İris:
-Ben gidiyorum Tork. İşini bitirmem gereken bir prenses var.
Tork:
-Ama İris... Yüce efendi Arun...
İris:
-Boşver şimdi onu. Arun'da onu yok ettiğimi duyunca çok mutlu olacak. Ve ben para, ihtişam ve sonsuz güzelliğe sahip olacağım.
Dedi ve Dünya'ya ışınlandı.
Tork kendi kendine korku ile:
-Ama yüce efendi Arun, prensesin ölmesini istemiyor.
İris eve gelmişti. Merdivenlerden aşağıya indi.
Nil:
-Hadi anne ya! Nerede kaldın!?
İris:
-Nil... Hadi sen Arda'nın evine git biraz.
Nil:
-Ama alışveriş...
İris:
-Hadi Nil.
Diyerek Nil'i kapı dışarı etti. Sonra hemen Duru'nun odasına çıktı. İris kapıyı açar açmaz karşısında Defne'yi gördü.
İris:
-Kraliçe!
Defne gülümseyerek:
-Hoşgeldin İris.
Selim hastahaneye gitmişti. İris'in doktorunu buldu ve içeri girdi.
Selim:
-İyi günler.
Serhat:
-İyi günler. Buyrun.
Selim sandalyeye oturarak:
-Ben İris'in kocası Selim. Bebek hakkında bilgi almak için geldim.
İris:
-Çekil önümden Kraliçe!
Defne:
-Asla!! Kızıma elini bile süremeyeceksin İris!
İris:
-Göreceğiz.
Diyip gülerken Duru'ya doğru sihir yaptı. Defne bu sihiri koruma kalkanı ile engelledi.
İris:
-Hala ne için savaşıyorsun ki? Kocanı elinden aldım. Selim ile evlendik. Hala bana karşı kazanamayacağını anlamadın mı?
Defne:
-Sen Selim'i sadece düzenbazlıkların ile elde ettin. Ve bilmediğin bişey var. Sen Selim'in sadece bedenine sahip olan bir zavallısın. Ben ise onun yüreğine, kalbine sahibim.
Defne bunları söylerken İris oldukça sinirlenmişti. Ve sinirlenen birinin yaptığı gibi hataya düştü. Defne İris'in boş anını yakalayarak ona sihir yaptı. İris yere düştü. Daha sonra yerden kalkıp doğruldu ve:
-Sen ne istersen onu söyle. Ama Selim benim. Beniiiiiiiiim!!!!
Selim kapıdan içeri girdi ve:
-Hayır! Yanılıyorsun İris!
İris:
-Selim...?
Selim:
-Ben sana ait değilim. Hiçbir zamanda olmayacağım.
İris:
-Selim ben hamile...
Selim İris'in sözünü keserek:
-Yeter artık! Bırak yalan söylemeyi.
İris korku dolu gözlerle bakarak:
-Ne diyorsun sen Selim...?
Selim:
-Hamile olmadığını biliyorum İris.
İris:
-Yalan! Kim söylediyse yalan! Defne... Defne söyledi demi... Gerçekten yalan Selim.
Selim bağırarak:
-Hala utanmadan yalan söylüyorsun. Doktoruna gittim. Adam vicdana gelmiş. Herşeyi itiraf etti. Para karşılığında sahte rapor almışsın!
Selim İris'i kolundan tutup dış kapıya sürüklemişti. İris yerde ağlarken Selim sinirle kapıyı yüzüne kapattı. İris yerden kalkıp kapıya vururken bağırıyordu:
-Seliiiiiiim! Selim aç kapıyıııııı!
Selim Defne'ye yaklaşarak:
-Bu günden sonra... Artık bu aşka bir şans daha vermemiz gerek bence.
Defne gülümseyerek:
-Haklısın aşkım.
Diyerek Selim'e sarıldı.
İris:
-Bu masal mutlu sonla bitmeyecek. İzin vermeyeceğim.1 Hafta Sonra...
Defne kahvaltıyı hazırlarken Selim arkadan yaklaşıp Defne'ye sarıldı ve:
-Ne hazırlıyormuş bakayım benim güzel karım?
Defne:
-Duru dün çok istemişti. Onun için krep yapıyorum.
Selim:
-Hmmm... Nefis kokuyor.
Defne:
-Hadi sende Duru'yu çağır.
Selim:
-Hemen!
Diyip gülümseyerek yukarı çıkarken:
-Duruuuu, kızııııııım... Hadi kalk art...
Sözünü tamamlayamadı. Çünkü odaya girdiğinde Duru yoktu.
Selim şaşırarak:
-Duru...?
Yatağın üstündeki nota baktı.Not:
Sizin mutlu olmanıza asla izin vermeyeceğim! Prenses için oyun bitti.
~İrisSelim:
-Du... Du... Duruuuuu!
Defne Selim'in bağırışını duyunca koşarak yukarı çıktı ve:
-Selim ne oldu?
Selim notu Defne'ye uzattı.
Defne korku dolu gözlerle nota bakıp:
-Kızım, kızım hayıııııııır!
Diyip ağlarken yere düştü ve ağlamaya devam etti.
Selim:
-Defne, Defne lütfen kendine gel!
Defne ağlarken yerden kalktı ve:
-Ben, ben kızımı kurtarabilirim. O cadı kızıma asla zarar veremeyecek! Ben Güneş Ülkesine gidiyorum.
Selim:
-Bende geliyorum.
Defne:
-Selim bu çok tehlike...
Selim:
-Bende geliyorum dedim Defne. Defne çaresizlikle:
-Tamam.
Dedi ve ikisi birden ışınlandı. Defne ve Selim hızla Tork'un odasına girdi. Arun'da oradaydı.
Defne Tork'a saldırıp:
-Nerde...!!? Nerde...!!? Konuuuuuş!
Arun:
-Defne! Ne oluyor?!!
Defne:
-İris kızımı kaçırmış.
Arun:
-Ne!!!?
Defne:
-Tork... Bak seni burada öldürürüm. Konuş!!!
Tork:
-Tork bilmiyor... Tork İris'in nerede olduğunu bilmiyor!
Arun:
-Bana bak kahin... Eğer bişey bilip te konuşmuyorsan...
Tork çaresizlikle başını öne eğip:
-Tork söyleyecek.
Selim:
-Söyle!!! Nerede!?
Tork:
-İris prensesi...
Defne:
-Evet...
Tork:
-İris prensesi karanlığın efendilerine teslim edecek.
Defne ve Arun aynı anda:
-Ne!!?
Selim:
-Onlarda kim?
Defne gözleri dolarken:
-Karanlığın efendileri...
Arun:
-Çabuk Tork! Çabuk karanlığın efendilerine giden yolu aç.
Tork:
-Hemen Yüce Arun.
Diyerek sihirli sözcükleri söylemeye başladı:
-Fande... Yemena... Sebna... Tesen... Yol açılsın... Karanlık aydınlansın...
Bir anda bir kapı açıldı.
Defne:
-Hadi! Hadi çabuk!
Defne sonra Selim'e dönerek:
-Sen gelmiyorsun Selim!
Selim:
-Ama Defne...
Defne:
-Olmaz dedim Selim. Güneş ülkesinde bile uzun süre kalamazsın. Birazdan nefes alamamaya başlarsın. Hele ki oraya asla dayanamazsın!
Selim:
-Ama sen...
Defne:
-Ben kızımızı da alıp geleceğim.
Selim:
-Tamam. Ama dikkatli ol!
Defne:
-Tamam.
Diyerek Selim'i dünyaya ışınladı.
Arun:
-Hadi.
Dedi ve Defne ile birlikte kapıdan içeri girdi. Yol karanlık bir tünelden geçiyordu.
İris:
-Ve işte karşınızda Kayıp Prenses. Karanlığın Efendileri...
Duru korku ile çığlıklar atarken Efendilerden biri:
-İdam başlasın.
Yüzü maskeli bir adam Duru'ya kürenin içinde tuttuğu Alev topunu atmaya hazırlanırken Defne ile Arun idam mekanına ulaşmışlardı. Defne koşarak Duru'nun idam edileceği çemberin içine girmeye çalışırken karşısına alevler çıktı.
İris cadı gülüşünü atarak:
-Yine geç kaldın kraliçe!
Alev topu Duru'ya çarpacakken Arun bunlar karşısında seyirci kalmayıp, ışınlanarak Duru'nun önüne geçti. Ve çarpan alev topu ile birlikte yere yığıldı. Bir anda tüm efendiler yok oldu. Alevler söndü. Defne koşarak Arun'un başına elini koyarak ağlamaya başladı. Ve:
-Aruuuuuuuun! Neden Arun? Neden?
Arun yutkunarak zorla konuşmaya çalıştı:
-O... O... O kadar kötülükten sonra... Senin için bir iyilik yaptım... Çok mu?
Defne:
-Kurtaracağım Seni!!!
Diyerek ayağa kalktı. Ve tüm enerjisini Arun'un üzerinde kullandı. Ama bu faydasızdı. Arun hayata gözlerini çoktan yummuştu.2 Yıl Sonra...
Defne masaya son tabağı yerleştirdi. Ve yukarı çıkıp Selim ile Duru'yu çağırdı. Birlikte bahçedeki masaya oturdular. Daha sonra Defne, Nil ile birlikte sokakta çocukları kovalayan, yaptıkları kötülükler yüzünden, sonsuza dek yaşlı bir cadıya dönüşen İris ve Nil'i gördü.
Defne:
-Ne yaparsın İris? Bu dünyada herkes hakkettiği gibi yaşıyor.
Selim:
-Bişey mi dedin canım?
Defne gülümseyerek:
-Yok aşkım. Neyse afiyet olsun kızım. Afiyet olsun Selim.
Ve son olarak masanın ortasında duran fotoğrafa bakarak bir an duraksadı ve:
-Afiyet olsun Arun.
2 yıl boyunca her gün yaptığı gibi masaya Arun içinde boş bir tabak koymuştu. Ve artık hep böyle devam edecekti.
Zeynep öğretmen kitabın sayfalarını kapattı.
Büşra:
-Ne oldu Zeynep Anne?
Zeynep:
-Ve masal mutlu sonla bitti.
Büşra:
Ama Arun onlara birsürü kötülük yaptı. O hala ona iyi biriymiş gibi davranıyor.
Zeynep:
-Unutma Büşra. Biri sana ne kadar kötülük yaparsa yapsın... Eğer doğru yolu bulduysa... O iyi biridir.SON
Kitabı okuyarak bizden desteğini esirgemeyen, başta melteemtksz olmak üzere herkese teşekkür ederiz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Prenses (FİNAL)
Fanfic©TÜM HAKLARI SAKLIDIR UMUT HEP VARDIR. Kayıp Prenses yeni sezonu ile sizlerle...