🎈İki küçük çocuk🎈
Sessiz ve sakin bir şekilde sadece birbirimizi izliyorduk dakikalarca...bana göre geçmesi en uzun ve zor dakikalardı.
Ona içimden gitmesi için yalvarıyordum içtenlikle.O ise kalmaya razı idi ısrarla.
Buna bir son vermek adına kapıyı ardına açıp yüzüne baktım.Şok ve acı bir yüz tonu ile bana odaklanıp başını salladı.O an kalbimin yarıdan ayrıldığını farkkettim.
Usulca kapıdan çıkıp sol'a döndü ve gözlerimin önünden yok oldu.Yok olsa bile kalbimin ve aklımın bir köşesinde fark ediyordum onu.
Bir süre sonra soğuk hava bedenimi ele geçerince kapıyı kapatıp boş bir şekilde eve baktım.Bir de az önce yaşananlara.
Bir film sahnesi gibi gözlerimin önünde geçip gittiler ve bende kendimi banyoya attım.
Duşakabinin içine yavaşça girip ılık suyu üzerime açarken bedenimin titremeye başladığını hissettim.
Her bir damla artık kalmamış olan gözyaşlarım niteliğinde idi kısaca.Yere oturup suyun nasıl tenimde kayışını izledim.
Sonra kafam kaldıramayacağım kadar ağırlıkta geldi ve duvara yasladım.Bir sığınak gibi yapıştım ve acıyan göz kapaklarımı kapattım.
Derin bir karanlığa ve hüzne kapanan gözlerim ise o gitmek bilmeyen sima ile karşılaştı.Ve yine bir hayal kırıklığı...
~
Elimde ki kahve bardağına Eylem'e dogru uzatıp kendi yerime geçerken o kahvesinden yudum aldı.
Bende sıcak ve yoğun kahveyi dudaklarımdan kaymasına izin verip boğazımı yakmasına izin verdim.Nasıl olsa kalbimde böyle cayırca yanıyordu.
Kahveyi avuç içine alıp bana döndü.Derin bir nefes alıp onu izledim.
"Neydi seni buraya gönderen bahar?"
Nefesimin bogazımda doluşup beni boğamasına izin veremezdim.Kalbim sadece kaybettiğim bir şeyi bulmam için göndermişti sanki beni.
Ben bile henüz burada olduğumun amacını bilmiyordum.
Uzun süre süren suskunluğum onu merak ettirmiş olacak ki iyi olup olmadığımı sordu.Iyiyim dedim...yalan söylemeyi hiç beceremezdim oysa.
"Gözlerin kötü olduğunu savunuyor ama!"
Kafamı salladım.
"Doğru söylüyor."
Kahveyi masaya bırakıp soğuk ellerimi tuttu.Onun sıcak ellerinde benimki eriyip gitmişi.
Dolu dolu gözlerime içtenlikle bakıp ona daha çok güvenmemi sağladı.
"Anlat bana bahar!Neyin olduğunu,seni içinde üzeni!Söyle bana."
Bense hayatımın içinde kaybolup gitmiştim.Her bir yol çıkmaz sokaktı sanki.
"Buraya gelmem hataydı Eylem!Ama orda kalsaydım Barıs yüzünden mutlu olamazdım!"
"Nerede kalacağımı,ne tarafta olmam gerektiğini bilmiyorum!"
Beni anladığına emin değildim.Çünku kendimi ben bile anlamıyordum.
"Seni buraya kalbin getirdi bahar!Kalbin buraya tercih etti çünkü geçmişin,eski hayatın burada!"
Sorunda zaten buydu.Geçmişim ve ben.
"Geçmişimi hatırlasaydım...belki böyle olmazdı!"
Eski hayatıma ve aşkıma geri dönmem gerekiyordu.Ama ben bunları bilmiyordum ya da hatırlamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serzeniş | Yavbah
FanfictionBende bıraktığı o iz geçmek bilmiyor,kalbimde ki delik bir boşluğa dönüyor. Aradan geçen 10 yıl tozlanmış eski bir rafta durmuş,zaman bir işkenceye dönüşmüş. Kimin umurun da? Onun rüyalar kızı olmak rüyasına girmemek gibi bir şey! Şart mı dudaklarım...