Bölüm 14 |Yeniden|

109 9 0
                                    

Burdan gitmeye çalışsam da Jungkook beni engelliyordu. Zaten ondan ayrılmam çok zorken bunu yapması işimi daha fazla zorlaştırıyordu. Beni kendine kenetlemiş gibi ve ben ondan ayrılamıyorum. Jungkook'u havaalanında bırakıp gittim.

Ondan uzaklaşmam gerekiyordu. Eğer ölürsem en fazla üzülcek kişi o olabilirdi. Onun için bunu yapmalıyım. Zorundayım! Hızla eve gidip odama koştum. Kapıyı kilitleyip kendimi yatağa attım.

Ölmeyi beklememe gerek yoktu. Ben o haberi duyduktan sonra zaten ölmüştüm.

Neden her şey bu kadar imkansız olmak zorunda?

Jungkook ile yakınlaşırken 1 yıl ömrümün kaldığını öğrenmek fazla acı.

Telefonum çalıyordu. Baktığımda ise Jungkook'tu. Açmadım. Telefonumu kapatıp masanın üzerine koydum. Artık hayattan soğumuştum.

Kimseyi kendime alıştırmaya hakkım yok!

Bir yandan Jungkook'u düşünürken bir yandan da babamın kapıyı yumruklamasıyla ona nasıl bir açıklama yapacağımı düşünüyordum.

Bir dakika ya! Babam fazla sinirli bir şekilde kapıyı yumrukluyordu. İşte şimdi bitmiştim.

Yataktan kalktım ve kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda karşımda duran babam resmen burnundan soluyordu. Tam konuşacakken ben izin vermedim.

"Bay Kim! Sen biz kızların ruh hallerini anlayamazsın ve bilmeden sorgulama beni! Eğer ki düzelmemi istiyorsan beni anlayacak annemi çağır!"

"Kızım ama ka-"

"Baba! Annemi çağırsana ya!"

"Peki Lisa ama konuşcaz bu konuyu!"

Ona sevimli gülüşümü sergiledim. En azından tebessüm etmesini sağlayabilmiştim. Babam görünürden kaybolduğunda görünüre annem girdi.

"Noluyor kızım sana?"

"Omma! Ben her şeyi biliyorum maalesef!"

Annem bir an duraksadı.

"Neyi biliyorsun?"

"1 yıl ömrümün kaldığını!"

Hızla annemin boynuna sarıldım.

"Omma! Ben sizi bırakıp gitmek istemiyorum. Aslında ben gitmek istemiyorum. Şu anda rüzgarsız kalmış rüzgar gülü gibi hissediyorum kendimi. Neden böyle oldu? Neden gitmek zorundayım ki? İstemiyorum omma! Sizinle kalmak istiyorum!"

Benim de annemin de gözyaşları çeşme gibi akıyordu.

"S-sen bunu nerden öğrendin?"

"Taehyung'dan!"

Annem sertçe yutkundu. Daha sonra telefonu çaldı. Telefonla konuşup kapattıktan sonra benim elimden tutarak kaldırdı ve kapıya götürdü. Kapıyı açtığında Jungkook vardı. Beni Jungkook'a itti.

"Hadi siz biraz takılın öyle gelin!"

Dedi ve kapıyı kapattı. Biz Jungkook ile birbirimizin gözlerinin içine  bakarak orda kalakalmıştık. Daha sonra Jungkook elimden tuttu ve beni peşinden götürmeye başladı. Aish biri salsın artık beni!

Yüksek bir yere çıkmıştık. Jungkook ile yan yana oturmuştuk. Jungkook ellerimden tuttu. Ben Jungkook'un bu yakınlığına daha fazla dayanamıyordum. Bir anda gözlerim karardı.

Dünya resmen gözlerimin önünde dönüyordu. Tam dibimde. Aish neler oluyor? Daha sonra yüksek bir yerden düşüyormuş gibi hissettim. OMG! Oturduğumuz yerden mi düşmüştüm.

En son hissettiğim şey benim elimden tutmaya çalışan eller fakat vakit kaybetmeden kayıp gerimde kalmışlardı. O elleri yeniden tutmak istiyordum.

(Bu arada bunlar düşerken değil aslında düşerken hissettiklerini yazdım ama konuşuyormuş gibi oldu dkxhsjsh)

Sonu da karşınızdayımm
Umarım beğenirsiniz
Yorum ve votelerinizi bekliyorum
Sizi seviyorum♡♡

Kaçınılmaz Aşkım《Liskook》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin