Medya: Elçin
◇Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen♥
◇Şiddetle başlayan hazlar,şiddetle son bulurlar, ölümleri olur zaferleri,öpüşürken yok olan ateş ve barut gibi...
Keyifli okumalar...
~~~~Şafak geceyle buluşurken tepedeki gökyüzü mor ışıkla delirmiş gibiydi. Parktaki her şey bulanık griydi,ama siyah değildi. Rüzgâr serinlemiş ve ferahlatıcı bir hal almıştı; hava artık kapalı bir yüzme havuzu kompleksinin içindeymiş gibi gelmiyordu. Kentten, sarhoş ışıklardan ve aşağılayan müzikten uzakta, yalnızca temiz hava ve ayaklarımın altında nemli olan bu yeşil park vardı.
Sigara dumanı kokusu, alkol ve kusmuktan uzakta olmak insanı canlandırıyordu, ama bunların belli belirsiz kokusu giysilerimin dokusuna sinmişti.
Gürültülü müzik yüzünden kulaklarım hâlâ çınlıyordu.
Alara kolunu belime dolamıştı. Ayakta durmakta zorluk çekiyordu sanırsam. Tabii o kadar içki içerse bende öyle olurdum.
"Neredeyiz?" diye sordu, durduğumuz sırada.
"Parkta."
"Niye duruyoruz?"
"Sen sor diye Alara ! Ee sence niye duruyoruz bir düşün. Eğer eve böyle gidersek Kerem ve Anıl bizi içeriye almaz."
Ofladı.
" Bu zekilik nerden geliyor yahu. Gel buraya öpecem alnından."
Alara dudaklarını büzerek bana yaklaştığı sırada elimle dudağına vurdum.
"Yaa ne diye dolgun dudaklarıma vuruyorsun ki?"dedi sızlanarak Alara.
Bu sorusuna gözlerimi devirerek cevap verdim.
"Ayıldığına göre gidebiliriz Alara."
~~~
Tavana baktım. Ortası hafif sarkmıştı. Birazdan bu güzel sıcacık yatağımı bırakıp okula gidecektim. Ah ne kadar da güzel bir gün!
Saçma düşüncelerimi tam devam ettireceğim sırada odamın kapısı açıldı.
En sevdiğim(!) arkadaşım Alara gelmişti. Bu kızdan hiç kurtulamayacak mıydım?
"Elçin hadi kalk okulun ilk günü ama hâlâ yataktan kalkmış değilsin. Hadi hadi hadi kal-"
"Anladık Alara. Sen aşağıya in ben geliyorum."dedim.
Alara saate bakarak,
"10 dakikan var"deyip saçlarını savurarak odadan çıktı.
Gardıropun karşısına geçerek aynadan kendimi baktım. Keşke bakmasaydım. Bütün makyajım akmıştı öcü gibi gözüküyordum.
Bunları boşvererek odamdaki küçük banyoya geçtim. Elimi yüzümü yıkayarak yüzümdeki makyajımı temizledim.
Şimdi sıra saçlarımdaydı. Çekmeceyi açarak içinden tarağımı çıkarttıp saçlarımı iyice taradım. Elime bir avuç dolusu saç gelmişti. Yakın da kel olmazsam benim adım da Elçin değil.
Neyse ki saçlarım daha iyi gözüküyordu. Odama hızlı adımlarla gelerek üzerime hemen okul formalarımı geçirdim.
Birazcık makyajdan zarar gelmez diye düşünüp kirpiğime rimel sürüp, dudağıma da şeftalili lipbalmımı sürdüm.
Ayağıma siyah vanslarımı geçirip odamdan çıktım. Merdivenlerden indiğim sırada Alara gülerek bana bakıyordu.
'Ne var' dermiş gibi bakıp kafamı salladım. Alara ise hala gülüp duruyordu. Yavaş yavaş sinirlenmeye başlıyordum ama!
"Ne gülüp duruyorsun Alara?"
"Çorapların farklı renk ona gülüyordum."dedi Alara
Ne kadar komik bir şeymiş cidden.
"Bence bu kadar saçma şeye güleceğine okula gidelim."dedim.
Alara ise gözlerini devirdi.
"Yine ters gününden kalktın galiba Elçin."
Tam cevap vereceğim sırada Kerem aramıza girdi ve didişmemiz son buldu.
"Kızlar tamam uzatmayın. Elçin sen kahvaltı yapamayacağın için sana sandviç hazırladım. Okulda yersin minik kuşum."
Alara gülerek,
"Minik kuşum mu? " dedi.
Kerem böyle biriydi beni her zaman küçük kız kardeşi olarak görürdü. Aslında onlara sahip olduğum için çok şanslıyım. Kerem, Anıl ve Alara olmazsa hayatıma devam edemezdim sanırım. Ailemi küçük yaşta kaybetmeme rağmen yeniden bir ailem vardı. Onlarla çok mutluyum. Alara'nın da ailesi belli değildi çocuk esirgeme kurumunda kalıyordu eskiden. Daha sonradan bir aile Alara'yı sahiplenmişti. Tabii bu aileden de bir yarar gelmemişti. Her zaman eziyet ederlerdi Alara'ya zorla mendil sattırdıkları günü çok iyi bir şekilde hatırlıyorum. İşte o zaman Alara bize sığınmıştı. O günden beri en yakın can dostumdu.
Kerem ve Anıl ise benim biricik kuzenlerimdi. Geçen sene halam ve eniştem trafik kazasında hayatlarını kaybetmişlerdi. Gerçekten çok üzücü bir durumdu. Onlarla yaşıyordum eskiden ailem olmadığı için halam ve eniştem bana sahip çıkmıştı.
"Hey!! Elçin nereye daldın öyle?"dedi Anıl.
Ofladım,
"Hiç öyle hayatımızı düşünüyordum. Ne çok zor şeyler yaşamışız."
Anıl yanıma gelerek burnumu sıktı.
"Hadi okula geç kalıcaz."dedi.
Çantamı alarak omzuma attım. Kerem şoför koltuğuna geçtiği sırada bizde Alara'yla arka koltuğa geçtik. Anıl da ön koltuğa binince Kerem arabayı çalıştırdı.
Okula geldiğimizde kızlar bize öldürücü bakışlarını yolluyordu. Kerem ve Anıl'ın hayranları çoktu tabii.
Alara koluma girerek kulağıma doğru fısıldadı.
"Elçin bu sene sevgili yapabileceğiz sanırım şu karşıda ki taşlara bakar mısın? Yı-kı-lı-yor-lar"dedi.
Alara'nın kafasına vurarak konuştum.
"Kızım salak mısın? Kerem ve Anıl varken bize izin vericeklerini mi sanıyorsun?"
Tabii Alara hızını alamayıp kendi çapında laf soktu.
"He izin verseler yapcan yani?"
"Kızlar ne kaynatıyorsunuz bize de söyleyin bakalım?"dedi Kerem.
Bişi yok anlamında kafamı sallayarak önüme döndüm. Az daha yakalanıyorduk.
Yakışıklı çocuklardan birini süzerken bana göz kırptı. Ay inanamıyorum sonunda bahtım açıldı.
Kerem ve Anıl kendi aralarında sohbeti yürüttürken Alara da çocukları kesmek ile meşguldu.
Ben ise aval aval etrafa bakınıyordum. Kürsüye bakınca bizim Kel kafalı Mahmut Müdürün konuşma yapacağını anlamıştım.
"Evet sayın öğrenciler ve sevgili öğretmenler eğitim öğretim de yeni yılınız hayırlı olsun."
1.Bölüm de görüşmek üzere♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLLE DE SEN!
Teen Fiction"Böyle kalalım...Mert bunların hepsini rüya olarak düşün." Karşına ilk çıktığım andan yok olacağım bu ana kadar olan her şeyi rüya olarak düşün. Rüya olarak düşünürsen canın yanmaz. "Elçin ... Gitme. "Korkunç anları unut ve beni çok çok çok güzel b...