4. Bölüm Dost mu ? Düşman mı ?

57 11 10
                                    

Titrek bir sesle Aksel'e "Aksel neler oluyor?" dedim cevap vermedi ve mesaja bakmaya devam etti sanki olanlara anlam vermeye çalışıyordu. "Aksel korkmaya başladım." Aksel hızla oturduğu yerden kalktı ve kapıya doğru ilerledi. Tam ben de kalkacaktım ki "Sakın!" diye bağırdı. Korkuyla koltuğa geri oturdum. Aksel kapıyı kilitledi. Sonra benim yanıma geldi kolumdan çekip kaldırdı. "Aksel ne yapıyorsun?" dedim. İşaret parmağını ağzına koyup "Şşşşt" diye mırıldandı ve ben salonun ortasında dikilmiş dururken Aksel mutfağa gidip çekmeceleri karıştırmaya başladı. Aradığını bulmuş gibi çekmemeden bir şey çıkardı. Arkası dönük olduğu için pek bir şey göremiyordum fakat önünü döndüğünde elindekinin büyük keskin bir bıçak olduğunu gördüm. Aksel bana doğru geldi. Kafamı olamaz anlamında sallamaya başladım. Beni kolumdan tutup çalışma odasına doğru götürdü. Elimden geldiğince direnmeye çalışıyordum fakat çok sert çekiyordu. Çalışma odasına geldiğimizde beni puf koltuklardan birine oturttu masa lambasını açtı ve odanın ışığını kapattı. Ortamda loş bir ışık vardı. Aksel perdenin arasından dışarıyı kontrol etti ve bir şeyler mırıldandı. Ne dediğini anlayamamıştım. Arkasını döndü ve salona doğru gitti. Salonun da ışığını kapattı. Sonra yanıma geldi. Titriyordum. Neler olduğunu anlamıyordum. Daha az önce ağlamaman için bana sarılan adam şu an evde elinde bir bıçakla geziyordu. Diğer puf koltuğu benimkine yaklaştırdı ve oturdu. Bıçağı yere koydu ve elimi tuttu. Ben elimi çekmeye çalıştım. Bana baktı ve "Sevgilin var mı?" dedi. Ne sevgilin var mı mı dedi. Noluyor yahu adam böyle bir durumda sevgili mi soruyor. Sakinliğini korumaya çalışarak."Bana neler olduğunu anlatır mısın!?" diye bağırdım. Evet bağırdım yani evet sakinliğimi pek koruyamadım. Eliyle sertçe ağzımı kapattı. "Elini çek!" dedim ama ağzım kapalı olduğundan ne dediğim pek de anlaşılmadı. Bana sakince "Şimdi elimi çekeceğim ve sende sessizce sorumu cevaplayacaksın Tamam mı?" dedi. Kafamı evet anlamında salladım. Çok sinirliydim ama sessizliğimi korudum. Bana tekrar "Sevgilin var mı?"diye sordu. Bu sefer sessizce "Sevgilim de, sevdiğim de beni seven de yok. Oldu mu?" dedim. Bana verdiği cevap ise "Oldu ama ben olsam o kadar emin bir şekilde 'beni seven biri yok' demezdim." dedi. Ney böyle mi dedi ah cidden böyle demişti. Ben kafam karışmış bir şekilde "Pardon ama beni seven biri olsa bilirdim herhalde." dedim. "Bu kadar emin olma çünkü aşağıdaki psikopat herif sana abayı yakmış durumda. Öyle ki beni öldürmek için her an buraya gelebilir." Yok daha neler bilinmeyen Aksel'e de mi mesaj atmıştı. Şaşkın olduğum her hâlimden belliydi. Aksel sakin bir şekilde "Bana o adamla ilgili bildiğin her şeyi anlatmanı istiyorum." dediğinde kafam o kadar karışıktı ki bir an ne diyeceğimi bilemedim. Sonra Aksel'e bilinmeyen ile ilgili bildiğim her şeyi anlattım. Aksel'in de kafası karışmıştı. Ben ise hâlâ korkuyor ve korkudan titriyordum. İşte tam o anda yine bir bildirim sesi bu bildirim yine Aksel'e gelmişti ve bilinmeyendendi. Aksel telefonu açtı ve mesaja baktı. Şöyle yazıyordu Prensesime dokunursan kendini öldü bil. Bu adam gerçekten manyaktı. Kendimi tutamayıp ayağa kalktım ve perdenin kenarından dışarı baktım. Kimse yoktu. Gitmişti. Ama ben emin olmak için diğer camlara da bakmaya gittim Aksel de arkamdan geldi. Bıçağı da yanına almıştı. Tüm pencereleri kontrol ettikten sonra yutkundum. Saat daha çok geç değildi fakat hafta içi olduğundan ve havalar soğumaya başladığından dışarıda pek insan yoktu. Aksel salonun ışığını yaktı. Salona gittim ve bir bardak su içtim koltukta oturan Aksel'e de bir bardak su götürdüm o da şok olmuştu. Suyu bir dikişte içti. Sonra ise ayağa kalktı ve "Ben gidiyorum ve sen arkamdan kapıları kilitliyorsun. Sabah da okul için seni ben alacağım. Anlaşıldı mı?" dediğinde "Tamam dikkatli ol." dedim ve tam kapıyı kapatacak iken "Aksel!" dedim. Aksel durdu ve bana baktı. "Telefon numaralarımızı bilmiyoruz." "Tabi ya." dedi ve telefonumu elimden alıp kendi telefon numarasını kaydetti. "Artık telefon numaram sende var ama lütfen benim gizli sapığın olma." dedi ikimiz de gülümsedik. Hiç beklemediğim bir anda "İyi geceler güzel kokulu kız" dedi ve yanağıma bir öpücük kondurup hızla merdivenleri inmeye başladı. Bende arkasından "İyi geceler gizemli çocuk!" diye bağırdım. Ve o az önce bana güzel kokulu kız mı demişti. İstemsizce bir tebessüm belirdi yüzümde. Kokumu nereden biliyordu ki...? Ben ona gizemli çocuk demiştim çünkü onun kendinden bahsetmesine pek vakit olmamıştı ve onun hakkında çok bir şey bilmiyordum. Mesela ben şarkı söylemekten, müzik dinlemekten, piyano çalmaktan ve dans etmekten hoşlanırdım. Fakat onun nelerden hoşlandığını bilmiyordum. Sadece adını, evinin olduğu sokağı ve okulunu biliyordum. Yani onun hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyordum fakat ona güveniyordum hem de fazlasıyla...

Sen BenimleykenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin