Birthday Present & A Message

680 55 17
                                    

Bugün doğum günün olduğu için Novena ile akşam yemeğe çıkmıştınız. Kitapların ve herkesin kaderinin tekrardan yazılmasını kafana fazlasıyla takmıştın ama Novena endişelenmesin diye bunu düşünmüyormuş gibi davranıyordun.

"Yemek güzel mi? Ben sana pizza yemeye gidelim dedim ama hayır. İlla baban gibi abartı olmanız gerekiyor." Denizin yanına yapılmış bir restorandaydınız. "Afedersin, anneciğim, ama ben bir Asgard prensesiyim. Öyle davranılmayı hak ediyorum." Şaka amaçlı kendi kendisine egolandığında kahkaha atmıştın.

Kahkahan yanınıza yaklaşan siyah saçlı birisiyle kesilmişti. Yanınıza gelen adama baktığında gülümsemen devam etmişti. Kısa bir selam vererek daha da yanınıza gelmişti. "Edmund!"

"Merhaba. Nasılsın?" Gülümsemen devam ederken cevap vermiştin. "İyiyim. Sen nasılsın?" O da aynı cevabı verdikten sonra hala yanınızda duruyordu. Bir şey demek istediği belliydi ama bir türlü söyleyemiyordu. "Bize katılmak ister misin?" Edmund başını yavaşça sallayıp iki kişilik masaya başka bir sandalye çekip yanınıza oturmuştu.

Gergin olduğu her halinden belliydi. Novena'yı gösterip konuşmuştu. "Kızın mı?" Novena'ya bakıp tekrardan gülümsemiştin. "Evet. Adı Novena."

"Şaşırdım doğrusu. Çünkü yalnız olduğunu düşünüyordum." Bu dediğine kahkaha atmıştın. Yalnız olup olmadığın o kadar karışıktı ki. "Evet doğru düşünmüşsün. Yalnız bir anneyim." Edmund başını sallayıp denize bakmaya başlamıştı.

"Edmund yanımıza öylesine günlük bir sohbet için gelmedin, değil mi?" Bunu demenden sonra hemen başını sana çevirmişti. "Evet." Biraz bekledikten sonra konuşmaya devam etti. "Yalnız bir anne olduğunu söyledin. Bunu değiştirmek ister misin?"

Edmund'a şok olmuş bir yüz ifadesiyle bakmıştın. "Ne yani anne olmamam için çocuğumu öldürmemi mi teklif ediyorsun?" Novena bu dediğine kahkaha atarken; Edmund gerilmişti ve ne diyeceğini bilemediği barizdi. "Hayır! Ben onu demek istemedim! Belki bir gün dışarı çıkıp bir şeyler yaparız demek istemiştim." Tekrar yavaşça gülümsemeye başlamıştın. "Olabilir. Bunu işte görüşelim."

Edmund da hemen gülümseyip izin isteyerek yanınızdan kalkmıştı. "O kimdi?" Novena'nın sorusuyla sonunda yanınızdan kalkan adamdan gözlerini çekip kızına bakmıştın. "Edmund. O bir psikiyatrist. Psikoloji hakkında yapılan bir seminerde tanışmıştık."

Bir anda başına eskiden Asgard'da bulunurken yaşadığın baş ağrılarından birisi girmişti. Bu sefer ise Edmund'ın yüzünü hatırlamıştın. Onu nereden hatırlıyor olabilirdin ki?

Konferansta tanıştığınızı düşünüyordun ama artık hayatında bulunan hiçbir detaya güvenmiyordun. "Yakışıklıymış açıkçası. Bence kaçırma." Novena konuşunca baş ağrısını ve bütün durumu unutup kahkaha atmıştın. "Sen ne diyorsun öyle bakayım? Ne oldu yeni birini görünce babanı mı unuttun?"

İkiniz de oradan buradan alınmış saçma konuşmalarınıza devan etmiştiniz. Eve geldiğinizde ikiniz de yorgundunuz. Novena'nın uyuduğuna emin olduktan sonra duşa girmiştin. Saçına havluyu sararken masanın üstünde duran kutuyu görmüştün. Duşa girmeden önce o kutunun orada olmadığına emindin. Etrafa dikkatlice bakıp yastığının altındaki hançeri almak için yavaş yavaş ilerlemiştin.

Kutuya da yavaşça yaklaşırken neden üstünde sadece havlu olduğunu düşünüyordun. Masaya yaklaşınca hançerini masaya koyup siyah kutunun kapağını yavaşça açmaya başlamıştın. Karşına çıkan ilk şey bir karttı. Bu yazıyı çok iyi tanıyordun. "İyi ki doğdun, Kraliçem." Kartta yazanları içinden okumuş olsan da bir de sesli söyleme gereği duymuştun. Kartın altında kutuda duran şeye baktığında gözlerin kamaşmıştı.

Yeşil parlak bir taştan yapılma yüzüğü gördüğünde gülümsemiştin. Bunu kimin gönderdiği belliydi. Yüzüğü kutusundan çıkarıp parmağına taktıktan sonra parmağına tam olarak uyduğunu görmüştün. "Hediye için teşekkür ederim. Loki beni göremez ama Heimdall, sen bunu ona söylersin. Sana da teşekkürler Heimdall."

Ertesi gün yüzük hala parmağındaydı. Çıkarmak istemiyordun. Bu sana ondan kalan tek parçaydı çünkü. İkinizin toksik bir ilişkiye sahip olduğunu biliyordun. Kendiniz dahil etrafta bulunan herkesi zehirliyordu bu şey. Ama yine de unutamıyordun.

Kitabını yarıda bırakıp odandan çıkıp mutfağa su içmek için gitmiştin. Novena daha uyanmadığı için kahvaltı da yapamamıştın. Kendi başına odanda kitap okuyordun. Su içme işleminden sonra odana geri döndüğünde seni bekleyen adam seni şaşırtmıştı. "Freyr! Burada ne yapıyorsun!"

Freyr, etraftaki eşyalarla oynamayı kesip sana dönmüştü. Seni baştan aşağıya süzdükten sonra eline bakıp gülümsemeye başlamıştı. "Yüzüğü takmışsın... Onu yapmak bir buçuk ayını aldı biliyor musun? Her an onunla uğraştı. Sana kendi eliyle vermek istedi ama onu muhtemelen görmek istemeyeceğini düşündü."

Freyr'ın dediklerini umursamamış gibi davranıp devam etmiştin. "Buraya bana Loki'nin el işçiliğini anlatmaya mı geldin?" Freyr sana doğru yaklaşıp elini tutmuştu. "Hayır! Sana demek istediğim şey onun çok kötüye gittiği. Ona yardım edebilecek tek kişi sensin. Lütfen, benimle gelin." Sesi ne kadar ciddi olduğunu belirtiyordu. Ve biraz da üzüntü barındırıyordu. Ama onu göz ardı etmeye çalışmıştın.

"Zaten gelmeyi planlıyordum. Kitapların tekrardan yazıldığını öğrendim. Neler olacağını anlamam gerekiyor. Bu felakete yol açar." Freyr heyecanlanmıştı. "O zaman Novena'yı da al ve şimdi gidelim. Neyi bekliyoruz?" Oraya dönmeyi çok istiyordun ama aynı zamanda da istemiyordun.

Kitapların durumunu, kaderleri öğrenmen gerekiyordu. Ve bütün arkadaşların da oradaydı. Ama aynı zamanda burada da bir hayatın vardı. Freyr'a bir süre daha baktıktan sonra Novena'nın odasına ilerlemiştin. Senin kapıyı açacağın zaman Novena kapıyı açıp gözüktüğünde gülümsemiştin. "Ben de seninle konuşmaya geliyordum. Asgard'a gitmemiz lazım."

Novena'nın sevinci yüzünden okunuyordu. "Tamam! Gidelim. Ne zaman?" Kızının elinden tutup odana doğru ilerlemiştin. "Şimdi."

Freyr ikinizi gördükten sonra yarım ağız gülmüştü. Kendi kendine 'Vanir tanrıları işte. Ne olacak!' düşünmüştün. "Heimdall! Portal!" Yüzünde hoşnutsuz bir ifade vardı.

Portaldayken gözlerini açıp etrafındaki rengarenk ışıkları izlemiştin. Altından bir yere ayak basınca gözlerini kapatmıştın. "Hayır. Görmek istemiyorum." Ama Heimdall'ın tanıdık sesini duyman sana yetmişti. "Hoşgeldiniz, Kraliçem."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 22, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

I Know You // LokiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin