28

277 25 13
                                    


Çalan kapıyla birlikte oturduğum koltuktan kalkarak adımlarımı kapıya yönelttim. Kapıyı açar açmaz dudaklarıma yapışan dolgun dudaklar ise beklemediğim bir şeydi. Gözlerimi şaşkınlıkla açtığım sırada Jinyoung hırsla dudağımı dişleyerek çekiştirdiğinde acıyla inledim. Yüzündeki sırıtışla geri çekildiğinde kapıyı kapatarak kanayan dudağıma bir öpücük kondurup hiçbir şey demeden salona ilerlerken kolundan tutup sırtını kapıya yasladım.

'Cidden seni hemen bırakacağımı mı sandın.' Yüzümdeki şeytani gülümsemeyle konuştuğumda beklemediğim bir şey yaparak kollarını boynuma dolayıp dudaklarıma kapandı. Kollarımı başının iki yanına sabitleyerek üzerine eğilip dolgun dudaklarını dudaklarımın arasına aldım. Dolgun dudakları dudaklarım arasında ezilirken dilimi devreye sokarak dillerimizi buluşturdum. Büyük bir açlıkla dilini emerek Jinyoung'tan yüksek seste bir inleme kazandığımda sırıttım ve ani bir hareketle kucağıma alarak bacaklarını belime dolamasını sağladım. Dudaklarını son defa sertçe öperek uzaklaştığımda kaşlarını çatarak bu sefer boynuma yöneldi. Kulak arkama gelene kadar boynuma ıslak öpücüklerini bıraktıktan sonra kulak mememi dişlerinin arasına alıp ısırdığında dolgun kalçalarını sıktım. Karşılığında ufak çapta bir inleme kazandığımda bedenini kapıdan ayırarak adımlarımı odama yönelttim. İçeri girer girmez yatağa yatırdıktan sonra büyük bir hırsla üzerimizdekileri çıkartıp beyaz tenini ortaya çıkardım. Gözlerimi vücudunda gezdirerek baştan aşağı süzdüm. Tam bir sanat eseri gibiydi.

Daha fazla vakit kaybetmeden boynuna yönelerek küçük ısırıklar bıraktım. Öpücüklerimi yavaş yavaş aşağı indirirken göğüs ucunu dişlerim arasına alarak inlemesini sağladım. Beklemediği bir anda uzunluğunu avuçlayarak çekemeyeni başladığımda inleyerek altındaki çarşafı sıktı.

'M-Mark! Mmah!' Alnına küçük bir öpücük kondurdurarak genişlemesi için parmağın birini içine sokarken aynı zamanda uzunluğunu çekmeye devam ettim. Kısa bir süre sonra alışınca ikinci parmağımıda ekleyip git gellere devam ederken Jinyoung'un yüksek oktavlı inlemesiyle sırıtarak parmaklarımı çıkardım. Uzunluğumu kavrayıp deliğine konumlandırarak yavaş hareketlerle içine girip çıkarken bir yandan da Jinyoung'u öpücüklerimle rahatlatmaya çalışıyordum. İşe yaramış olmalı ki bir süre hareketlerim hızlandırdığımda yüzündeki acı çeken ifade kaybolmuştu. Bulduğum zevk noktasıyla inlediğinde dar deliğinde hızlanarak daha sert girip çıkmaya başladım. Kasılmalarım başladığında boşalacağımı anlayarak sert hareketle Jinyoung'un uzunluğunu da çekerek aynı anda boşalmamızı sağladığımda yüzümdeki gülümsemeyle içinden çıkıp kendimi Jinyoung'un yanına attım. Nefesimi düzene sokmaya çalışırken Jinyoung'u kendime çekerek göğsümde yatmasını sağladığımda saçlarına bir öpücük kondurarak boğuk çıkan sesimle konuştum.

'Seni seviyorum, seni çok seviyorum Jinyoung-ah.'

'Bende, bende seni seviyorum.' Söylediği sözlerin etkisiyle yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadım. Gözlerimi kapatırken ilk defa bu kadar huzur doluydum…

 Gözlerimi kapatırken ilk defa bu kadar huzur doluydum…

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Smutu yazamadım bunun için üzgünüm

Instagram | MarkjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin