Bu adamlar kim bölümünün part 2'si geldi. İyi okumalar :)
(İlayda)
Gözlerimi açtığımda oturur haldeydim ve bağlıydım. Patrick ise yanımdaydı ve baygındı.
"Hey Patrick, Patrick." Yavaş yavaş gözleri aralandı.
"Neredeyiz?"
"Kaçırıldık Patrick, nerede olduğumuzu bilmiyorum." Debelenmeye başladı.
"Lanet olsun."
"Dur Patrick bu şekilde kurtulamayız."
"Haklısın." Durdu ve etrafı incelemeye başladı.
"Burayı bilmiyorum."
"Bir şekilde kurtulmalıyız."
"Bu işe seni hiç bulaştırmamalıydım."
"Senin suçun yok." Biraz düşündüm, aslında onun suçuydu burada olmamız ama bir şey diyemedim. O sırada içeri yarı kıyım bir adam girdi. Yüzü bir sıçanınkini andırıyordu. Boynunda siyah bir atkı vardı ve takım elbiseliydi. Elinde ise bir iğne tutuyordu.
"Günaydın uykucular." dedi alaycı bir sesle.
"Neden bunu yapıyorsun James." Demek James bu adamdı.
"Neyi?" dedi bilmiyormuş gibi davranarak. Elindekini gösterdi. "Yani bu kız bu ilaçtan mahrum mu kalsın." İğnenin içinde sarımsı bir sıvı vardı.
"Bu uyuşturucu." dedim korkuyla.
"Hayır küçük bayan bu bir ilaç. Seni sakinleştirecek." Küçük bir çocuğa konuşur gibi konuşuyordu benimle. Ellerim ayaklarım bağlı olmasa üstüne atlardım adamın.
"Onu benden uzak tut pislik." diye bağırdım.
"Bak bunu sana verdikten sonra hiç böyle bağırmayacaksın."
"Ondan uzak dur James. Beni istiyorsun onu değil."
"Ama bu kadar bencil olma Patrick. Paylaşmayı öğrenmelisin." dedi işaret parmağını ona sallarken. Bana yaklaştı, çırpınmaya başladım ama nafileydi. Arkadan iki kişi gelip beni tuttu. O şey vücuduma girmemeliydi. Kolumu açtılar.
"Şimdi ona kadar say küçük bayan. Hiç acımayacak." dedi kulağıma fısıldayarak. Pislik, lanet olasıca herif.
"Bırak beni." diye haykırdım. Ve kolumda keskin bir acı hissettim. Artık çok geçti. İlk başta bir şey hissetmedim ama zaman geçtikte vücuduma bir uyuşukluk çöktü. Birkaç dakika sonra uçuyordum. İçime sebepsiz bir mutluluk yayıldı.
"Şimdi nasılsın bakalım." dedi James yüzünde kocaman bir gülümsemeyle.
"Çok iyiyim, çok iyi geldi. Biraz daha alabilir miyim?" Yüzümde şapşal bir gülümseme olduğunu biliyordum ama bunu engelleyemiyordum.
"İlayda kendini kaybetme."
"Kapa çeneni Pati." kıkırdamıştım. "Sende istemez misin?"
"Bak Patrick güzel arkadaşını mutlu ettim. Ben iyi biriyim."
"Ondan uzak dur." diye kükredi Patrick.
"İnsanları mutlu etmeyi severim Patrick. Ama seni mutlu edemeyeceğim."
""Seni pislik." dedi ve suratına tükürdü. James'in kaşları çatıldı. Sinirlenmişti. Cebinden bir peçete çıkarıp yüzünü sildi.
"Sen öleceksin." Silahını çıkardı.
"Vur hadi, çok mu acıyacak sanıyorsun."
"Evet haklısın, böyle olmaz." Silahı bana doğrulttu.