. Annemde aşk yüzünden beni düşünmeyip canına kıymış. Anladığım kadarıyla aşk aileme mutluluk değil de huzursuzluk getirmiş. Bu yüzden ben sevmekten korkuyorum."
Myrtle Tom'un alnındaki yaraya dokundu:
"Sen böyle zalimce yaşamayı hakettin."
İkisinin konuşmasını bölen yan kapının açılması oldu. Jullian ve Olive içeri girdi. Tom ikisini eliyle ayırıp, ortalarından geçti. Kapının eşiğinde durup Myrtle'a yan bakış attıktan sonra uçuşan peleriniyle oradan uzaklaştı. Hızlı adımlarla koridorda yürüyordu. Slytherin binasına gelip odasına girdi. İki elini kapıya dayadı ve başını eğdi. Yoksa söylediklerine pişman mı olmuştu? Katı kalbini o sözler yumuşatmış mıydı? Yada vicdanı mı sızlıyordu? Önünü dönüp bu sefer de sırtını kapıya yasladı. Başını kaldırıp gözlerini kapattı. Yutkunması zorlaşıyordu. Kalbi hızla çarpıyordu. Bulunduğu oda ona dar geliyordu başını tutup eğdi:
"Yoksa ben aşık mı oluyorum? Hayır bu imkansız. Güneşin sönmesi bile mümkünken benim aşık olmam imkansız"
Myrtle hıçkırıklara boğulmuştu. Ne diye inat ediyordu ki? O kendini beğenmiş çocuktan kime hayır gelirdi? Neden ısrarla onu sevmesini istiyordu? O çocuğun istediği tek şey güçten başka birşey değildi.
Tom üniformasını çıkarıp üzerine pijamasını giyindi. Yatağına uzandı ve gözlerini tavana dikti. Söylenilen sözlerin hepsi kulağında yer edinmişti. Başının altındaki yastığı düzeltti. Myrtle yüzüne su atıp kendine gelmeye çalıştı. Olive onu üzgün görünce dayanamadı:"Boşver o'da senin masum aşkını haketmiyor. Artık unutman gerek."
Jullian arkadaşının sırtını sıvazladı:
"Nankörün tekiymiş, sen aldırma. Biz senin yanındayız. Seni yalnız bırakmayacağız."
Myrtle gözlüğünü takıp gülümsedi. Üç arkadaş omuz omuza tuvaletten çıktı.
Sabah olmuştu. Tom yatağından doğrulup gözlerini kaşıdı. Terliklerini giyip ayağa kalktı. Öğrenciler uzun ve iştah açan masada oturmuş kahvaltı ediyorlardı. Tom içeri sonradan girip Slytherin masasına oturdu. Lokmasını ağzında yavaş yavaş çiğniyordu. Olive elindeki gazeteyi okuyordu. Jullian Myrtle'a baktı, sonra arkasını dönüp Tom'a baktı. Biran Tom'la göz göze geldi. Hemen önünü döndü:"Birini sevmek bu kadar mı zor? Çocukken bile aşık olunur. Tom için bunun hiç mi anlamı yok."
Myrtle arkadaşına baktı:
"Konuşmak bile faydasız. Böyle büyümüş, böyle görmüş. Sevmekten korktuğunu söyledi. Kendimi zorla sevdiremem ya."
Olive elindeki gazeteyi masaya bıraktı:
"Bugün ilk ders aritmansi. Sevmediğim derslerden biri. Özellikle profesör Vector'un sıkıcı anlatmasına dayanamıyorum. Keşke ders iptal falan olsa bizde biraz dışarda kartopu oynasak."
Jullian ellerini çenesinin altında kavuşturdu:
"Ama eminim ki, Tom bu dersi seviyordur"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK LOVE
FanficTOM RIDDLE' da sevebilir miydi? Sahi vücudunun içinde atan bir kalbi var mıydı? Yoksa o kalpsiz miydi?