İyi okumalar :)Elindeki elimi sıkılaştırıp gülerek kavramamla düştüğü boşluktan yararlanarak elimi elinden kurtardım ve iki elimle birlikte içkinin getirdiği sihirli bir güç ile sertçe havuza ittim. Ardından da sinirle bağırarak ekledim
"Böyle mi?!"
Herkes bana dikkat kesilirken ilk kez yüzümdeki saçma maskenin varlığına sevindim, en azından kim olduğum bilinmiyordu. Gülerek arkasından baktım suya düşen çakma sarışının ve çıkmasını bekledim. Uzun bir süre sonra yüzeye çıktığında nefes nefeseydi ve elini uzattı sakin bir tavırla.
"İtmeyi bildin bari çıkarmayı da bil", fısıldarmışçasına konuştu ve çok beklemeden elimi uzattım ve ellerimiz bugün ikinci kez buluştu
Ama kim bilebilirdi ki birkaç saniye sonra kendimi havuzda bulacağımı?
Havuzun dibinde olsam da kahkahası boğuk boğuk kulağıma ulaşıyordu. Gölgesinden anladığım kadarıyla havuzdan çoktan çıkmıştı bile, hatta tekrardan yükselen müzik sesine bakılırsa herkes partiye devam ediyordu. Peki ben neden buradaydım?Bir dakika..
Ben yüzme bilmiyorum ki..
Ellerimle hareket etme amaçlı birkaç şey yapsam da hepsi boşa çıkıyordu. İçkinin verdiği etkiler dahilinde de iyice uyuşmuştum. Ne doğru düzgün düşünebiliyordum; ne de su yüzeyine ulaşıp ellerimi ses çıkartacak şekilde çırpmayı. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken bir çığlık duydum ve ardından suya atlayan biri. En son gördüğüm şey suda dalgalanan altın sarısı saçlardı.
Yazardan
Barış kupa kazanan bir yarışmacı guruyla çıktı havuzdan ve havuza doğru bir kahkaha patlattı. Her ne kadar hıncını aldığı için içi rahat olsa da herkesin içinde ufak bir kız tarafından havuza itilmek gururunu etkilemişti. Ayrıca o kızı kim davet etmişti? Omuzlarını silkip arkadaşlarının yanına gittiğinde müzik tekrar başlamıştı ve herkes eğlencesine devam ediyordu. İçeri yönelip üzerini değiştirecekken tiz bir çığlık yükseldi bahçeden. Hızla bahçeye koştu tekrardan. Arkadaşı Buse, gözleri dolu bir şekilde işaret parmağıyla havuzu işaret ettiğinde o tarafa döndü.
Havuzun dibinde pembe bir cisim çarptı gözüne, ardından o kişinin ittiği ufak kız olduğunu anladığında hızla suya atladı. Kucağına alıp su yüzeyine yükseldi ve havuzdan ani bir çıkış yaptı. Şaşkındı hâlâ çünkü ikisininde maskesi hala yüzündeydi.
Çok geçmeden yere yatırdı kızı ve nefesini kontrol etti. Kesik kesik nefesler alıyordu ve bu hiçte iyiye işaret değildi. Derin bir nefes aldı kızın aksine. Bunu nasıl yapabilmişti hâlâ aklı almıyordu. İlk önce ellerini üst üste koyup kalbine yerleştirdi ve belirli bir tempo da baskı yapmaya başladı kalbine. Bir süre sonra bunun işe yaramadığını anlayınca tereddütsüzce dudaklarına yönelecekken bir bağırış duydu ve bir erkek tarafından geriye itildi, Aliydi bu. O kadar ani olmuştu ki her şey, ne olduğunu anlayamamıştı bile Barış."Ne yapıyorsun lan sen!", barış şaşkındı hala ama çok geçmeden kendini toparladı.
"Suni teneffüs yapacağım, görmüyor musun halini?!", hızla tekrar dudaklarına yöneldiğinde Ali bu sefer inkar etmedi ve dudaklarını birleştirdi.
Özel bir öpücük değildi, hatta öpücükten bile saymazdı bunu Barış. Bir süre sonra Barış çekildi ve Yaprak ciğerlerine dolan suyu bir çırpıda vücudundan atarak başını mermere dayadı tekrardan. Ali hızlı davranarak ıslak saçlarından öptü yaprağı ve kucağına aldı ıslak kıyafetlerini önemsemeden. Ali kucağındaki pembeler içindeki Yaprak ile çıkışa ilerlerken Barış arkalarından bağırdı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ocean •YAPBAR•
Teen Fiction•••Aradan geçen yaklaşık yarım saatin ardından gözlerimi devirerek kaçıncı olduğunu saymaya bile tenezzül etmediğim içkimi kafama diktim ve yenisini almak için yöneldiğim anda ne olduğunu anlayamadım ve birinin sırtına çarptım. Boyuna ve arkadan bil...