Nefret Sokağında Bir Aşk || ÖnsözHayatta ne yaparsak yapalım asla değişmeyen, değişmeyecek olan, etkisi azalmayacak, yakamızdan düşmeyecek şeyler vardır. Kimi zaman acı veren, kimi zaman mutlu eden...
Nefret hiç durulmaz mesela.
Kalbimizde taşıdığımız sevgi adı verilen duygudan yakınsak, bu sevginin beraberinde getirdiği anlamsız merhametimiz başımıza iş açsa da, kurtulmaya çalışsakta başaramadığımızdan o da bu liseteye girmeye hak kazanıyor.
Birde aşk var tabi.
Aşık olduğun insana kavuşamasan da, darmaduman etse de seni, parçalasa da derinde bir yerlerini, çoğu zaman seni kızdırsa da tek bir gülüşüne bunların hepsini sineye çekebilecekolduğundan aşkta kalpten asla gitmeyen, gitmeyecek olan duygular arasında.
Bu küçük bir liste içerisine sıkıştırabildiğimiz duygular yok olmasa da birbiri içerisinde yer değiştirebilir mi?
Olur tabi! Niye olmasın?
Bizim kahramanımız, çaresız masum ama bir o kadar da şeytan kızımız Elisa'da sevgiden önce, aşktan çok çok önce filizlenmeye başlayan bir şey var.
Nefret!
Nefret ettiğimiz birini ne kadar sevebiliriz ?
Tüm hayatımızı mahveden birine nasıl aşık olabiliriz ?
Asla durulmayan nefreti aşka dönüştürebilir miyiz ?
Neden olmasın ?
Aşkın karşısında imkansız basit bir kelimeden başka bir şey değil miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret Sokağında Bir Aşk
RomanceUpuzun bir yol vardı önümde. Saatlerdir gittiğim. Bu yolun sonunda varacağım şehir yabancıydı bana. Tıpkı bu yol gibi. Tıpkı yanımda direksiyonu sıkmaktan parmak boğumları beyazlamış, sinirli ancak yine de dikkatli, karşısındaki yola odaklanmış adam...