ADA
Bakku-shan_İlk olarak kapak gerçekten ilgi çekici. Aşırı karanlık olmadığı ve yazı tipi tutturulduğu vakit dark kapaklar birer şahesere dönüşebiliyorlar, beni pek de şen şakrak bir kurgu okumayacağımızı düşünmeye itti.
Özete göz attığımda fazlaca uzun olduğunu görüyorum ki uzun özetler beni pek çekmezler. Adı üstünde, özet özettir ve kitabın içeriğindeki önemli noktalar aşırıya kaçmadan okuyucuya ne göreceği ile ilgili ip uçları vermelidir orada.
Buna rağmen senin özetin beni rahatsız etmedi çünkü kısa cümleler kullanmış ve bunları sıkça ayırmışsın, özetinin uzun gözükme sebebi bu, bir araya gelindiğinde epey yeterli bir uzunluk diye düşünüyorum ama yine de özette de değinmek istediğim yerler olacak.
İlk olarak şu kısma göz atalım.
-Küçük bir çocuk varmı.
-Küçük çocuk büyümüş.
-Tek sığınağı, Tanrı'nın ona gönderdiği 'O'ydu.Yukarısı bana fazlaca rahatsız edici geldi zira duyulan geçmiş zaman ekleri ile görülen geçmiş zaman eki sahne üçte birbirine girmiş ve farklı bir istikamete doğru yol almış sanki cümlelerin. Şöyle düzenlemen daha uygun olur diye düşünüyorum:
-Tek sığınağı Tanrı'nın ona gönderdiği 'O'ymuş. O, ona hediyeymiş ve onu yalnızca kız görüyormuş.
Aynı şekilde kısa cümleleri birbirine sonda bağlarsan daha hoş ve etkili olacağı düşüncesindeyim. Hatta bahsedilen küçük kızın o'su ile Tanrı'nın hediyesi olarak geçen O biraz karışıyor cümlede, ayırt edebiliyoruz evet ama bu yoruculuğu geçirmemiş.
-O, genç kıza hediyeymiş ve yalnızca kendisi O'nu görebiliyormuş.- Belki bu şekilde düzenlemek istersin.
İlk bölüme geçtiğimde tanım olarak fazlaca kelime kullandığını görüyorum. Bu güzel fakat her kelimenin yanında olması gerektiği gibi virgül varken virgüllerin yanlış kullanımı fazlaca duruyor. Virgül, kendinden önceki kelimeye bitişik yazılır ve sonrasında bir diğer kelime için boşluk bırakılır, sen diğer kelimeyi de bitiştirmişsin -ki bunu her yerde yapmamışsın, doğru kullanımlar da olmuş- ama yaptığın yerlerde de sıkışık bir görünüm sergilemiş.
Ne kadar soğuk ayaza karşı hazırlıklı olsa da içindeki kış hiçbir zaman yerini bahara bırakmıyordu.
Bu cümle içimi ısıttı diyebilirim, çok güzel söylemişsin.
Bölümün başlarında kızın fazlaca sevdiği bir şehir olan Maraş'ı yalnızca bedenen terk edişini ve orada geçen zamanlarını, çocukluğunu özlediğini görüyoruz. Bu kısım gerçekten içime dokunmadı değil çünkü zamanında fazlaca sevdiğim ve büyüdüğüm bir şehirden ben de ayrıldım ve kızımızı epey iyi anlıyorum. Anlamadığım kısım ise kızın oradaki bir evden 'kan kokan ev' diye bahsetmesi, sanırım kurgunun heyecanı da burada başlıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wattpad Kitap Eleştirileri
Teen FictionKitap eleştirisi hakkında bilgi almak istiyorsanız ilk bölümü okuyabilirsiniz, eleştiriler düzenli bir şekilde paylaşılacaktır:')