Defne ağlayarak arkasını dönüp giderken arkasından gelen bir ses onu durdurdu.
Duru:
-Anne. Dur!
Defne gözyaşlarını silerken arkasını dönüp:
-Kızım?
Duru koşarak annesine sarıldı.
Defne Duru'nun saçlarını öpüp koklarken:
-Meleğim.
Duru:
-Gitme anne. Gitme artık.
Defne:
-Gitmek zorundayım bebeğim.
Duru ağlar gözlerle bakarken:
-Ama neden?
Defne:
-Senide yakında yanıma alacağım. Artık Dünya'da kalmayacaksın.
Duru:
-Ama o zamanda babamdan ayrı olacağım. Ben ikinizle birlikte yaşamak istiyorum.
Defne bir an duraksadı:
-Bu istediğin artık imkansız kızım.
Defne akan gözyaşlarını silip:
-Benim şimdi gitmem lazım. Hoşçakal Duru.
Defne Duru'nun kollarını bırakıp ayağa kalktı. Ve arkasını dönüp gitti. Duru ağlıyordu. Defne güvercine dönüşüp Dünya'yı terk etti. Selim ile İris nikah salonundan çıkıyorlardı. Selim her ne kadar izin vermemeye çalışsada İris onun koluna girmişti. Defne Güneş ülkesine gelmişti.
Defne kendi kendine:
-Ve masal bitti. Arun haklı galiba... Her masalın sonu mutlu sonla bitmiyor.
Defne Güneş ülkesinde Arun ile karşılaştı.
Arun gülümseyerek:
-Ne oldu? O çok güvendiğin kocan evlendimi İris ile?
Defne umursamaz bir şekilde gülerek:
-Evet. Evlendi. Sen kazandın Arun. Kızımın adınıda öğrendin. Artık ne yapmak istiyorsan onu yap! Ben kızım ile birlikte Güneş ülkesinde yaşayacağım.
Defne arkasını dönüp giderken Arun kolundan tutup geri çevirdi.
Arun:
-Defne. Dur. Bak artık Selim'de yok. Sen ben ve prenses birlikte mutlu bir aile olabiliriz.
Defne:
-Maalesef Arun! Ben aşık olunca öyle iki gün içinde bırakmam. Sonuna kadar severim. Ama artık Selim ilede olamayacağımı biliyorum. Bu yüzden artık tüm hayatımı kızıma ayıracağım.
Defne arkasını dönüp gitti.
Arun kendi kendine:
-Keşke beni sevebilseydin Kraliçe.
Selim, İris, Duru ve Nil eve gelmişlerdi. Selim merdivenleri çıkarken İris:
-Aaa, Selim. Nereye?
Selim:
-Odama gidiyorum.
İris:
-A, tamam canım. Bende birazdan gelirim.
Selim:
-Gelirim derken? Niye?
İris:
-Ne demek niye? E artık ayrı odalarda kalmayacağız herhalde.
Selim:
-Tabiki ayrı odalarda kalacağız.
İris:
-A, a, ama Selim...
Selim:
-Seninle benim aramda hiçbişey olmayacak İris! Bu sadece kağıt üzerinde bir evlilik.
Selim sinirli bir şekilde odasına çıktı.
İris kendi kendine:
-Dur bakalım Selim. Evlenmeyi başardım. Elbet o da olacak.
Selim odasının kapısını açıp içeri girdi ve kapıyı hızla tekrar kapattı. Kravatını çekiştirdi ve daha sonra bağırarak yatağı dağıttı. Defne odasında otururken kapısı açıldı. Mira gelmişti.
Defne:
-Hah geldin mi Mira?
Mira:
-Geldim, geldim de... Ne oldu?
Defne:
-Kızım tehlikede. Onu korumam lazım Mira. Arun her an ona zarar verebilir.
Arun o anda içeri girdi.
Arun:
-Merak etme Kraliçe. Kızına hiçbişey yapmayacağım. İsterse gücüyle, ışığıyla beni yok etsin. Ona hiçbişey yapmayacağım.
Defne:
-Sana neden güveneyim. Daha öncede bu sözleri vermiştin.
Arun cebinden özel Güneş maskesini çıkartıp yüzüne taktı.
Defne şaşırarak:
-Özel Güneş Maskesi...
Arun:
-Güneş yemini ederim ki... Kraliçe Defne'nin kızı Duru'ya asla zarar vermeyeceğim.
Arun maskeyi yüzünden çıkarttı.
Defne:
-Arun sen...
Arun:
-Şimdi bana inandın mı?
Defne:
-E, e, evet... Ama sen... Neden...?
Arun:
-Hiçbişey senin mutluluğundan önemli değil Defne.
Arun arkasını dönüp giderken Defne:
-Arun! Dur!
Arun arkasını döndü.
Defne:
-Bunu gerçekten sadece benim için mi yaptın?
Arun:
-Senin için yapabileceklerimi bir bilsen...
Arun derin bir iç çekerek odadan çıktı.
Mira:
-Artık merak etmene gerek kalmadı Defne. Arun Güneş yemini verdiyse bunu asla bozamaz. Aksi takdirde öleceğini bilir.
Defne:
-Evet ama...
Duru Selim'in odasına gelmişti.
Duru:
-Nasılsın Selim amca?
Selim:
-İyiyim Duru, iyiyim.
Duru:
-Hiç iyi gibi gözükmüyorsun ama...
Selim:
Defne sana tam olarak ne dedi Duru?
Duru telaşlandı:
-Aaa, şeyyy... Yani işte...
İris odaya girdi ve:
-Yemek hazır tatlım.
Selim:
-Tamam, geliyoruz İris. Hadi bakalım yemeğe Duru.
Duru gülümseyerek:
-Tamam Selim amca.
İris içinden:
-Bu kraliçe belası bitti ama... Şu Duru'dan da bir an önce kurtulmak lazım. Neyse bir ara hallederim.
Yemeğe indiler. Defne ise odasında Selim ile olan fotoğraflarına bakıyordu.
Defne ağlayarak:
-Bitti Selim. Bu kez gerçekten bitti. O kadar direndik. Arun'un kötü oyunlarına bile boyun eğmedik. Ama senin tek gecelik bir hatan, bütün hayatımızı mahvetti. Hemde sana tüm gerçekleri anlatmaya karar verdiğimde. Neden Selim... ? Neden sadık kalamadın...?
Defne ağlayarak bir sihirle tüm fotoğrafları yaktı. Daha sonra içinden:
-Bizim artık tüm anılarımız bu küller. Sen gittin Selim... Geride bıraktığın tek şey ise benim gözyaşlarım.
İris yemekte:
-Selim?
Selim:
-Efendim İris.
İris:
-Nil'e de yeni bişeyler alalım diyorum. Kızın bütün eşyaları eskidi.
Nil:
-Evet babacığım. Ne olur. Ne olur.
Selim:
-Tamam, yarın çıkın Nil'e de Duru'ya da güzel bişeyler alın.
İris:
-Duru'ya damı?
Selim:
-Evet Duru'ya da.
İris:
-Ne gerek var Selimciğim. Duru'ya daha yeni alındı hem. Yazık günah.
Selim:
-Olmaz öyle şey. Alacaksanız ikisine birden alın.
İris:
-Tamam, Selimciğim. Ben çıkar ikisine birden alırım yarın.
Nil içinden:
-Yine bizim paramızdan faydalandı gıcık.
İris içinden:
-Sen parayı verde... Ben kime ne alacağımı bilirim elbet.
Yemekten sonra biraz oturup daha sonra yattılar. Sabah olmuştu. Selim erkenden çıkıp sahil kenarında dolaşmaya gitmişti. Dolaşırken içinden:
-Allah'ım sen bana bir çıkış yolu göster. Ne gidebiliyorum, ne gelebiliyorum. Kalakaldım olduğum yerde... Bir batağa saklandım sanki... Çıkamıyorum.
Gezerken bankta oturan Defne'yi gördü. Hemen koşarak yanına gitti ve:
-Defne...
Defne oturduğu yerden kalkıp:
-Selim...
Duru odasından gelmiş ve:
-Selim amcam nerede?
İris:
-Sanane. Nil. Hadi kızım bişeyler alacaktık sana. Gidelim.
Nil:
-Tamam, anneciğim.
Duru:
-Tamam. Bende hemen hazırlanıp gelirim.
İris:
-Bir dakika, bir dakika... Sen nereye?
Duru:
-E alışverişe. Dün Selim amcam söylemişti ya.
İris:
-Ha sen onu ciddiye mi aldın? Hadi canım, hadi. Yukarı çık.
Duru:
-A, a, ama...
İris bağurarak:
-Hadi dedim. Çık!!
Duru ağlayarak yukarı çıktı.
Defne:
-Sen hala utanmadan karşıma nasıl çıkıyorsun.
Selim:
-Defne ben çok özür dilerim. Alkollü...
Defne bağırarak:
-Yeter artık Selim. Yaptığın bu pisliğin bide alkolle üstünü örtmeye çalışıyorsun. O çok haklıydı. Seven insan kokusundan bile tanır. O kadının ben olmadığımı bilmen gerekirdi. Hoşçakal Selim.
Diyerek ağlayarak arkasını dönüp gitti.
İris ile Nil tam kapıdan çıkacakken Tork Güneş ülkesinden İris'i çağırdı. İris mecburen gitmek zorundaydı. Nil'e dönerek:
-Bir dakika tatlım. Ben hemen geliyorum.
Nil:
-Çabuk ol ama anne.
İris yukarı çıktı. Ve aynanın içinden ışınlanarak Güneş ülkesine gitti.
İris:
-Ne var? Ne istiyorsun?
Tork:
-Tork çok önemli bişey söyleyecek. Tork'un önemli bilgileri var.
İris:
-Ay uzatmada söyle Tork.
Tork:
-Prenses, prensesin adını artık biliyoruz.
İris:
-Ne!!? Söylesene Tork. Kimmiş?
Tork:
-Prensesin adı Duru.
İris bir anda sinsi bir bakışla güldü.
Tork:
-Onu artık yok edebiliriz.
İris:
-İşte şimdi oyun bitti Prenses.Bölüm Sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Prenses (FİNAL)
Fiksi Penggemar©TÜM HAKLARI SAKLIDIR UMUT HEP VARDIR. Kayıp Prenses yeni sezonu ile sizlerle...