Mor

550 52 23
                                        


35 oy 22 yorum sınır, iyi okumalar :)

Önünü çevirip dikkatlice baktığımda gözlerim büyüteç halini aldı:

"Vay a-anasını..."

Minik bir oğlan çocuğu vardı resimde, kollarındaki şişme kolluklarla gülerken yakalanmıştı objektife. Oydu... İyi ama böyle detaylı bir fotoğraf neden bir vesikalık boyutundaydı? Şaşkınlıkla fotoğraf ile bakışırken yatağımın içine girdim ve sebepsizce uzun süre baktığım fotoğrafla uyuyakaldım.


Yazardan

         Barış evinden hızla ayrıldıktan sonra annesinin mezarına gidip bir süre başında beklemişti nöbet tutarcasına. Bir tarafı durumu fazla abarttığını söylerken diğer tarafı da ateşe körükle gidip daha fazlasını istiyordu...

Mesela bunu yapan kişiyi bulmak gibi

     Barış ne yazık ki acımasız tarafının baskın gelmesi üzerine saatlerdir oturduğu mermerden bir hışımla kalktı ve motoruna atlayıp kask takma gereksinimi bile duymadan son hızla eve doğru sürdü. Ne kask takacak kadar önemsiyordu canını, ne de hız ibresinde 200 görünce kalbi hızlanacak kadar..
Eve vardığında tek tük insanlar dağılmaya başlamıştı bile. Bu durum içini rahatlatmaya başlarken gözleri ,her ne kadar suçsuz olsa da yakında tüm hıncını ondan çıkaracak olan, Çağını aramaya başladı. Gördüğü anda yanındaki kimseyi önemsemeden bir hışımla çekti kolundan. Hala sürüklemeye devam ederken Çağın artık sinirlenmeye başlamıştı ve sonunda kolunu gözü dönmüş arkadaşının elinden kurtarıp büyüyen yeşil irisleriyle Barış'a döndü.

"Ne yapıyorsun?! Kafayı mı yedin oğlum hiç açıklama yapmadan ne bu böyle ben senin köpeğin miyim?! Gel bir de tasma tak lan boynuma!!"

"Çağın abartma!", histerik bir kahkaha attı karşısındaki arkadaşı.

"Yine bir işin düştü değil mi?", kahkahasına aralıksız devam etti sinirle ve ellerini bir tarak misali saçlarından geçirdi.

      Barış pek önemsemedi dediklerini, aslına bakarsanız argodaki tabiriyle arkadaşının dedikleri ona 'pek koymamıştı'. Çünkü biliyordu, bir bakıma haklıydı ve daha fazla üstelemek istemiyordu bu konuda. Derin nefes aldı sakinleşmeye çalışarak.

"Kardeşim.Annem... Annemin resmini kıran herifi bulmamız lazım, yardımına ihtiyacım var", yumruk yaptığı elini yavaş yavaş açarken gerginlikten kasılan kolunu Çağın'ın omzuna yerleştirdi.

    Çağın her zaman olduğu gibi alttan aldı Barış'ı, görmemezlikten geldi tüm dediklerini ve senelerdir tanıdığı arkadaşının ne demek istediğini anlayıp laptobunu kaptığı gibi getirdi. Evin güvenlik kamerası kayıtlarına girdi ve dikkatlice izlemeye başladılar.

Kadın bedenine sahip olduğu anlaşılan biri giriyordu içeri. Kısa boyluydu ve günlük kıyafetleri vardı üzerinde. Başta sadece salondaki tüm ayrıntıları dikkatle her bir noktasına kadar izlerken ardından irkilerek eliyle çerçeveye vuruyordu. Bilerek yapmadığı açıkça belliydi ama Barış'ın kömür karası olan tarafı çoktan onu esir almıştı ve her şeyi aleyhine düşünüyordu. Dikkat etti kızın yüzüne ve ardından görüntüyü durdurarak tükürürcesine bağırdı parmağıyla ekrana bastırırken:

Ocean •YAPBAR•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin