" Yüzyıllık bir çınara sarılmış zehirli sarmaşık gibiydi kötülük, sarıp sarmalamıştı dünyayı ve Henna bazılarının hâlâ nasıl iyi kalabildiğine şaşıyordu. İyiliği nerede muhafaza edebiliyordu insan , nasıl koruyordu bu bembeyaz duyguyu siyahtan. Ying yang felsefesi kadar karışıktı bu sualin yanıtı. Tezatlıkların birbirinden doğuşunu anlatan felsefenin daha fazla aklını kurcalamasına izin vermedi Henna. Genç kız kapıyı açmak için uğraşırken, ona sahte bir tebessüm sundu. Kapı açılıp, genç kız içeri geçtiğinde Henna etrafına sinsi bakışlar savurdu. Herkes bu büyük partiyle öylesine meşguldü ki kimse onları görmemişti. İçeriye geçip, kız kapıyı üzerlerine kapattığında, Henna'nın burayı sevdiğini belirten dudak kıvrımları gözleri etrafı taradıkça çoğaldı. Karanlık, sessiz ve kan kırmızısının parlayacağı bir koyuluğa sahipti. Otelin bu kısmındaki odalar eskiden diğer katlara nazaran daha makul bir fiyata kiralanıyordu. Bu kat güneş ışığından yoksun olması sebebiyle tadilatla kapatılmıştı ve kimi zaman malzeme deposu olarak kullanılırken kimi zaman bazı ,evi uzak olan personellerin burada kalmasına izin veriliyordu. Henna bunu bildiğinden, kızın iyi niyetini kullanarak buraya gelebilmişti. Genç kızla tanışalı henüz üç gün kadar oluyordu.
Bu sonun sebebi iyimser bir güven duygusu olacaktı. Birkaç günlük tanıdığı birine nasıl güvenirdi insan, ona yardım etme isteğinin işini riske atmak pahasına ağır basmasını sağlayan bu saf iyiliğin sebebi neydi? Kız kaldığı odanın kapısını aralayıp, içeriye girdikten sonra onunda girmesi için kapıyı sonuna kadar dayadı.
"Burada kalıyorum bazen, burası biraz karanlık ve diğer odalara göre küçük ama idare edersin sanırım." Hemen odanın içini gözleriyle tarayıp, her ayrıntıyı zihnine kazıyan Henna başını onaylarcasına sallarken, gülümseyerek konuştu.
"Evet, elbette ederim." Henna, o kendince bir şeyler mırıldanırken, her ihtimale karşı kapının dış tarafında duran anahtarı alıp, kapıyı kapattı ve kilitledi. Konuşuyor olmasına rağmen kapının sesini duyan genç kız aniden Henna ile göz göze gelirken, şüpheye düştüğünü ele veren bakışlar savurdu.
"Kapıyı neden kilitledin?" Kaşları çatılan kız sualinin yanıtını beklerken oldukça gerilmişti.
"Alışkanlık, ben hep kilitlerim. Yalnızlığın verdiği bir tedbir sanırım." Genç kız anında gevşemeye başlarken gülümsedi, aslında buruk bir gülümseyişti, onun bu şekilde korumacı olacak kadar yalnız hissetmesi, az sonra olacaklardan habersiz üzüyordu onu. Henna, gözünü yatağa çevirip, bembeyaz çarşafa baktığında üzerinde beliren hayali resimle gülümsedi.
"Saç kurutma makinası var mı?" Hâlâ çarşafın üzerinde olan bakışları, hayallediği resmin içinde uyandırdığı heyecanla göz bebeklerini sürekli hareket halinde tutuyordu.
"Evet var, duş mu alacaksın? Banyo temiz." İşaret parmağıyla banyoyu gösterirken, banyo kapısına saniyelik bir bakış atan kız, gözlerini yeniden Henna'ya çevirdiğinde onun sessizce mırıldandığını işitti.
"Evet her yer beyaz, şimdilik." Kadının minnettarlıkla gölgelenen kem gözleri şeytani bir tebessümle kısılırken, o tebessümün kıvrımlarında, bu gecenin hazzı doğmaya hazırlanıyordu.
"Anlamadım." Elbette anlamamıştı, anlayamazdı. Henna, yatağın üzerinde duran çantasına yaklaşırken mahcup bir ifade takınıp, neredeyse masum denilecek bir tonlamayla bu mahcubiyetini yansıtarak konuştu.
"Biraz otursana, zaten sana yeterince zahmet verdim. Bende çantamdaki eşyalarımı boşaltayım" daha fazla mahcup hissetmesini istemediğinden köşedeki sandalyeye oturan genç kız hâlâ ona bir şeyler anlatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERİ TUTKU +18 (KİTAP OLDU)
Misterio / SuspensoVe şimdi ben, doğduğum cehennemime döndüm. Ruhum hâlâ aynı hazla sevişiyor, karanlığa bulandıysanız bu üzerinize su dökünerek kurtulacağınız bir kir değildir. Yeryüzü artık cehennem, o artık her yerde... Katran karası ruhu, herkesin tenine değmişken...