Evet yeni bölüm sizlerle umarım beğenirsiniz benim hikayem öyle hızlı ilerlemiyor ama adımlarımı dogru attığımı düşünüyorum biraz kısa oldu ama inş ilerki bölümler daha güzel olucak inş beğenirsiniz iyi okumalar :)
Sürprizim konusunda kararsızdım aslında ya beğenmezse diye düşünüyordum ama onun için iyi olacak bir şeydi bu bunları düşünürken geldiğimi fark ettim kapıdan girmek istesem de camdan girmek daha heyecanlıydı her zaman o yüzden odasının camının açık olmasını ümit ettim ve bingo açık işte içimden dans ederken şanslı olduğum için seviniyordum etekle tırmanmak zor olsa da başarmıştım içeri girdiğimde tuna yataktaydı sessizce yanına gittim yüzüne bakmak için üstüne eğildim tabi ki sakar olduğum için üstüne düştüm ve uyandı Allah'ım yardım et bana.
-Ne oluyor ya
Gözlerini açtığında beni üstünde görünce gözleri fal taşı gibi açıldı hızlıca üstünden kalktım sakarlığıma sayarken bu arada tuna nın inlediğini duydum acaba bir yerini mi açıttım diye düşünürken yorganın altından ellerini çıkardı şaşkınlıkla bir yüzüne bir eline bakıyordum ne olmuştu buna ?
-Ne oldu ellerine?
-Sanane. Hem sen neden geldin eve nasıl girdin kapıyı açmadım sana ben ah pardon Tarzan olduğunu unutmuşum camdan girmişsindir yakında camıma kilit vurduracağım.
-Zırvalamayı kes tuna mercan eline ne oldu söyler misin?
Yeterince sinirlendirmişti beni zaten hala eline ne olduğunu anlatmıyordu. Yataktan kalktı üstüme doğru geliyordu dün kolumu sıktığı geldi aklına ellerim kollarıma kaydı bunu görünce daha çok sinirlendiğini görebilmiştim ellerimi hemen çektim tam önümde durdu burnundan soluyordu korktuğumu hissettim bana öyle sert bakıyordu ki yerin dibine girmek istedim bana neden öyle bakıyor ben ona ne yaptım ki bu neden canımı yakıyor bilmiyorum ama öyle bakmasını istemiyorum yeşil gözlerini görmek istiyorum siyaha dönmesini değil ben bunları düşünürken o bana bakmaya devam ediyordu ne yapmaya çalışıyordu anlamıyordum bir anda iki cümle çıktı ağzından.
-Özür dilerim.
Bu neydi şimdi neden özür dilemişti Tarzan dediğine alındığım için mi özür dilemişti hiç sanmıyorum.
-Ne için özür diliyorsun ?
-Dün canını yaktığım için nasıl yaptım bilmiyorum.
Ben hala şoktaydım evet dün canım yanmıştı ama buna takılacağını düşünmemiştim.
-Önemli değil dedim sadece.
Bir şey söylemiyordu sadece bir ellerine birde koluma bakıyordu o anda aklımdaki düşünceyle yerle bir oldum ellerini bana bu yaptığı için mi bu hale getirmişti hayır bunun olmasını istemiyorum korkarak ta olsa bu soruyu sormalıydım.
-Ellerine ne oldu benim canımı yaktığın için mi ne yaptın ellerine ?
-Seninle ilgisi yok üstüne alınma sadece olması gereken oldu.
-Nasıl bu kadar soğuk ve acımasızsın sen ellerini sırf benim kolumu sıktığın için bu hale getirdin ve seninle alakası yok diyorsun. Gözümden akan yaşları fark etmemiştim o silene kadar.
Yüzüme dokununca ne hissettiğimi bende anlamamıştım farklıydı özeldi ben kendimi anlamıyordum onu nasıl anlayabilirim ki sürekli değişen ruh hali yüzünden nasıl davranacağımı bilmiyordum bir kovuyor bir özür diliyor bir senle alakası yok diyor bir gözyaşlarımı siliyor beni karıştırmaktan başka bir şey yapmıyor daha fazla duramam burada hızlı adımlarla camdan atlayıp yürümeye başladım benim yüzümden canını yakması bunu kaldıramıyorum nasıl kıyar canına ben bugün ne kadar da umutluydum arkadaş olacağımıza dair odasında bir sürü maket vardı onunla bir şeyler yapabiliriz diye düşünmüştüm ama pes ettim benim yüzümden kendine verdiği zarar bu bana çok ağır gelir.
Tuna'dan
Üstüme bir şey düşmüştü kapım kitliydi aklımdaki tek isim azraydı. Gözlerimi açtığımda haklı çıkmıştım üstümde hemen toparlanıp kalktı utandığını kızaran yanaklarından anlayabiliyordum. Hem bu kadar cesur hem bu kadar utangaç olmayı nasıl başarıyor bu kız ellerimi gördüğünde dehşete düşmüştü ona ne diyeceğimi bilmiyordum açıklama yapmamada gerek yoktu zaten vakit kaybetmeden ne oldu diye sordu tabi ki yanıtım sananeydi o kötü ve can yakan cevaptır sanane insanı en dibe iter en bilinmeze hiçliğin tam ortasına iter ama kimse bilmez böyle anlamları herkes toz pembe yaşar hayat denen bu oyunu bu kızdaki inatçılık nedir ya hala ne oldu diye soruyor ne mi oldu senin canını yaktığım için canımı yaktım bunu nasıl yapabildim diye kendimi cezalandırdım ama bunları sana söylemem üzülmeni istemem o yüzden seninle alakalı değil dedim ama o bakışlarımdan anlamıştı çünkü çok zeki bir kızdı ağladığını fark ettiğimde istemsizce elim gözlerine gitti ağlamasını istemiyorum o ağlamamalı benim yüzümden kimse ağlamamalı buna dayanamam herkesten soyutlanmak için kapamadım mı bu odaya kendimi neden girdi hayatıma ne yapmaya çalışıyor.
Gözüme yerdeki poşet takıldı hediyeye benziyordu azra sanırım burada unuttu ama o bir şey unutmaz poşeti elime aldım ve içinde Eiffel kulesinin maket parçaları vardı önce şaşkınlıkla poşete baktım sonra etrafıma eğer bir gün buradan çıkarsam tek hayalimdi oraya gitmek o yüzden resimler ve küçük maketler vardı bunu nasıl anlamıştı benim en çok onu sevdiğimi nasıl anlamıştı bunu neden almıştı ki ne diye gelmişti gene odama poşeti açık maketi yapmaya başladım en sevdiğim şeydi maketler gidemediğim ne varsa onun maketini yapardım gittim sayardım anlamsızdı ama ben severim işte azrayı kırdım sanırım bir daha gelmeyecek gibi gitti gelir mi acaba o gelene kadar maketi bitirmem lazım gelince belki görmek ister neden duygular beni bu hale getiriyor neden bu kadar karışığım.
Azra'dan
Eve geldiğimde ilk işim duş almaktı gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu düşünceler aklımdan gitmiyordu neden kendine zarar verdi benim yüzümden bu canımı yakıyordu ne yapmam gerekiyordu bir daha oraya gitmemek eve bu işi burada kesmek en güzeli bu olacak ona zarar gelsin istemiyorum kararımı verdim bir daha ona gitmek yok.