NSBA- 9

426 27 6
                                    

"Gelecekse beklenen, beklemek güzeldir.

Özleyecekse özlenen, özlemek güzeldir.

Ve sevecekse sevilen; O hayat herşeye bedeldir"

-Özdemir Asaf

**

Dumur olmuşlardı. Tam anlamıyla. Şaşırmalarına hak verebilirdim çünkü gökten zembille inmiş gibi bir anda karşılarına çıkmıştım. Yahu bizde dedikodu yapıyoruz ama az biraz dikkatli olun be. Elisa'ya açık alanlarda dedikodu yaparken gözü kulağı gereğinden fazla kullanmak gerektiğini şu an tecrübe etmiş olmalılardı. Hizmetli arkadaşların üçü de, hadi durumu açıkla, dercesine Hayal'e bakıyorlardı. Bunun üzerine bizim hikayemizin klişe kötü kadını kendini savunacağını belirtircesine omuzlarını dikip konuşmaya hazırlandı. Ona fırsat vermeden atıldım.

''Kıskançsın Hayal. En başta Karan'ı, dolayısıyla beni, bizimle ilgisi olan her şeyi kıskanıyorsun. Aslında hak verebilirdim sana. Sevmek kötü bir şey değil ama bu kadar alçakça oyunlar oynamak, ne bileyim adından ve medeni durumundan başka bir şeyimi bilmemene, beni tanımamana rağmen arkasından atıp tutmak.. Bunların gerçekten sana yakışacağını düşünüyorsan devam et. Aşk insanı aptallaştırır derler, doğruymuş.. Aptal olma Hayal. Kendini bu kadar komik bir duruma düşürme. Aklıma geldiğinde gülüp, hastalıklı bir insan olarak tanımlayacağım bir şekilde yer edinme hafızamda.'' dedim gayet arkadaşça ama bir o kadar kendini beğenmiş bir tavırla. Hayal kolay pes edecek gibi durmuyordu. Gözlerini yumdu, belli ki söyleyeceklerini tartı ardından zehirli oklarını üzerime çevirdi.

''Sana ne demeli Elisa? Hadi ben aşkım uğruna savaşıyorum o yüzden senin deyiminle rezil rüsva ediyorum kendimi, sen neden hala buradasın? Tek bir dilekçene bakar, haksız mıyım? Yapabilme yetkin varken neden boşamıyorsun Karan'ı? Ben söyleyeyim; senin hoşuna gidiyor. Bu konak, bu ihtişam.. Ben başka bir neden bulamadım, seni dinliyorum.'' 

Bana saplanmak üzere doğrultulmuş oklardan ustaca hareketlerle kurtuldum. Çenemi iyice kaldırıp cevap vermek üzere hazırlandım. Benden biraz daha uzundu ama bu demek değildi ki olası bir saç baş yolma girişiminde mağlup olayım.. Söylediklerinin üzerimde bir etki yaratmadığını iyice kavrasın diye bir adım daha yaklaştım.

''Senin aksine ben bu ailenin durumunu da düşünerek hareket ediyorum. Dava açmamışsam tek sebebi Nazife Ninemdir. Onun başını yere eğmemek için senin gibi insanlarla muhattap olmak zorunda kaldığım bu evliliğe devam ediyorum. Hoş boşansak ne olacak? Benim kaybedeceğim bir şey yok ama sonra sustur susturabilirsen insanları.. Ama sana cidden acıyorum ya. Yanında olduğunu sandığın kimse yanında değil Hayal. Aysun Hanım kullanıyor seni, bu arkadaşlar..'' dedim yanındaki kızları göstererek. Sonra devam ettim. ''Yanında mı sanıyorsun? Sevgine saygım vardı ama şu andan sonra o bile yok. O kadar acizsin ki 'ben onlarla muhattap olmam' diyerek küçük gördüğün bu insanlarla oturmuş dedikodu mu yapıyorsun. Destekçi arıyorsun kendine, iki üç aptalın lafına kanıp kendini göklere çıkarıyorsun. Ben Karan'ın eşi olarak hadi bu konaktayım, ki bundan daha doğal bir şey yok sen niye buradasın? Yerinde olsam bu aşk arayışından vazgeçerdim. Karan'ın elması bırakıp gümüşe gideceğini sanmıyorum. Anlatabildim mi?''

Hayal susmaya niyetli değildi. Ancak atladığı bir nokta vardı ki bende onu dinlemeye niyetli değildim. Bir kaç adım daha atıp parmağımın ucuyla omzunu biraz ittirip gözlerine baktım.

''Kişisel bir tehdit olarak algıla, Karan'dan da benden de uzak dur. O benim, evliliğimiz süresince de öyle kalacak. Evli bir adamı ayartmaya çalışacak kadar düşmediğini umuyorum. Ha sen illa ben kaşarın tekiyim diyorsan hodri meydan canım. Göster hünerlerini..'' 

Nefret Sokağında Bir AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin