2.Bölüm

116 13 6
                                    

"Haneul, ben çok yoruldum.

Bu duyguyla yaşamaktan çok yoruldum.

Yıllardır kimseye zarar vermemek için insanlarla olan ilişkimi kestim.

Biliyor musun ben artık hissetmiyorum yani hissetmek ne bunu bile bilmiyorum.

Ama dün "O"nu gördüm sadece iki saniye gözlerimiz buluştu.

O iki saniyenin hissettirdikileri beni ömrüm boyunca mutlu etmeye yeterdi.

Ağlıyorum çok korkuyorum böyle hissetmek çok garip geliyor.

Onunla karşılaşmaktan korkuyorum. Bu hislerden korkuyorum."

Albedo:

İşten yeni gelmiştim saat beş buçuktu, saçma sapan iş kıyafetlerimden kurtulup eşofman ve sweatshirt giydim. Saçlarıma çeki düzen verdikten sonra. Çantama defterimi ve kalemlerini koydum. Yıldızlarımla buluşmak için hazırdım.

Tepeye doğru yürürken gün boyunca göz ardı etmeye çalıştığım duygularım daha çok yoğunlaşmıştı.

"O"nu düşünüyordum sürekli ve bunun olmasından nefret ediyordum.

Sadece iki saniye göz göze geldiğim bir insanı bütün gün düşünmek beni deli ediyordu.

Ne zaman bir düşünceden kendimi uzaklaştırmak istesem yaptığım şeyi yine yaptım.

Katili olduğum insanları düşündüm. Bu gerçek beni her düşünceden uzaklaştırabilecek kadar güçlüydü. Ben bir katildim. Ben yaşama hakkına bile sahip değilken. Başka insanları hayatıma sokamazdım. Buna izin veremezdim. Her ne kadar beni yalnız kalmaya hayat zorlasada. Bu benim gerçeğimdi ve bende bu gerçekle yaşamayı öğrenmek zorundaydım.

Ben bunca yıl yalnız kalmayı başarmışken şimdi sadece iki saniye göz göze geldiğim çocuğu tüm gün düşünüyorum.

İşte gerçekler yüzüme bir tokat gibi çarparken tepeye vardığını farkettim yavaşça tepeye çıktığımda bankta "O"nu gördüm.

Ayak seslerimi duymuş olacak ki arkasını dönüp bana baktı.

Bana iki saniye bakması aklımı kaçırmama yetmişken.

"O" ayağa kalktı ve ağzını araladı

"Merhaba benimle birlikte oturmak ister misin?"

"Olur" dedim sakince ve bunu dediğim için gerçekten kendimden nefret ettim kendi hayatıma ihanet etmiştim.

Sessizce oturuyorduk

Telefonunu çıkardı bana bakıyordu, cesurca gözlerimin içine bakıyordu.

Korktum.

Çok korktum.

Kaçmak istiyordum.

Telefonundan bir şarkı açtı

"망설인다는 걸 알아 진심을 말해도
Biliyorum tereddüt ediyorsun çünkü gerçeği söylesen bile

결국 다 흉터들로 돌아오니까
Sonunda hepsi yara gibi geri gelecek

I do believe your galaxy
Senin galaksine inanıyorum

듣고 싶어 너의 멜로디
Melodini dinlemek istiyorum

너의 은하수의 별들은
Yıldızların Samanyolu 'nda

너의 하늘을 과연 어떻게 수놓을지
Unutma nasılsa seni bulurum

나의 절망 끝에
Umutsuzluğumun sonunda"

~Magic Shop

Şarkı bitiyor ama şarkının büyüsünden çıkamıyoruz.

Ağlıyorum

Ağlamak istemiyorum

Güçlü duramıyorum
.................

Yalnızlığımda boğulurken

Kimse yoktu yanımda

Ve şimdi ben ölmüşken bu güzel adam;

Bana bakıyordu

Beni kurtarmak istercesine bakıyordu

Ölmüş bir bedeni kurtarmak mümkün müydü?

Kutarabilecek miydi?

Buna izin verecek miydim?

Bilmiyorum.
..............

Ellerimi tuttu

Artık bir kalbimin olduğundan bile emin değildim.

Büyülenmiş gibi hissediyordum.

"Adın ne ?" Dedi

Sesi damarlarımda dolaşıyordu sanki

"Albedo" Dedim

Ardından

"Senin?" Diye sorabildim.

"Jungkook" dedi.

Albedo~jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin