Odama girer girmez bavulumu hazırlamaya başladım. Ne var ne yok hepsini doldurdum. Ardından biletimi internetten satın aldım ve ... Ve yola çıkmaya hazırdım.
Kapıyı açtığımda bana bakan üç masum kedi yavrusu gördüm. şaka lan şaka. Camış kadar insanlar, Bora, Enes ve Tuğçe.
"Çekilin önümden. Ben gidiyorum."
Bora kapı eşiğine kolunu dayayıp aklı sıra bana engel yaptı.
"Nereye beybisi?"
Beybisi??
"İstanbul'a gidiyorum."
"Aşk olsun kızım yaa.." desi Tuğçe. "Bir veda bile etmeden mi gidecektin?"
Hemen Tuğçe'ye sarıldım."Sana veda edecektim de şu öküzlere değil."
Enes ve Bora birbirine bakıp somurttular.
"Eğer şu ikisi barışırsa kalırım." dedim Enes ve Bora'yı gösterrek.
"Öyle birşeyin olma ihtimali yok güzelim." dedi Enes.
"Of Bora ya çık önümden."
"Çıkmıyorum."
"Ama otobüse geç kalacağım"
Sırıttı."Bizim niyetimizde bu zaten."
Bavulumu da alıp yatağıma uzandım. Diğerleri de içeri girdiler ve Bora kapıyı kilitleyip anahtarı cebine tıkıştırdı.
Yaklasık yarım saattir içerideydik.
"Off ya tamam otobüse geç kaldım, oldu mu?"
Bora bana. sımsıkı sarıldı. "Ohh bee rahatladım."
Bölüm bayağı kısa oldu kisira bakmayın.