Al Başına Belayı!

102 26 4
                                    

(İlayda)

Sabah kalktığımızda bizi bir süpriz bekliyordu. Evet, hasta olmuştum. Çok kötü üşütmüştüm ve boğazım feci halde ağrıyordu. Uyandığımda Rüya başımdaydı.

"Günaydın şapşal."

"Günaydın maymun. Saat kaç? Buluşmaya geç kalmamalıyım." 

"Bu halde hiçbir yere gitmiyorsun." Elini alnıma koydu.

"İlayda yanıyorsun sen." O sırada içeriden Brandon'nın sesi geldi.

"İlayda'nın odasındayız, gel."  İçeri girdi. 

"Buraya gelsen iyi olur. Bir sorunumuz var." dedi Rüya beni göstererek. 

"Ovv su perimiz hasta olmuş." dedi gülerek. 

"Hayır salak, beni suya çektiğin için hasta  oldum." dedikten sonra bir kaç kere öksürdüm.

"Hiç kusura bakma hanımefendi. Beni suya itmeden düşünecektin onu. Hem bende biraz halsiz gibiyim." 

"Öyleyse bugün hiçbir yere gitmiyorsunuz. Siz yatacaksınız, bende size bakacağım." Brandon hapşırdıktan sonra "Planımız suya düştü." diye iğrenç bir espiri yaptı. Rüya ve ben yüzümüzü buruşturduk.

"Hasta olmak espirilerini etkilemiş Brandon." diye takıldım ona.  Sonra Patrick geldi aklıma. Onu arayıp, buluşamayacağımızı söylemem gerekiyordu. 

"Patrick'i arayacağım." dedim ve telefonu elime aldım.

"Ne diyeceksin?" diye soran gözlerle baktı Brandon.

"Dün akşam havuza düşüp hastalandığımı." dedim ve telefondan Patrick'i bulup aradım. İlk çalışta açtı.

"Patrick, rahatsız ettim kusura bakma. Nasılsın?"

 "İyiyim teşekkürler. Bir sorun mu var? Sesin kötü geliyor."

"Şey aslında var." Dün akşam olanarı üstü kapalı şekilde anlattım ve buluşmaya gelemeyeceğimi söyledim.

"Tamam, sorun değil. Başka zaman dışarı çıkarız.  Müsait misin? Seni görmeye gelebilir miyim?" Bu çok ani olmuştu.

"E-evet müsaitim. Zaten yapabileceğim hiçbir şey yok yatmaktan başka."

"Neden, yalnız mısın?" 

"Hı hı yalnızım. Rüya'nın okulda işleri vardı, gitti. " Rüya Brandon kocaman açılmış gözlerle bana bakıyorlardı.

"Tamam, ben 2 saate oradayım."

"Tamam bekliyorum." dedim ve telefonu kapattım. Şimdi kıyameti koparacaklardı. İkiside şaşkınca bana bakıyorlardı.

"Ne." dedim masumca.

"İlayda o mafyayı eve çağırdın." Mafya kelimesini vurgulayarak söylemişti.

"Ne olmuş."

"Hiçbir şey olmadı. Daha ne olsun." diye patladı Brandon. Ellerini saçlarının arasından geçirdi. "Ben evden gitmiyorum. Gerekirse odanda gizlenirim ama gitmiyorum."

"Ama Brandon.." 

"Kapa çeneni İlayda." Brandon kalacak. Bende gidecek bir yer bulurum." Artık diyecek bir şey yoktu. 

"Tamam o zaman." dedim.

Hep beraber aşağıya inip kahvaltı yaptık. Rüya yatmam için salonda yer ayarladı. Sonrada ders notlarını vermek için okula gitti. Sanırım okuldan sonra Berk ile buluşurlar. Brandon'da yukarıda ona ayarladığımız odaya gidip beklemeye başladı. Tam o sırada kapı çaldı. Kalkıp kapıyı açmaya gidiyordum. Yani aslında sürünüyordum resmen. 

One MomentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin