17

347 41 6
                                    


Jaebum'un dün gece beni azarlamasından sonra telefonla arayarak verdiği adresle birlikte kendimi sabahında apartmanın kapısında bulmuştum. Jaebum'a geldiğime dair mesaj attıktan saniyeler sonra demir kapı açıldığında içeri girerek dördüncü kata çıktım. Az da olsa içimdeki heyecanı bastırmaya çalışarak kendime gelmeye çalışırken dairenin kapısı açılıp Jaebum gözüktü. Ayakkabısını giyip çıkarken fısıltıyla konuştu.

'Dışarı çıkıyorum sorunu halledin.' Bir şey dememe fırsat vermeden aşağı inerken ben de derin bir iç çekerek içeri girdim.

'Jaebum-ah neredesin sen film başladı.' Jinyoung'un sesini duymamla birlikte yavaş adımlarla sesin geldiği yöne ilerledim. Sessizce salona girdiğimde onun heyecanlı bir şekilde animasyon izlediğini gördüğümde haline kıkırdayarak yanına oturarak konuştum.

'Bu ifadeni göreceğimi bilsem daha erken gelirdim.' Başını anında bana çevirirken şaşkınlıktan açılmış  gözleriyle o kadar şirin duruyordu ki yüzümdeki gülümsemeye engel olamadım.

'Senin burada ne işin var, Jaebum nerede?' Sorduğu soruya karşılık bekletmeden cevapladım.

'Aramızdakileri düzeltmeye geldim, Jaebum ise bizi başbaşa bırakmak için evden çıktı.' Bir süre ikimizdende ses çıkmazken bir an da konuşmaya başladı.

'Mark ben özür dilerim. Her zaman fazla ön yargılıyım kimseye kolaylıkla güvenemiyorum. Senin hakkında duyduklarım da bana pek yardımcı olmadı. Ayrıca Jackson' nın söyledikleri de senin hakkında düşündüğüm ufak pozitif düşünceleri de yerle bir etti. Kendimi kötü hissediyorum.' Hızlı hızlı söylediği sözlerden sonra gözlerini kaçırarak başını yere eğdi.

'Burada hatalı olan bir tek sen değilsin Jinyoung-ah. Seni tanımıyorum. Evet, senden hoşlanıyorum fakat seni tanıdığım için değil görünüşünü beğendiğim için seni elde etmek istedim. Ama başaramadım. İyi ki seni elde edemedim. Neden biliyor musun? Eğer seni elde etmiş olsaydım, senin hakkında her şeyi delicesine öğrenmek istemezdim. Jinyoung-ah, benim kalbimde hissettiğim şeyin sadece hoşlantı olarak kalmasını istemiyorum. Ben o hoşlantının seninle birlikte büyüyerek sevgiye dönüşmesini ve birbirimizin her şeyini öğrenelim istiyorum. Bana bunun için bir şans verebilir misin? Beni sevebilir misin?' Gözlerinin içine bakarak söylediğim sözlerden sonra gülümsememi sağlayan şey tombul yanaklarının kızarmış olmasıydı. Birkaç saniye sonra başını aşağı yukarı sallayıp dolgun pembemsi dudaklarını ısırarak konuştu.

'Ben, deneyeceğim.' Ve bu iki sözcük bana bir umut ışığı oldu. Sevgiyi onunla bulacağıma dair bir umut ışığı…

Instagram | MarkjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin