Varlığına karışan karanlıkta aydınlık kalan ruhu var,
Bu yüzden ölümü kabullenmiş bir başka kırık bedenin yarasını sen sar!-A.Ö🥀🍷Yaslandığı duvarın hediyesi soğuk bedenine yayılırken genç kadın gecenin o eşsiz karanlığında kalkmak için yerden destek alma ihtiyacı duydu. Bedenini zorlukla hizaya getirebilmeyi beceren kız afallayan bedenine karşın şaşırtıcı bir hızla sokağına, evine doğru yol aldı.
Sokağının yıllardır düzelmeyen bozuk lambası gidip gelen ışık hüzmesini sokağın o derin, sessiz yokuşuna yansıtırken kadın düşünceli bir şekilde adımlarını hızlandırdı. Sokağındaki insanların meraklı bakışlarını hissedeceğini düşünmesinden dolayı vücuduna yayılan rahatsızlık hissi sokağında hiçkimsenin olmadığını görmesiyle son buldu.
O sırada kadının ihtiyatlı gözleri bileğini saran saatine kaydı. Saati gören kadının gözleri fal taşı gibi açılırken genç kadın bu sessiz karanlığın kimsesizliğine anlam katabilmişti. Adımlarını daha da hızlandıran genç kadının karanlıkta süzülen telaşlı bedeni her adımının ardından daha da hızlanıyordu.
Annesi ve babası geldi genç kadının aklına tam o anda. Onların yüreklerini ele geçiren merak ve korku duygusunun aklına dolmasıyla artık genç kadın koşmaya başlamıştı. Genç kadının her düzensiz nefesi gecenin karanlığına karışırken aynı zamanda telaşlı adım sesleri kulaklarına doluyordu.
Evinin önüne geldiğinde nefesini düzenlemek adına kendine birkaç saniye veren kadın daha sonrasında telaşla anahtarını bulmak adına ceplerini yokladı. Tekrar tekrar yoklayıp bulamadığı anahtarını aramak adına ceplerini aramayı her tekrar edişinde vücudundaki telaş daha da artıyordu. Telâşın yanında getirdiği dalgınlık genç kadına ceketinin cebine bakmasını unutturmuştu. Hatırlamasıyla hızla ceketinin cebine bakan kadın anahtarın soğuk metalini orda hissetmesiyle rahatlamanın refleksi olan bir nefesin dudaklarının arasında özgür kalmasını sağladı.
Anahtarı küçük bölmeden geçirip kapısını açtıktan sonra bu telaşlı kadının dalgın bedeni , gecenin karanlığından, evinin karanlığına adım attı.
Genç kadın evin karanlığına doğru attığı her adımda etrafını yoklarken aynı zamanda lambayı arıyordu.
Lambanın keskin soğuğuna çarpan eliyle bir anda oluşturduğu aydınlık gözlerine dolarken koridorun sonundaki salona doğru yürümeye başladı.
Salon, koridorun yarattığı aydınlıktan yararlanmış az da olsun aydınlanmıştı.
Salonun ışığını da yoklayan kadın bu odayı da aydınlığına kavuştururken babasının tam yanındaki koltukta ona kızgın gözlerle bakan annesini görmeyi beklemiyordu. Şaşkın bakışlarıyla hala uyumamış olan annesini ve babasını inceleyen genç kadın, annesinin oturmasını belirten bakışlarıyla tam karşılarındaki koltuğa yavaşça oturdu. Gözlerini annesinden ayırıp babasına çevirdiğinde babasının huzurla ona baktığını görmek onu biraz rahatlatsa da bu rahatlık annesinin bakışlarının yarattığı gerginliğin altında kalmıştı.
"Neredeydin?" dedi annesi kızgın bakışlarının yanı sıra kızgın sesiyle.
"Bankta uyuyakalmışım." diye yalan söyledi kadın hızla. Eğer annesi o soğuk duvara yaslı bir şekilde uyuyakaldığını bilse hasta olacağını düşünür, deli gibi telaşlanırdı.
Annesi kızının dudaklarından dökülen bu cümleyle yumuşarken kızının ona bakan telaşlı gözlerini görmesiyle yüzündeki gergin ifadeyi tamamen bir gülümsemeye dönüştürmüştü.
Annesinin ona gülümsediğini gören genç kadın ona sarılma isteğiyle dolsa bile annesi ve babasının üç aydır ona sarılma izni vermedikleri gerçeğiyle kendini dizginlemeye çalıştı.
"Geç kalmamaya çalış. Seni ne kadar sevdiğimizi biliyorsun. Seni sevdiğimiz kadar merak ediyoruz."diye devam ettiğinde cümlelerine annesi,genç kadın annesinin o güzel gözlerine bakıp yüzüne kırık bir gülümseme kondurdu.
"Hem" diye ekledi annesi gözlerini evin eski parkesine üzüntüyle çevirirken. "Biz seni çok özlüyoruz."
Genç kadın annesinin bu halini görmesiyle gözlerinin dolmasını engelleyemedi. Annesi ile göz göze gelmesinin onu ağlatacağını bildiğinden genç kadın tıpkı annesi gibi salonun eski parkesine dikti dolu gözlerini.
Birkaç saniye daha bekledikten sonra konuşmanın burada bittiğini düşünen genç kadın oturmakta olduğu koltuktan kalktı ve odasındaki banyoya doğru ilerledi. Bedenine oturan keskin ter kokusundan kurtulması gerekliydi. Suyu açarak küvetinin dolmasını sağlamak isteyen genç kadın üzerinde ağırlık yapan kıyafetlerinden yavaş yavaş kurtulurken her su kümesi de küveti doldurmayı başarmıştı.
Küvet tamamen dolduğunda suyu kapatan kadın hızla suya girdi ve bedenini kucaklayan sıcak suyun onu rahatlatmasına izin vererek gözlerini kapattı. Rahatlamasıyla zihninde dolanmaya başlayan en sevdiği şarkı dudaklarını oynatmasını sağlarken kısa süreliğine de olsa huzuru hissedebilmişti.
Kabul edilebilir bir süre su da kalan genç kadın bir süre sonra gözlerini açtığında yanında onun hizasına eğilmiş ona bakmakta olan annesini görmeyi beklemediğinden korkuyla irkildi.
Ona gülen gözlerle bakan annesi elini kaldırıp kızının saçlarını okşamaya başladığında uzun süredir hissedemediği bu tensel temasa sürdüğü büyük özlemden sonra kavuşabilmesi gerçeğinin mutluluğu doldu şaşkınlığın yanı sıra genç kadının yüreğine.
"Beni özledin mi?" diye mırıldandı annesi kızını okşamayı bırakmadan. Kızının bedenine değdiğini hissettiği her parmağıyla mutluluğu hisseden genç kadın için bu soruyu cevaplamak hiç zor olmazdı.
"Beni hissetmeyi özledin mi?" dedi annesi kızının cevap vermesine izin vermeden. Bu sırada bir eliyle de kızının sağ bileğini okşamaya başlamış, karşısındaki bu kırık ruhun bedeni ise hissettiği huzurun gerçekliğine inanmakta zorlanmıştı.
"Özledim." dedi hızla annesinin ona bakmakta olan gözlerine gözlerini dikerken. Gerçek ne olursa olsun, annesinin o güzel dudaklarına eşlik eden o eşsiz sesi varken onu reddetmek, imkansızdı genç kadına göre.
Annesinin huzur veren okşamalarına karışan bileklerindeki keskin acıyla kapalı olduklarını fark etmediği gözlerini açtı genç kadın hızla. Elindeki jiletin zeminle çıkardığı metalik ses dolarken kulaklarına, ölümün durgunluğu çoktan ermişti ruhuna.
Anne sen öldüğünde,
Zaman var olmayan bir hiçliğe kaydı.
Sensizliğin ele geçirdiği her salisem,
Yaşayan bir ölüden farksızdı.Baba sen öldüğünde.
Bu ruh bedeninin sessiz karanlığına karıştı.
Bu yüzden ölüm bu kırık bedene.
Gerektiğinden fazla yakıştı.Anne, baba siz öldüğünüzde.
Küçük kızınız her gece ölümü hissetti.
Bu yüzden ölümden korkmaz ki!
Zaten ölü olan kızınızın bedeni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm
Non-FictionSağında duran genç kadının hissizleşmiş ruhunun yüzünü süslendirişine baktı genç kadın önce, Daha sonra attığı her adımının arkasına sakladığı gerginliğini görebildiği, başka bir genç kadına, Ağlamaktan şişmiş gözlerinin fark edilebilir olmasını eng...