Üniversite hayatına geç atılmak benim suçum değildi. Geç çıkan vize yüzünden bir buçuk ay geç başlıyordum okula. Muhtemelen derslerin çoğunun başını kaçırmıştım. Bölümüm yeterince zordu zaten. İspanya'yı terk edip Norveç'e gelmiştim. Tabi bunun altında Jack vardı. Hayallerimin mesleğini okuyordum ama hayallerimin mesleği için Norveç son tercihlerimden biriydi ama üniversiteye kabul kağıdım gelince çok sevinmiştim.Kalacağım eve eşyalarımı yerleştirip hemen okula gittim. Kalacağım yer evim kadar büyük değildi ama 3 kız olarak bizi idare ederdi. Gerçi geç geldiğim için en küçük odaya kalmıştım ama idare etmek zorundaydım. Okula gittim hemen. En azından bu okulda tanıdıklarım vardı. Gerçi tanıdığım iki kişi vardı sadece. Hemen ders listemi aldım. Sınıfa gidip baktım. Ders vardı daha ve diğer derse 40 dakika vardı. Suratımı asıp dışarıya doğru yürürken birkaç kız gördüm. Belki bana yardımcı olabilirlerdi. Yanlarına gidip gülümsedim.
" Hey! Ben jose . Yeniyim ve Fen fakültesinin büyük kantini varmış sanırım. Oraya nasıl gidebilirim ve son olarakta Jack diye birini tanıyor musunuz?"
"Jack? Hangi Jack. Okul Jack’lerle dolu." diyince sarışın kaşlarımı çattım. 1.65 boyların da buğday tenli tatlı bir kızdı. Keşke tanımadığım insanlara derdimi daha iyi anlatabilseydim. Dudağımı ısırıp ona ümitle baktım.
"Jack. Sevgilisi var. Roben. Bir kardeşi var . Onun da adı Chuck olmalıydı. Tanımıyor musunuz? Onları bulmam gerek ama şuan arayamam derste olabilirler. Keşke haber verip gelseydim."
" Jack Hagen mı? Onları kim tanımaz ki. Gel seni götürelim. Muhtemelen kantindelerdir. Ben Jessie. Bu da Rose."
"slm tatlım."
Gülümsedim onlara. İyi kızlara benziyorlardı ve egoiste de hiç benzemiyorlardı. Sevmiştim onları ama Rose daha alımlı duruyordu Jessie'nin yanında. Dedikleri yer uzak sayılmazdı. Bir binaya girdik. Donmuştum dısarıda. Hava burada çok soğuk olabiliyordu gün içinde. Jessie kolumu sıvazladı.
"Sana sıcak bir şey alalım .İlk gelenler genelde üşürler. Alışırsın yakında . Nerden geldin?"
" İspanya’dan."
Gülümsedim ona .İçecek almak için giderken biranda kapşonumdan çekildim. En nefret ettiğim şeylerden biriydi. Sinirle dönünce bırakmıştı beni. Uzun boylu yapılı biriydi ama yüzü tanıdıktı. Onu yakından görmek daha farklıydı. Bana baktı.
"Yanlış yere gidiyorsun masamız orada."
" Nerede? Sen chuck mısın? Fotoğrafını görmüştüm ama bu kadar kocaman olacağını tahmin etmemiştim."
"Ne fark der ki Jack seni bekliyor hadi."
Kaşlarımı çattım. Cam kenarında bir masada oturuyordu. Dönüp kızlara baktım.Bizim sessiz konuşmamızı izliyorlardı. Onlara nazikçe gülümsedim
"Teşekkür ederim yardımlarınız için."
"Sorun değil. Tanıştığımıza memnun olduk jose."
Chuck kolumdan çekiyordu. Kolumu ondan kurtardım. Kızlara el sallayıp yürüdüm hızla . Jack kalkmıştı ve ama Roben ondan önce kalkıp hızla sarıldı bana. İkisi ilede çok fazla görüşmüştük ama ilk kez canlı olarak birbirimizi görüyorduk. Roben'e sarıldım bende.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jolly Mate
FantasiBazen verdiğiniz kararlar hayatınızı çok yönlü değiştirebilir. Her zaman başıma buyruk tavırlarım yüzünden çok yönlü kararlar veremiyordum. Hayatımın bir erkek tarafından yönetilmesine karşı olduğum için çok fazla kaçırdıklarım vardı. Hayattan ders...