𝓪𝓷 𝓪𝓻𝓽𝓲𝓼𝓽, 𝓷𝓸𝓽 𝓪 𝔀𝓪𝓻𝓻𝓲𝓸𝓻

816 81 14
                                    

taehyung'un tuhaf kaçışından sonra jeongguk ortada dımdızlak ortada kalmış gibi hissetti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

taehyung'un tuhaf kaçışından sonra jeongguk ortada dımdızlak ortada kalmış gibi hissetti. 'acaba onu kırdım mı? beni bir sapık mı zannetti? gidip özür dilemeli miyim?'  düşünceleri aklına doluşmaya başladı. o çok fazla uzaklaşmadan arkasından gitmenin iyi olacağını düşündü.

hızla dükkandan çıktı ve sağına soluna bakındı. taehyung'un meydanın sonuna ulaştığını, bir binanın kenarından dönmek üzere olduğunu gördü. arkasından koştu. onu duyacak kadar yaklaştığında adını seslenecekti fakat sonra taehyung'un bir şeyler mırıldandığını duydu.

"bilmemeli, bilmemeli, bilmemeli..."

"öğrenmemeli, senden korkacak." tekrar tekrar aynı şeyleri mırıldanıyordu. jeongguk yavaşladı. ondan ne saklıyordu? evinde bir yılan falan mı besliyordu? kim mükemmel taehyung'dan, bu minik pofuduk neşe kaynağından bahsediyoruz, jeongguk hiçbir konuda ondan korkamazdı.

taehyung'un arkasından sessizce yürümeye başladı, ilahi sesiyle cümlelerini sürekli tekrarlamasını dinledi. her seferinde içindeki merak katlanıyor ve aynı düşünce beyninde dört dönüyordu. bu kadar endişe yapacak ne saklıyor olabilirdi?

yürüyüşlerinin sonu minik kulübe evlerinin arkasındaki bir ırmağın kenarında sona erdi. jeongguk buranın neresi olduğunu bilmiyordu fakat bundan dolayı pişman olmuştu. ırmağın şırıltı sesi gelirken, hava mor ve turuncu renklerinin en güzel tonlarındaydı. yemyeşil çimlerin ve toprağın güzel kokusu jeongguk'un ciğerlerini doldurdu. kendime not, bir gün taehyung'la buraya gel. ama senden kaçmadığından emin ol, dedi kendi kendine.

taehyung ise ırmağın başında durdu, etrafına bakınıp çimlere oturdu. elini ırmağın suyunda gezdirdi. jeon o an yanına gitmenin iyi bir fikir olabileceğini düşündü, ayağını önüne atmış gidecekken güzel bir geyik çıktı ortaya. sakin sakin, sanki eski bir dostuyla buluşmuş gibi taehyung'un yanına yaklaşıp burnunu onun kolunun altına koydu. 

"merhaba tatlım. seni halam mı gönderdi?" sarışın güzel şefkatle gülümseyerek sordu. geyiğin kürkünü okşadı. 'halanın göndermesi? bu bir metafor muydu?' diye düşündü tekrardan.

"leydi artemis artık benim hakkımda endişelenmeyi bırakmalı," dedi geyiği okşama devam ederken. "ben artık bir yetişkinim. 200 yaşımı doldurmak üzereyim!" kaşlarını çattı. "ama babamın bana göstermediği ilgiyi o gösterdiği için ona minnettarım da. eh, babama kalsa," çenesini eline yasladı ve gözlerini devirdi. "bütün hayatı kız ve erkek tavlamakla geçer. ne kadar da aşkına sadık bir bey." havada küçük bir şimşek çaktı fakat sesi fazlasıyla eko yapmıştı, adeta bir bomba gibi. taehyung ve geyik ilk önce irkildi fakat ardından eski pozisyonlarına döndüler. jeongguk ise korkudan duvarın içine geçmişti. 

☀️icarus ;; taekook☀️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin