Kirishima'dan...
Dün olan olayları hala düşünüyordum. Göğüsünde ki morarıklık ciddi anlamda feci halde idi. Kimseye söylemememi söyledi ama başkaları tarafından oda zorbalık görüyordu belki. Ve aklımdan bir düşünce geçti.
Yine bir korkak gibi hiç bir şey görmemiş gibi davranacağım, bu olay beni ilgilendirmez.
Ve yine aklımı dinleyerek böyle yapacaktım.**
Okula vardığımda kül sarışının dün burada bir çocuğu azarladığı zaman gözlerimin önüne geldi.
Neden bu kadar çok takmıştım bu aptal sarışına? Kendi kibirleriyle büyüyen sıradan bir çocuk.
Okula girmeden dün duyduğum inleme sesleriyle aynı ses di.Bu kül sarışın! Direkt okulun arka bahçesine koştum.
Tam tahmin ettiğim gibi bu o idi.Sırtına duvara yaslamış bir şekilde yerde oturuyordu. Bir elini dağınık sarı saçlarına geçirmiş, diğerini ise karnını tutuyordu.
Yanına doğru yürüdüm.
"Yine... S- selam kül sarışın."
"Agh, yine mi sen? Senin başka işin gücün yok mu? Sürekli beni buluyorsun!"
"Bu bir kader olabilir... Ama konu bu değil. Sen iyi misin?"
"Seni ilgilendirmiyor. Şimdi defol git."
Bu kadar inatlanmasını anlamıyordum. Bu beni sinir etsede ona yardım etme isteğim daha da kabarıyordu.
Onu ellerinden tutarak kaldırdım ve bir elimi beline, diğer elimle de kolunu tutuyordum.
"N'apıyorsun lan?! Dokunma bana!"
"Seni bu halde bırakmak istemiyorum, üzgünüm!"
Okulun erkekler tuvaletine girdik.
Bir kabinin içine girdiğimiz de onu kapalı kulozetin üstüne oturttum.Yine belini tutarak gözlerini sımsıkı kapattı. İnlememek için kendini zor tutuyor gibi idi.
Bende önünde diz çöktüm ve gömleğini yukarı kavramaya çalıştım.
"Hey! bu sefer yardım etmek bahanesi ile vücuduma bakmana izin vermeyeceğim!"
"Öyle bir niyetim yok zaten! Sadece nasıl olduğuna bakacağım!"
Gözlerini yine sımsıkı kapattı ve ellerini yumruk haline getirdi.
Fırsattan istifade gömleğini açtım. Bu sefer belinin olduğu bölgeler de çizikler vardı. Sanki birisi falçata ile çizmiş gibi gözüküyordu.
"B-bu... nasıl?! Bunu kim yaptı?!"
"Seni ilgilendirmez dedim ya! Kim yaptıysa yaptı, ne fark eder! Sen de diğerleri gibi yalakalık yapacaksan siktir git!"
Söylediği sözlere karşı kollarımı sırtına sardım. Yine bilinçsiz bir halde hareket ediyordum fakat yapabileceğim en iyi şey buydu.
"Hey.... Canımı acıtıyorsun."
"Ah, üzgünüm!"
Geri çekildiğim de gözlerim vücuduna kaymıştı. Daha önce endişem ile dikkat etmemiştim fakat kabin gibi dar bir yerde yakından görünce yüzüm kızarmıştı. Tekrar kül sarışının suratına baktım bana umursamazsız bakıyordu. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Konuşmak için ağzımı açtım, kelimeler dökülmüyordu dilimden.
"Neden bana yardım ediyorsun?"
Bu soru karşısında yine bir şey diyemedim.
"B-ben sana soru sorsam cevaplar mısın?"
"Saçma bir soru sormazsan belki."
"A-acaba sen... Birileri tarafından zorbalık mı görüyorsun?"
"O birileri dediğin benim yanımda 7/24 saat sülük gibi yapışan çöp torbaları!"
"O çocuklar...? Bunu sana onlar mı yaptı?!"
"... Beni seven kimse yok burada, değil mi?"
Kafasını önüne doğru eydi. Gerçeten de böyle mi düşünüyor? Onu seven kimse yok, sadece egosunu tatmin etmek için onları yanında gezdiriyordu. Kendisini yalnız hissetmesin diye...
Elimi kül sarısı saçlarına geçirdim. Gerçekten ipeksi bir hissi vardı. Daha da yaklaşarak kafasını omzuma dayadım.
Bir ıslaklık hissettim.
Sanırım... Sanırım ağlıyordu fakat sessiz. Hiç sesi soluğu çıkmıyordu. T-shirt'üm de ki ıslaklık o ağladıkca büyüyordu ama benim için hiç sorun değil. İçini dökmesine izin verdim. Ne kadar ağlamak istiyorsa burada onunla 2 saat kalabilirdim.Bir kaç dakika sonra kafasını geri çekti.
"Bunu birisine söylersen seni gebertirim, aptal herif."
Boğuk bir sesle burnunu çekerek söyledi.Ben bunca zamandır onu havalı, kimseden korkusu olmayan, sert ve cesur biri olarak gördüm fakat sadece uzaktan... O zaman ki hali ile şimdi ki halinde dağlar kadar fark vardı. Kül sarışının içinde ki gerçeği görmüştüm. O kadar acımasız olmadığını görmüştüm. İsimlerimizi bile bilmiyorduk ama ona karşı bir şeyler hissetmiştim.
Ayağa kalktı. Benim sırtımda kabinin kapısına dayanmıştı. Nefes alış verişleri yüzümü okşuyordu. Aynı vanilya gibi kokuyordu. Gözlerimin içine baktığın da gözlerinin içi ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu.
Gömleğinin düğmelerini ilikledi ve kabinden dışarıya çıktı. Bende arkamı döndüğüm de yüzünü yıkamaya başladı.
Hızla tuvaletten dışarıya çıktı, bende onu takip ettim.
Arkasından yürüyordum.
Olduğu yerde durdu ve bana doğru döndü."Sen nereye?!"
"Ben oraya."
Yine göz devirdi.
"Beni takip etmeyi kes, anladın mı?!
Tamam, şu son 2 gündür bana bir kaç yardımın dokundu, olabilir fakat bu bizim arkadaş olacağımız anlamına hiçbir zaman, hiçbir halde gelmiyor!""Arkadaş olalım mı diye sormadım ki ama kül sarışın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ash BLOND ⭐kiribaku
Fanfic"Bu sinir nereden geliyor kül sarışın?" ~kiribaku~ Yayımlanma: 17/03/2019 Bitiş: