-Bölüm 2

67 8 5
                                    

--

multimedia da Buse'nin annesi var.

Belki anlamadığınız yerler olacak. Ben tanıtıyım yine de.

Buse baş kahramanımız.

Burak, Buse'nin ve Yağmur'un en yakın arkadaşı.Okulun populeri.

Yağmur, okulda populer ve Buse'nin en yakın arkadaşlarından. Ve Burak'ın.

Cadı kadın olarak adlandırılan kadın Buse'nin üvey annesi olarak gördüğü kadın.

Baba. Bu rol Buse'nin babasını oynuyor. Umursamaz ve para düşkünüdür.

Bu bolumde bir adam var. Buse'nin annesiyle şey yapan adam ve o kesinlikle Buse'nin babası değil. Bardaki adamın teki :dsa

Ve daha bir sürü karakter olacak. Sadece bu bolumde ki karakterler BU KADAR :) İyi okumalar.

Zaman çok hızlı ilerliyor.Neden bazen durup bize

"Selam." demiyor.

Sadece "1" kelime. Neyse ki şu lanet olasıca hastaneden çıkmayı başarmıştım. Kaç haftadır bu anı bekliyordum.

"Selam. Neden bir yerde oturup kahve içmiyoruz?"

"Gerçekten yorgunum. Belki sonra."

Ah! Bir de bu eksikti. Hastaneden kurtulmuştum derken sevinemeden sevinç çığlıklarım, yarıda boğulmuş kedi yavrusuna büründü.

"Orada mısın? Buse?"

Evet kesinlikle buradayım fakat ruhum gezintiye Paris'e çıkmış bile.

"Ah. Evet, buradayım."

"Peki. O zaman buluşuyor muyuz?"

Biliyor musun, gerçekten isterdim diyebilmeyi isterdim. Ama yorgunum anlamıyor musun?

"Bak, Burak seni kırmak istemiyorum fakat biliyorsun daha yeni çıktım hastaneden."

Tek dediği şey "Peki!" olmuştu. Sonra telefonun yüzüme kapandığını hissederekten, telefonumu yatağa fırlattım. Neden kimse beni anlamak istemiyordu ki?!

Sonra telefonumu alıp, yatağın üzerine çıktım. İlk yorganla cebelleştim. Sonra bağdaş kurup yatağın bir köşesine oturdum.

Aklımdan Ferhat'ı aramak geçti. Fakat onla konuşmak istediğimi sanmıyordum. Ya da ona şaka filan mı yapsaydım. Evet sonuç olarak sevgiliydik ve sevgililer böyle küçük sürprizler yapardı.

Evet biz Ferhat'la iki senedir çıkıyoruz.Ferhat, okula ilk geldiğinde tüm kızların gözü onun üzerindeydi. Ve en sonunda Ferhat'ı kendime aşık ettirmiştim. Bana hediyeler alıp mutlu ediyordu. Her kızın hayaliydi. Fakat garip bir şey vardı. 2 sene boyunca öpüşecek kadar yakınlaşmamıştık. Ama lise 2'lilerin gözde sevgililerindendik. İkimizde okulun popüleriydik. Ben Yağmur sayesinde popüler olmuştum. Yağmurla garip bir şekilde tanışmıştık. Aslında çokta uzaktan olsa akrabayız. Benim okul çıkışında önümü kesmişlerdi. O zamanlar Yağmur popüler olmak üzereydi. Burak ve Yağmur önceden tanıştıkları için beraber takılırlardı. Okul çıkışında tesadüfen Burak beni görüp , bana yardım etmiş Yağmur da destek olmuştu.Tam tamına 4 senedir arkadaşlığımız bozulmamış ve o günden sonra beraber okulun üçlüsü olmuştuk.

Ferhat ile çıkmamın sebebi aşk değildi. Çünkü ben ona hiç aşık olmadım fakat sevdim. Hoşlandım. Sırf bana kendi hayatımdan daha fazlasını vermesi için onu sevdim. Evet çok saçma ama o lanet babamla o üvey cadısı annemi -bilmiyorum fakat annem üvey anneler gibi davranıyor âdeta bana- unutmak ve hayatın diğer şekillerini görmek benimde hakkımdı sonuç olarak. Ben kaza geçirdiğimde, kaza geçirdiğimi bildikleri halde -annem ile babam- hastaneye 3. gün geldiler. Ah biliyorum, ne kadar saçma değil mi?

Para onlar için bir çocuk gibi. Biz ise onlar için bir kağıt parçası.

O üvey cadısı -sözde anne olacak- annemden nefret ediyorum. Neden mi?

Daha 6-7 yaşlarında masum bir kızdım. Kumarın, seksin, içkinin, sevişmenin, cinselliğin ve rakı gibi şeylerin ne olduğunu bilmezdim. Evet o kadar saftım. Bir gece ayak sesleriyle uyandım. Ve küçük mırıldanan şarkı sözleriyle. Kapıya yöneldim. İlk salonda annemin olduğunu görünce sevindim.

"Anne!" diye bağırmak istedim fakat sonra bir elin annemin beline dolandığını ve kendisine çektiğini gördüm.

Babam diyemezdim. Babam iş gezisine yurt dışına çıkmıştı. Merdivene yöneldim. Kendimi farkettirmeden merdivenin oraya oturdum. Sonra ne mi oldu?

Adamın elleri, annemin belinden aşağı indi. Belliydi, sarhoştular. Fakat ne yaptıklarını düşünemiyecek kadar değillerdi. Duyabiliyordum. Annemin şarkılar mırıldanıp, arada bir saçma saçma kahkalar atmasını.Görebiliyordum. Adamın, annemin kıyafetlerini çıkarıp cinsel organlarına dokunmasını.İkiside tamamen çırıl çıplaktılar. Gözlerimi kapattım minicik ellerimle. Görmek istemiyordum bu rezilliği. Kulaklarımı kapatmak gücüme gitti. Annemin bağışlarını duymak ne kadar kötü bir histi. Yanağımdan akan damlalar çenemden dökülüyordu ve her geçen dakika boyunca daha çok ağlıyordum. Ve bir an ses kesildi. Adam konuşmaya başladı.

"Ya Buse görürse?"

Adımı duyunca korktum. Ve sonra şu ses kalbimi o kadar incitti ki kalbim parçalanmış yerine metal, dermirden ve çok ağır bir şey koyulmuş hissettim. Bir an için taşıyamayacağımı düşündüm.

"Önemli DEĞİL"

O günden sonra annem dediğim o cadı kadın yoktu. O gün ölmüş ve bitmişti benim için.

Bunu babama söylemedim, söyleyemedim. Çünkü babam, o cadıya değer veriyordu. Ah!? Lanet olsun babamı niye bu kadar önemsiyordum ki? Hiç bir fikrim yoktu.

Benim AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin