BİRİNCİ BÖLÜM

229 136 146
                                    

İlkler unutulmaz, geçsede hep izi kalır...

R.O.D.Y Dünyada - Türkü

1 - ANNE AĞRIM...

Bir çığlık sesi yükseldi,  annem  yine kendinden geçmişti. Biraz sonra olacaklar için yatağımda doğrulup yataktan çıkıp kenarına oturdum, içimden saymaya başladım. 1,2,3,4,5 zaman yaklaştıkça içimdeki korku büyümeye başladı. 75,76,77,78,79 bir patırtı koptu adım seslerinden odama yaklaştığını anlıyordum. 115,116,117,118,119 ve kapım sertçe açıldı. Annemin adımları bir kaç saniye duraksadı,  bakışlarım yüzüne tırmandığın da öfkeli bakışları ile karşılaştım. Hızlıca yanıma gelip kolumdan kavradı sertçe  " seni sürtük ne yaptın sen ?  " Sadece baktım her gece aynı şey oluyordu ve ben her gece bu anın bitmesini bekliyorum evet bir aptalım bu hiçbir zaman geçmiycek birimiz ölene kadar devam edicek. Yüzüme yediğim tokatla başım yana düştü. Nefret dolu bakışları yüzümü taradı   " diz çök  " bunu ilk defa istiyordu anlamsızca dediğini yaptım. İkiletmedim , çünkü eğer ikiletirsem olacakları biliyorum. Önünde diz çöküp öylece bekledim , birkaç saniye geçti sonra odayı terk etti, sanırım bugün şanslıydım ilk defa yıllar sonra hayat bana gülmüştü , küçük bir kıkırtı kaçtı dudaklarımdan. Adım sesleri yine kulaklarıma dolduğunda kıkırtım kesildi ve dudaklarım düz bir çizgi halini aldı, donuk  bakışlarımı kapıya kaldırdım. Annem' in elinde bıçakla bana baktığını gördüm. İçimdeki korku artarken kalbimin gümbürtüsü kulaklarıma doluyordu. Elindeki bıçakla arkama geçtiğinde olacakları beklemekten başka çarem kalmamıştı , bir kaç saniye öylece başım önde önünde diz çökmüş bekliyorum , yaptıklarına anlam veremiyordum.  "Ahh " sırtıma değen bıçakla ağzımdan kaçan iniltiye mani olamadım , annem bıçağı sırtımda gezdirirken dişlerimi sıktım. Anne ne demekti , anne aile ,yuva değil miydi , çocuğuna birşey olacak diye ödü kopan çocuğu için canını vermeye hazır olan. Anne ne demekti ben bunu hiçbir zaman öğrenemedim ,belkide hiçbir zaman öğrenemiycektim , bıçak sırtımdan ayrıldığında gözümden düşmesine mani olmadığım bir yaş firar etti. Bu yaş annemin bana anne olamayışınaydı, bu yaş çocuk olamayışımaydı, gülemediğim her anaydı bu yaş. Ağlamazdım ben ağlamayı bilmezdim ki,  annemle uyuyamadığım için hiç ağlamadım, sokakta düşüp sırf annem gelip benimle ilgilensin diye ağlamadım hiç, pamuk şeker almak için ağlamadım hiç, babamı görebilmek için ağlamadım ki ağlamayı bileyim. Ben ağlamayı daha iki yaşındayken annemin bana attığı tokatla öğrenmiştim ben ağlamayı doya doya anne diyemedim için öğrenmiştim,  pek ağlamam zaten yıllardır ağlamıyorum , en son ne zaman ağladım hatırlamıyorum bile. Annem odayı  terk edip gittiğinden beri hala dizlerimin üstünde başım önümde duruyorum, ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama eve çöken sessizlikten annemin uyuduğunu anlamıştım. Çelimsiz kollarımı zemine iyice dayayıp doğruldum, her hereketimle sırtımdaki acı artarken ağzımdan engel olmaya gücüm olamayan hissiz bir hıçkırık koptu sağ elimi hızlıca dudaklarıma kapattım annemin duymasından korkarak , tamamen doğrulduğumda ter içinde kalmıştım. Kapıya ilerleyip kapattım ve bir yumrukla bile açılacak kilidini çevirdim, ne kadar beni koruyamasa da kilitli olduğunu bilmek iyi geliyordu. Sanki bir yumrukla devrilmiycekmiş gibi. Başımı kaldırıp duvardaki saate baktım 01.10 'du. Küçük adımlarla yatağıma ilerledim, her hareketimde sırtımda akan kanın pantolonumun bel kısmına dolduğunu hissediyordum, sabah okula gitmem gerekiyordu ve bu thişörtle uyursam sabah çıkarmakta zorlanıcağımı biliyordum. Yatağımın kenarına geldiğimde kendimi bıraktım , sert yatağa temasımın şiddeyi ile sırtıma yeni ağrılar saplanırken gözlerimi sıkıca yumdum , birkaç saniye durup ellerimi thişörtümün uçlarına götürdüm, canımın yanacağını bilsem de bir çırpıda thişörtü üstümden sıyırdım. Bıçak yüzünden yırtıklarla dolu thişörtüme kaydı bakışlarım , arkası kesik ve kanla doluydu , içli bir iç çektim , thişört almak için ayaklanacakken birden vazgeçtim , şimdi giyeceğim thişört muhtemelen sabaha kadar tekrar kana bulanacaktı , elimdeki kanlar içindeki thişörtü yatağın kenarına bırakıp yatağın üstüne çektim kendimi , yatağın başlığına yaklaştığımda kendimi yavaşça yüz üstü bıraktım yatağa , üstümde sadece iç çamaşırım vardı, oda serindi fakat sorun değildi daha kötüsünü yaşağım zamanlar olmuştu , sırtımdaki ağrı dayanılmaz bir boyuta geçtiğinde bir elim yatağın kirli örtüsünü kavrayıp sıkarken, bir elim yumruk haline gelip işlerimin arasında yer aldı.

Anne ne kadar kutsal bir kelimeydi oysaki. Benim hep anne ağrım oldu ,hep anne ah'ım ,  ben hiçbir zaman mutlu olduğum için anne diye bağıramadım , ona sığınmak için anne diye seslenmedim hiç , beğendiğim birşey için elinden tutup anne demedim hiç ,ben her zaman anne dedim ama her anne diyişim bir yalvarış içindi, bana acıması içindi her anne diyişim bir feryattı, bir çığlıktı ben annelik nasıl olur bilmiyorum hiç , annemle hiç gülmedim , hiç sohbet etmedim , hiç birlikte yemek yemedik , birlikte hiç birşey yapmadık ben annem varken annesiz yaşadım. İyiki yerine hep keşkelerime sebep oldu , ben hiçbir zaman annem olduğu için iyiki diyemedim onun yerine keşke dedim keşke...

Merhaba arkadaşlar bu kitap çoğu zaman aklıma gelip kesit kesit kendini gösteriyordu ,  aklımı bulandırıyordu , bir türlü nasıl başlamam gerektiğine karar veremiyordum , bir yapboz gibi karma karışıktı hala tamamlanmış değil fakat hayatıma giren çok değerli biri sayesinde daha da netleşti , gerçeklik payının da olacağı bu kitapta , belki de sizden bir parçada olacak,  benden mutlaka olacaktır şüphesiz. Bu kitapta yeri gelecek birlikte ağlayacağız , yeri gelecek güleceğiz , bazen bozguna uğrayıp ne düşünmemiz gerektiğini bilemeyip sadece bekleyeceğiz  bazende sadece susacağız.

Şimdiden benimle bu yolculukta olacak herkese teşekkür ediyorum.

Zaman geçtikçe bölümler daha da uzayacak inşallah.

Vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayın:)

Birdaha ki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın.☺☺☺






MAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin