48 saat

13 4 0
                                    

Gözlerimi açtığımda güneş tam tepedeydi  sanırım öğlen olmalı galiba yakalanmadığıma göre bunlar çok beceriksiz olmalı o giydikleri kamuflajı hak etmiyorlar  şimdi ne yapmalıyım 

midemi doyursam iyi olucak hemen uzandığım yerden kendimi doğrultum belim ağrıyor du doğrusu bütün sırtım ağrıyor ama yapıcak birşey yok hemen bileğimdeki ipi çıkarıp sardım onu  kılıf ın içene sokup içinden bir meyve suyu birde tutku çıkardım paketi açıp birkaç dakika içinde hepsini yedim çöpleri eşofmanın altındaki  iç çamaşırımın kenarına sıkıştırdım sonra üstüme baktığımda kırmızı sütyen le kalmış olmam güneş in aydınlığı ile gözüme gözüktü hemen kılıfın içindeki havluyu çıkardım ipi de tekrar kılıftan çıkarıp kılıfın deliğinden geçirdim sonra çanta şeklinde boynuma astım daha sonra çakıyı çıkarıp havlunun köşelerini yırttım arkamdan geçirip boynumdan bağladım pelerin gibi çakıyı da sütyenimin içine koyup aşağı doğru baktım birkaç havlama sesi geldi sesin geldiği yöne baktığımda bir köpek ve üç  tane yeşil kamuflajlı Ada'm  Lan şerefsizler ben siyahla gezim siz ne yapın allahım sen yardım et biri elini kulağına  götürüp sinyal geliyor  mu diye sordu sonra adamlara işaret verip geldikleri yönden  geri gittiler aşagı indiğimde Ada'm acaba sinyal geliyorumu derken benden mi bahsetmişti ama  o Zaman ben anında bulurlardı  ya sinyal kesildiyse  hiç bir şekilde kendimi riske  atamam hemen çantayı çıkarıp not defteri ve kalemlide ağacın dibine attım sonra kılıftaki  bir tutku birde meyve suyu aldım onları  eşofmanının içine koymadan önce kendimi bir Çamura buladım sonra eşofmanın içine koyup  ilk yardım çantasında ki o ilacı aldım  birkaç tane sargı bezini alıp istediğim şekli verdim  ve ilacı kocam  şeklin üstüne döktüm sonra ikinci şekile geldim ve orayada döküp bütün malzemeleri o ikinci şeklin içine koydum sıra en sevdiğim kısım küçük bir kibrit büyük bir yangın bu Yangının  içinde sıran geldiği Zaman sende yanacaksın Ateş.  Elimdeki kibriti çakıp  özür dilerim  ağaçlar özür dilerim diyip elimdeki kibriti yere attım sonra hızlı bir şekilde alev alan  şekile baktım. Böyle daha bi güzel oldu  hemen sırıtışımla birlikte arkamı dönüp şekilin bir kaç metre uzağındaki  agaça tırmandım şimdi bana seyretmek düşüyor diyip bekledim ki iki dakika sonra herkes sırayla buraya geldi ilk gelen o üçlü gurup birkaç saniye ateşe baktı sonra cebinden telefonu çıkardı siktir diyip telefonu kulagına götürdü  emredersiniz diyip telefonla  yanan Ateş'in videosunu çekmeye başladı ben ise ellerimi  göğüsümde bağlamış arkama yaslanarak olanları pis bir sırıtmayla izliyordum   Şekilde ise Kocaman bir harfle "ARIZA yazıp yanına da nokta yapmıştım iki dakika sonra otuz kişi oldular çüş dedim  ahmak herifler sonra  yangını söndürdüler ve telefonu çıkarıp höporlere aldılar sesi bana çok kısık geliyordu ama baya bir küfür etti sanırım Ateş'in sesiydi  bu daha sonra biri geldi  o otuz kişinin tam ortasında durdu  önce adamlara sonra sönmüş şekile baktı değişik birşeydi subay tıraşı yapmıştı üzerinde beyaz tişört yeşil gömlek altında ise siyah bir pantolon vardı adamlar dönüp birşeyler söyledi sonra benim olduğum tarafa baktı  yüz hatlarını bu mesafede göremesemde    Korkmaya başladım bu Ada'mda birşeyler vardı ama ne ...

Hava kararmıştı güneş bu bölgeyi terk etmiş yerini karanlığa bırakmıştı  ne kadar burda kalıp karanlıkta parlayan benim umut ışığı dediğim o yıldızları seyretmek istesemde gitme vakti artık ama önce enerji diyip açtığım tutku paketinden  bir tane alıp  geri kalanları yerine koydum  hemen aşağı inip şöyle bir etrafıma baktım da kimse yok sessizlik içimi ürpertiyor bu hiç hayrı alamet değil  ama hadi hayırlısı demem ile aklımda bir ampul yandı o Ada'm o kesin bir avcı ben ise avım tabi ya tuzak  bu  sessizliğin sebebi tuzak hızlı düşünmem lazım o ne yapmış olmalı kesin beni o ağaçta gördü kedinin fareyle oynadığı gibi benimle oynayacak bu da beni ürkütüyor acaba ben mi fazla abartıyorum  ya yok yok bunlar mafya Azra olmaz  şimdi ne yapmalıyım göz önünde mi olmalıyım yoksa uzak mı bence o  anladı yaptıklarımı bu yüzden gözden uzak olmalıyım ama önce geldiğim yere gitmem lazım en başa ilk yaktığım ağaca

Elimdeki  çubuğu  adım atmadan önceki atacağım yerlere koyuyorum bir tuzak varmı diye  kaç saat oldu bilmiyorum ama yoruldum artık dinlenmem lazım ki bir adım daha atıp çığlığım ile birlikte düşüşüm bir oldu artık  yorgunluktan dayanamaz halde olduğum için bir yanım gözlerimi kapa diyor diğer yanım  diren diyor az kaldığını söylüyor ben ne yapıcaktım peki  direnmeliyim  hemen düştüğüm yerden kalkıp son  tutkuyda yedim meyve suyunu açıp bir iki yudum aldım ve yere attım sonra derin nefes alıp çukurdan çıkmak için bir zıpladım ve tuttuğum gibi kendimi  yukarı çektim gülümseyip son sürat arkama bakmadan koştum baya bir Hemde ama izleniyormuş gibi geliyor du sürekli  arkama bakıyordum kimse yoktu bir ara yine arkama baktığım sırada birşeye çarpıp yere düştüm kafamı kaldırdığımda tel örğüleri gördüm dalga mı geçiyorlar bunlar  yüksekliği geçtim en tepede jiletli teller vardı hemen ayağı kalkıp  üzerimi sirkeledim sonra derin bir nefes alıp İşte şimdi sıçtın Azra tekin dedim  sonra arkamdan gelen ses ile kalbim deli gibi çarparken bedenim sese doğru döndü karanlık olduğu için göremedim ama 
-buraya kadar dayanman bile bir mucize

Demişti  sesi sert ve alaylı çıkıyordu bir iki adım daha attığında yüzünü net göremesemde subay traşından anlamıştım bu o Ada'm  yavaşça elermiş göğsümde bağlamıştım sırf çakıyı almak için şimdi ise  Ada'mdan gelecek tek tepkiyi bekliyordum  ki bir adım atması ile

-dur
-çok zayıfsın
-seni ilgilendirmez

Demen ile bir adım daha attı  hemen

-bak dur  yoksa olacaklardan sorumlu değilim
Dediğimde Ada'm sırıtmıştı
-  ne yaparsın
Demesi ile bir adım daha attı adranalin etkisi ile elimdeki çakıyı hızlı bir şekilde attım  tam istediğim yere yani  femura işaret etmişti lakin bir anlık şok ile sadece bir saniye kıprdayamadım ki olan oldu Ada'm bacağına saplanan çakıyı birden çıkarıp benim bacağıma atmıştı  ben ise  hiç umursamadan hemen sağ tarafa  koşmaya başladım ki ikinci adımımda Ada'm beni yakalayıp  bitti Dedi ben bacağımın acısı ile tere çömeldim o da yanıma çöküp  dişlerini sık Dedi
- neden
Dediğimde bıçağı birden çekmesi ile sadece inledim ahhhımmmm. Diye Ada'm ise bunun için demişti çıkardıktan sonra  ben bacağıma baktığımda kanamayı durdurmam lazımdı onunkine baktığımda benden beter haldeydi  hemen üstümdeki havluyu çıkarıp yırtık köşelerinden iyicene yırttım iki üçgen elde etmiştim sonra havlunun piftikli olması enfeksiyon riskini artıracağı için Ada'ma dönüp çakıyı ver dedim elime aldiğim çakı ile pantolonumun bir bacağını dizime kadar yırttım sonra Ada'mın yaralı bacağındaki pantolonu hafifçe yırtıp etrafını temizledim sonra yarasına basıp havlu ile  sarıp bağladım sonra ise kendi bacağıma baktığımda çok kan kaybetmiştim başım hafif dönüyordu bayılmam an meseleydi ben tam diğer bacağımı daki kumaşı dizime kadar kesicektim ki Ada'm elimi tutup
-elin titriyor ben halederim
Demesi ile kafa sallayıp artık kendimi yere bıraktım tamamen  sonra ise KARANLIK

MafyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin