Park Chanyeol hep bu zamana kadar ilk aşkını lisenin ilk yılında uzun saçlı,kısa boylu ve kehribar gözlü bir kıza verdiğini düşünmüştü.
Ama şimdi hissettiği bu duygular o kızın kim olduğunu bile unutturuyor, sadece onu düşünmesine neden oluyordu.
Sadece onu düşünüyordu ama aklına gelen tek şey geceye boyanmış küçük bir çocuktu.Gece asildir, alçak gönüllüdür, saklanırsın onda ve bir şeycik de demez. Ancak neden bu Baekhyun'da kalbini sıkıştıran bir etkiye yol açmıştı? Onu kendinden bile koruma istiyordu, onu geceden korumak istiyordu,geceden arındırmak ve kollarının arasına almak ama geç kalmıştı.
Artık ne sevebilirdi onu ne koruyabilirdi ne de kollarının arasına alabilirdi çünkü bir ölüyü sevemezsiniz, çünkü bir ölüyü koruyamazsınız,
çünkü bir ölüyü sonsuza kadar kollarınızda tutamazsınız.Şimdi bir meltem esiyor, Chanyeol'ün yüzüne dokunuyor ve saçlarını okşuyor. Chanyeol sanki Baekhyun'un kokusunu duyduğunu düşünmüştü, küçüğün kokusunu bilmezken öğrenemeyecek olması ne acı.
Bir koku için nelerini vermezdi ki? Veya bir bakışı için, sanki kendisi ona bakmasın diye döven değilmişçesine bencil söylemleri tanrıyı onurlandırıyordu, kendime benzeyen bir ruh daha.Chanyeol o gece uyuyamadı, ilerisi için alıştırmaydı bu gece çünkü vicdanı artık susmayacak ve Chanyeol'ü çıldırtacaktı, bunu Baekhyun çok görmek isterdi belki de görürdü kim bilir?
Yarın? Bir yıl? Yıllar? Hangisi bilinmez ama görecekti Baekhyun ,Chanyeol'ü.
Chanyeol deliydi.
Ama aşkından değil.
Chanyeol delirdi çünkü elinde gece mavisi kanlar vardı.☀️
🌤
⛅️
🌥
☁️
#IWillAlwaysWaitForYou
YOU ARE READING
If He Dies [Chanbaek]
FanfictionUnutma, adını bilen son kişi öldüğünde aslında hiç doğmamış olacaksın. 🌂Bu Hikaye ölümle biten bir aşkı değil, ölümle doğan ve yeniden yaşayan bir aşkı anlatıyor🌂