øπ£

3.8K 225 353
                                    

Kirishima'dan...

Fazla havalı, fazla dikkat çekici olmak yetenek mi ister? Yoksa doğuştan mıdır? Bunun için özgüvenli olmak gerekir. Kimse sana karşı gelmez ve seni severler. Bu iyilerin karşısında bir pislik, acımasız, insanları ezen bir zorba var. Ben o taraflarını gördüğümde insanların ondan korktuğunu ondan nefret ettiğini ve sadece yalakalık için yanında sülük gibi peşinde gezenler olduğunu anladım.
Fakat ben ne korkuyordum, ne nefret ediyordum, ne de yalaka oluyordum.
Ben o'nun uzakta izleyen gizli bir hayranı gibiydim. Yanında ki sülüklerle konuşup şakalaşıyordu. Ben ona o gün olmadan önce hayranlık duyardım o kül sarısı dağınık saçları, hep ilgimi çekmiştir.

Onu hep havalı dokunulmaz bir zorba olduğunu düşünüyordum fakat sadece o gün geldiğinde her şey değişmişti...

**

Sabah okula vardığım da okulun sol duvarında yine o saçları kül sarısı olan ve yanında duran çöp torbalarını gördüm.
Duvara yaslanmış yeşil saçlı bir çocuk ile konuşuyordu. Daha iyi duymak için biraz daha yaklaştım fakat beni göremeyecekleri kadar da uzaktım.

Kül sarışın, çocuğa bağırdığı için duymam kolaylaşıyordu fakat bağırırken kullandığı sözler çok acımasız ve insanın canını yakacak kadar kötü idi.

Müdahale etmem gerekiyormuş hissine kapıldım, böyle durup çocuğun daha fazla ezilmesine izin veremezdim, tabi ben böyle bir olay karşısında ne yapabilirdim ki?

"Hey! sen!"

"Hıh?"
Başımı kaldırıp baktığımda kül sarışın ve yanındakiler bana bakıyordu. Lanet olsun fark edilmiştim!

"Niye orada duruyorsun?!"

"Bu bizi izliyor olmasın? Bence gidip gözünü korkutalım!"

"Eh ş-şey... Ben sadece buradan geçiyordum yani okula girecektim ve sizi gördüm. Acaba çocuğu bırakır mısın?"
Cümleler fark edemediğim bir şekilde ağzımdan dökülüyordu.

"Bu cesaret nereden geliyor ha, boktan saçlı?!

Boktan saçlı? Herkes gibi bana da bir lakap takmıştı fakat bu benim bıyık altından gülmeme sebep oldu.

"Komik olan bir şey mi var?!"

Bir-iki adım yaklaştım.

"Hiiç, sadece bana verdiğin lakap için teşekkür ederim. Hoşuma gitti."

"Bizi daha fazla oyalamadan uzasan diyorum, bu da hoşuna gider mi?!"

"Ihm pardon, hep sana sormak istediğim bir soru vardı, ismin ne?"

"Benimle böyle rahat konuşma tarzını hiç sevmedim!"

"Yani, ismini söylemeyeceksin. O zaman sen söyleyene kadar sana 'Kül sarışın' desem, nasıl olur?"

Gözü seyirmeye başlamıştı. Sanırım bu davranışlarımı idrak etmeye çalışıyordu, bu süre içinde zil çaldı ve bende başka bir şey söylemeden içeriye girdim.
Ben bile bu davranışlarıma anlam veremedim. O kadar zaman uzaktan izlediğim kül sarışın ile konuşmuştum. Genel de çok heyecanlanırdım fakat sanki bilincim yerinde değilmiş gibi hareket ediyordum, bu çok tuhaf ve iyi hissedirici idi.

Ash BLOND ⭐kiribakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin