Ben sana neden bağlıyım ? Neden seni itemiyorum elimin tersiyle ? Sevgili bile olmadık ki biz, sen beni sevmedin bile. Sevmeyi bırak, sen beni bilmedin. Seni sevmek bir işkence ve sen de beni o işkencelere kilitleyen zincirsin. Ne yaptığını bilmiyorsun ama acıtıyorsun. Savuruyorum, çekiyorum ama koparamıyorum seni, zinciri. Neden senin anahtarın ben değilim de o ? Sevdiğin, kendini adadığın o kızın köpeği olmuşsun adeta. Sen zincir, o anahtar... Mükemmel ikili. Ben mi ? Boşversene, alt tarafı gerçekten seven bir esirim ben.
Değersizim değil mi ? Hadi söyle yüzüme. Nefret ve ediyorum kelimelerini bağla bana zincirlerinle. Ömür boyu o kelimelerle yaşayayım. Biliyor musun ? Eğer o kelimeler bana senin sesini taşıyacaksa, ben ömür boyu zincirlerle dolaşırım. İşkenceye de hazırım, zaten alıştım.
Sahi. Neden hiç sevmedin beni ? Neden sevmeyi denemedin. Güzel sayılmam, ama çok güzel severim. Sadece seni öyle güzel seviyorum ben.
Bak, bir suçun daha ! Senin yüzünden kimseyi bir daha böyle güzel sevemeyeceğim. Pislik seni. Seviyorum. Vazgeçmem. Sevgim, kalbim, ruhum senin olsun eğer sen benim olacaksan.
Bu yazım da kısa oldu. Varsın olsun.
İyi geceler her şarkıda ellerini ve dudaklarını bulduğum, her kitap sayfasına kirpiklerini sakladığım, her rüzgara kokusunu gömdüğüm, ve her buluttan saçlarını sarkıtıp okşadığım çocuk. Söz veriyorum sana, hep işkenceni çekeceğim. Senin anlayacağın şekilde, seni hep seveceğim.
Umarım rüyanda onu görüp mutlu olursun . Ama bir ricam var. Rüyanda onu görür ve uyandığında gülümsersen, rüzgara doğru gülümse. O geleceği yeri, soğutacağı kahveyi, uçuracağı sayfaları ve mutlu edeceği insanı biliyor.
Sevgilerimle... Sevgili.