:)
Bu bölüm Sehun ve Tao'nun Madrid'e gittiği haftadaki günlerden birinden geçmektedir... Belki hatırlamıyorsunuzdur ama sadece bahsi geçmişti kitapta :D Haydin iyi azmalar -çk affdrsnz- okumalar
Madrid'e karanlık çökmüş, kaldığımız otel odasının banyosundan sus sesi gelirken bendeniz mükemmellik abidesi Oh Sehun, iki kişilik beyaz çarşaflı yatağın üzerinde bağdaş kurmuş telefonuma, Tao tarafından çekilmiş fotoğraflarıma bakıyordum.
Gerçekten çok güzel bir şehirdi burası. Buraya Tao ile beraber bir moda defilesine gelmiştik, Tao bir çok ünlü insanla tanıştı bende orada o ünlüleri gördüğüm için heyecandan kendimi yerlere vurdum ve bir kez daha ölü olduğum için tonlarca lanet okudum. Ama benim aksime sevgilim yaşayan bir insan olduğu için onlarla fotoğraf çekinebilmişti, tabii ki bu durumu çok kıskanmıştım.
Madrid de çekilmiş fotoğraflarıma bakıp, kötü çıktıklarımı silip, bazılarını da kudursun diye Baekhyun'a atarken Tao duştan çıktı. Havluyla kafasını kurularken, "Ne yapıyorsun yavru?" dedi. "Fotoğraflarıma bakıyorum." dedim bir tanesini daha silerken. Tao, gelip arkama oturdu, bacaklarını iki yanımdan sarkıtıp bana sarılarak benle beraber telefonuma bakmaya başladı.
"Onu silme!" dedi. "Bunu mu? Neden çok kötü çıkmışım!" dedim. "Hayır çok tatlı çıkmışsın!" dedi. "Gerçekten mi?" diye sordum.
"Gerçekten." dedi Tao.
Fotoğraflarıma bakmaya devam ederken, Tao'nun eli yavaş yavaş aşağı inip kasıklarımı okşamaya başladı, kasıklarımı okşarkende omzuma bir öpücük kondurdu. "Birileri," dedim. "Yaramazlık yapıyor."
"Evet," dedi Tao. "Madrid'de ki son gecemiz, yaramaz olmak istiyorum." dedi ve erkekliğime dokunmaya başladı. Hafifçe sıktı sonra ise elini pantolonumdan içeri sokup eliyle kavradı, benden küçük bir inleme kazandı. Beni çekmeye başladığı zaman elimdeki telefonu kilitleyip yatağa koydum, hafifçe inlerken onu elini ittim ve Tao'dan uzaklaşıp ona doğru dönerek kucağına oturdum. "Yaramaz oğlan." dedim ona ve dudaklarına kapandım. Tao beni belimden sıkıca kavrayıp, kendine bastırdı.
Sert bir şekilde öpüşürken ara verdim, tişörtünü başından çıkarıp kenara attım, "Saçların hâlâ ıslak." dedim. Islak saçlı görüntüsü beni iyice tahrik ediyordu. Kakulenin etkisi hâlâ devam ediyor sanırım çünkü erkekliğimin sertleşmeye başladığını hissediyordum.
Tao'nun çıplak omuzlarına elimi koydum ve tekrar öpmeye başladım, o da üstümdeki gömleğin düğmelerini çözmeye başlamıştı. Kalçamla erkekliği üzerinde daha fazla hareket edince hırıldadığını işittim. Gömleğimin tüm düğmelerini çözüp omuzlarımdan çıkardı ve köşeye attı sonrada pantolonumun düğmelerini çözdü.
Dudaklarını boynuma götürüp öpmeye başlarken erkekliğimi çıkardı ve beni öperken çekmeye başladı.
Kalçalarımdan sertçe tuttu ve beni yatağa yatırdı, boynumu ısırdı sonra ise göğsümü öperek yavaş yavaş aşağı indi, pantolonumu bacaklarından çıkarıp beni çırılçıplak bıraktıktan sonra tek eliyle aletimi kavradı ve ağzına aldı. Beni ağzına almasıyla bedenimin kasıldığını hissettim. Elimle onun ıslak saçlarını tuttum ve kendime daha çok bastırdım.
Tao diliyle erkekliğim üzerinde harikalar yaratırken inlememe engel olamıyordum. Sanki serin bir suya girmişim gibi bir his sarmıştı erkekliğimi.
Beni hem çekiyor hemde ağzına alıyordu, bazen ağzından çıkarıyor ve diliyle yalıyor sonra tekrar ağzına alıyordu.
Erkekliğimin üzerine son bir öpücük kondurdu, suratımla hizaya geldi ve dudağımı öpüp, "Sıra bende." dedi. Yataktan kalktı, pantolonunu bacaklarından çıkardı ve sertleşmiş iri aletini gözlerimin önüne serdi. Yatakta oturdum, Tao bana yaklaştı ve bende onu ağzıma aldım. Onun yaptığı gibi hem çekiyor hem ağzıma alıyordum oysa zevkten inleyerek omuzlarımı tutuyor, kendisini daha çok ittiriyordu. Ben onun erkekliğini yalarken eli saçlarımı kavradı ve okşamaya başladı. Aynı anda da zevkle inliyor ve adımı söylüyordu.
Bir kaç dakika onu yaladım, Tao kendini çekti ve eğilip dudaklarımı öptü, yere diz çöküp bacaklarımı kaldırdı. Baldırımı okşarken, "Hazır mısın?" dedi. Yutkundum ve kafamı salladım, şimdi yapacağı şeyle gözlerimi yumdum.
Tao, dilini deliğime değdirmeye başladığı anda kendimi tutamadan bir inleme kaçtı ağzımdan. Elimle yatak örtüsünü sıkıca kavradım. Dilinin deliğimde yarattığı ıslaklık, orada oluşan hareket boşalmama sebep olacaktı. Elimle bir kez aletime dokunsam bağırarak boşalacak gibiydim.
Tao deliğimi yalayarak yukarı doğru çıktı, erkekliğimi tekrar yaladı ve beni belimden kavrayıp dudaklarıma yapıştı. "Nasıldı?" dedi. "H-harikaydı." dedim. Tao gülümsedi, "Daha iyisini hissetmeye hazır mısın?" dedi. "Evet." dedim. Tao erkekliğini deliğime sürttü, sırtımdan beni kavradı ve kaldırıp yatağın gerisine doğru taşıdı.
Şimdi ikimizde yataktaydık. Beni tutup ters çevirdi, elleriyle kalçalarımı okşadı. "Dizlerinin üstünde dur," diye fısıldadı kulağıma, eğilerek. Dediğini yaptım ve dizlerim üzerinde doğruldum. Tao tek eliyle kalçamı diğer eliyle kendi erkekliğini tuttu ve içime yavaş yavaş girdi.
Önce içimde yavaş yavaş hareket etmeye başladı, ikimizde zevkle nefes alıp veriyorduk. Sonra hızlanmaya başladı, o hızlanınca inlemelerim çoğaldı.
Bana vururken bir eliyle aletimi tuttu ve çekmeye başladı, yatakta doğruldum ve sırtımı onun göğsüne yasladım, Tao boynumu öptü ve daha sert vurmaya başladı. Bir eli aletimde diğeri de karnımın üzerindeydi. Karnımın üzerinde duran elini tuttum, diğer kolumu da kaldırıp boynuna sarıldım.
Suratımı Tao'ya çevirdim ve inlemelerim arasında onu öpmeye başladım.
Dudaklarımı geri çekince, "G-geliyorum Tao!" dedim. Tao beni daha sert çekmeye başladı ve zevkle inleyerek yatağın üzerine boşaldım. Tao'nun eline de biraz gelmişti, elini ağzına götürüp onları yuttu.
"Boşalacağım." dedi Tao ve içimden çıkıp beni yatağa itti. Yatağa uzandım o da göğsüme gelerek sertçe kendini çekmeye başladı, kendini çekerken ise zevkle nefes alıyordu.
Nefes alış verişleri hızlanmaya başladığı zaman boşalacağını anladım. Tao yüksek sesle inledi ve göğsümün üzerine boşaldı, o kadar fazla boşalmıştı ki bazısı boynuma geldi, bazısı yatağa sıçradı. Tao derin derin nefes alarak bir kaç kez daha çekti sonrada göğsümdeki menilerini umursamdan üzerime yattı. Ona sarıldım ve sırtını okşamaya başladım. Üzerimde hâlâ hızla nefes alıp veriyor, aletlerimiz birbirine değiyordu. "Sanırım tekrar duş almam gerekecek." dedi.
"Gerekecek." dedim. "Bu sefer yalnız almak istemiyorum." dedi kulağıma. Gözlerinin içine bakıp gülümsedim, "Bu gece baya yaramazsın bakıyorum?" dedim. "Öyleyim." dedi ve tekrar dudaklarıma kapandı.
Biz yine şehvetle öpüşürken, belimden kavradı, kucağına oturttu. Yavaş yavaş yatağın ucuna gitti ve dudaklarımızı birbirinden ayırmadan beni banyoya taşıdı.
Bölüm sadece smut olduğu için kısa oldu arkadaşlar yoksa biliyosunuz edepsiz bir "M" yazan bölümlerim uzun oluyor çünkü smut, olayların bittikten sonra bölümün sonunda oluyor genellikle :D Bu sefer sadece smut yazmak istedim ve öyle yapınca daha güzel oldu galiba... Oy vermeyi yorum yapmayı kanalıma abone olmayı fln unutmayın... Görüşürüz :D