Bora'nın iğrenç şakasıyla uyandım.
"Allah! Olamaz uçak düşuyoorr!! Pelin kalk gebericeZ!!"
Tabii ben de hayvanlar gibi anırarak kalktım. "Hayırr kalkın ölüyoruz!!"
Gözlerimi açtığımda otobüsteki herkes inmişti. Bora hayvanlar gibi anırarak gülüyordu. Bacağına iki cimcik atınca sustu.
"Ahh.. Yuh Pelin ya sen o tırnaklarını kesmeyi hiç düşünmedin mi"
"Ohh iyi de yapmışım. Hadi aşağı inelim."
Ceza olarak bavullarımı ona taşıttım.
"Ya Pelin ne aldın bu kadar? Çantanda eşek ölüsü var sanki."
"Sus be öküz! O şakayı yapmadan önce duşünecektin bunları."
Bizi hoş bir kız karşıladı. Ardından sihay bir minibüse binip otelimize vardık. Öküz ve benim odam yan yanaydı.
Odama girer girmez kendimi yatağıma attım. Biraz dinlendikten sonra kalkıp duş aldım. Otelin akşamyemeğine yetişmek istiyordum.
Siyah mini kot şortumu ve beyaz askılı tişörtümü giydim. Sarı saçlarımı düzleştirip yemeğe indim. Merdivenlerde Öküz' le karşılastık.
"Yemeğe mi iniyorsun?" diye sordum.
"Evet. Sen?"
"Ben de."
"Bizim masaya oturmak ister misin?"
Masada sadece o ve ben olacağımızı düşündüğüm için kabul ettim. Ama masada benimle birlikte tam dört kişiydik.
Bir dakika bir dakika... O Enes değil mi?
Masaya oturur oturmaz Bora beni tanıştırmaya başladı.
"Bu Tuğçe." dedi en köşede oturan kumral kızı gösterirken. Kız gerçekten çok güzeldi. Ela gözleri ve dalgalı siyah uzun saçlari vardı.
Ardından Enes'i tanıştırmak istediğinde onu engelledim. "Biz birbirimizi zaten tanıyoruz. Aynı okulda okuyoruz."
Tuğçe ve Bora bize şaşkınlık içinde bakarken Enes konuştu. "Ne bakıyorsunuz öyle öküzün trene baktığı gibi? Otursanıza."
Oturduk ve yemekleeimizi sipariş ettik. Tuğçe'yi çok sevmiştim, çok iyi ve tatlı bir kızdı. Yemekten sonra Enes ve Bora havuza girmeye gidince biz de Tuğçeyle kamelyaların olduğu yere gittik.
"Ee sevgilin var mı peki?" diye sordum.
"Hayır. Yok. Senin?"
"Maalesef. Bu arada Bora ve Enes'le ne zamandır tanışıyorsunuz?"
Güldü. "Çocukluktan beri tanıyorum onları. Kardeşim gibiler."
Biraz durdu ve iç geçirdi. "Aslında benim hoşlandığım birileri var."
"Öyle mi!? Kimmiş o şanslı erkek?"
"Uğur diye bir çocuk. Resepsiyonda çalışan var ya, işte o."
Bana güvendiği apaçık oradaydı. Ama ben ona sırrımı vermedim.
Gerçekten Tuğçe ile konuşmak keyifliydi. Biz konuşurken Enes ve Bora ellerinde dondurmalarla geldiler.
"Ohoo.. Biz sizi bıraksak siz tüm gün burda otrup konuşursunuz." dedi Enes. Kaslarını belli eden dar beyaz bir tişört giymişti.
"Bu geceyi film gecesi mi yapsak?" diye sordu Tuğçe. Hepimiz sevinçle kabul ettik ve akşamyemeğinden sonra Enes'in odasinda bulustuk.
Filmi ben ve Tuğçe seçtik. Romantik Komedi.
Keyifli saatler geçirdikten sonra odalarımıza dağıldık. Annemin sözünü dinleyip buraya geldiğim için çok mutluyum.