O Değil

718 46 13
                                    

Dolaptan pastayı çıkardığımda Maura mutfağa yeni giriyordu."Yardıma ihtiyacın varmı?" diyerek tezgaha yaslandı."Hayır Şirine"dedim gülümseyerek.Onaylayıp bir süre bekledi.Dolaptan mumu aldıktan sonra yerleştirmeye başladım.

"Teşekkür ederim"Anlamayarak ona döndüm."Ne için?"diye sordum."Her şey için.Oğlumu mutlu edebildiğin için."

'Ben bir şey yapmadım ki'' Kolumdan tutup sandalyeye oturtturdu.

''Biliyor musun Ally?Niall hiç bir kıza doğru dürüst güvenmedi. Niall ilk kez bara gittiğinde 16 yaşına yeni girmişti.Aklı sıra beni uyutup gece gidecekti.Gecenin  üçünde eve körkütük sarhoş gelmiş,sürekli kusmuştu." Dolan gözlerini elinin tersiyle sildi."O gün o kadar korkmuştum ki.Sanki ben hiç birşey bilmiyormuşum gibi birde yalan söylüyordu.Arada bir geceleri yine gidiyordu.Bir gün, akşam babasında kalmak istediğini söylediğinde izin vermiştim.Eşyalarını toplamasına yardımcı olmak için odasına girdiğimde oda oda değil savaş alanıydı.Niall'ı bir güzel azarlayıp sonra evden kovmuştum.O akşam bir sağa döndüm bir sola döndüm.Ama uyuyamadım.Sürekli Niall'a söylediğim sözler aklıma geliyordu.Anne yüreği bu,dayanmıyor ki.Niall'ı aradığımda telefonu açmadı.Bende babasını aramıştım."

Gülümsemeye çalıştı ama yapamadı boğazını temizleyip devam etti.Anlatacaklaklarını hem merak ediyor hem de korkuyordum."Anne! Ally?Nerede kaldınız?"

"Geliyoruz Niall."  Maura'ya baktığımda bana bakıyordu."Pasatayı kestikten sonra devam edelim mi Şirine? Hem en azından bu kez bölecek kimse olmayacak"

Başını aşağı yukarı sallayıp çatalları aldı.Pastayı bahçeye çıkartığımda Niall pastayı elimden alıp mumları yakmaya başladı.Kahkaha attım.Maura elini omzuma yerleştirmiş Niall'ı izliyordu.Bir yandan da Greg ile konuşuyordu.O gerçekten iyi bir anneydi.En azından annem gibi yaptığı  harekete göre çocuk sınıflandırmıyordu.

Madison'un ilk öldüğü zamanlarda annem hep beni suçlamıştı.Aslında fazlasıyla haklıydı.İkizimin ölümüne sebep olmuştum.Her hata yapışımda ''Bu hiçbir şey Alison sen kardeşini öldürdün'' demesi çocukluğumun içine ediyordu.        

Annem her zaman ablama biraz daha değer vermişti.Kısacası kenara atılmıştım.Ablam çocukluğunu özel öğretmenlerinin yanında geçirirken ben odamda kendime lanet ediyordum.Ablamla aramızda çok fazla yaş farkı yoktu.Ama annem onu hep büyük tutmuştu.Ama ablamla aramızdaki bağ hiçbir zaman kopmamıştı.Annemi çok sevsem de hiçbir zaman örnek kişilik olarak görmemiştim.Babam benim ilk örneğim olduğu gibi tek örneğimdi.Kız kardeşimin öldüğü ilk zamanlarda annemin aksine babam hep beni savunmuş,beni kollamıştı.Ayrım yapmadan.

Hayatım hiç iç açıcı değildi.Uyuşturucu,alkol,sigara.Hepsi hayatımda bir dönem bulunmuş daha sonra çekip gitmişti.Haklılardı bu hayata bazen ben bile dayanamıyorum.

Niall'ı ilk gördüğümde ondan fazlasıyla nefret etmiştim.Zaten kimseye iyi bir duygu beslememiştim.Ona ilk defa sarıldığımda,içimde tuhaf bir şeylerin olması beni fazlasıyla tuhaf hissettirmişti.Onu ilk kez Kristen'dan kıskanmıştım.Tabii daha sonra ona olan duygularımı kabullenmiştim.Belki dünyanın en güzel şeyi değildi ama benim dünyamın tek güzel şeyiydi.

''Bir dilek tut Niall!!'' Anna Niall'ın hemen sol tarafında olmasına rağmen fazlasıyla bağırmıştı.Niall gözlerini kapatmadan önce elimi tutmuş ve  seferde bütün mumları söndürmüştü.Yaklaşık iki gündür bileğimde duran kalın bileklik hem bileğimi sıkıyor hemde canımı yakıyordu.Sabretmeliydim,en azından hediyeler verilene kadar.

Harry elindeki kamerayı etrafta gezdirip ''Hediye vakti!''diye bağırdı.Kesinlikle Anna ve Harry favori çiftimdi.Rüzgar esmeye başladığında Denise Theo ile içeri girdi.Theo'yu özleyecektim.Çok fazla.

"İlk önce ben vermek istiyorum." Babası büyük boy kutuyu Niall'a uzattığında,kutuyu alıp babasına sarıldı."Bu,bu harika baba!"

Kutuda ne olduğunu tam görememiştim.Niall kutuyu kapatıp Harry'nin hediyesine geçti.Hadi ama Nialler meraktan çatlatıyorsun!

"En güzel hediye değil ama güzel hediye Harreh!" Elinde salladığı dört konser biletiyle Harry'ye sarıldı.Ya bakar kördüm,ya miyoptum ya da Niall inattı.Her bakmaya çalışmamda Niall başka bir yere çeviriyordu.

Tanrı aşkına,Niall amacın ne? Hani ben çok meraklıyım bilmiyormuş gibi davranma ama bebeğim.

Konser biletlerini cebine sokup Anna'nın muhteşem hediyesine geçti.Niall'ın hediyeyi görünce oluşacak yüz ifadesini o kadar merak ediyorum ki!

Hediye paketini yırttı.Anna gülmeye devam ederken karnına dirsek atmaya çalıştım.Hey hediyede bende vardım ve susması gerekiyordu.Paketteki katlı tişörtü düzelttiğinde ağzı 'o' şeklini çoktan almıştı bile.Ardından yüzünü buruşturup tişörtü sakladı.

Annesi elinden tişörtü alıp inceledi.Ardından gülmeye başladığında tişörte herkes bakmaya başladı.''Verin artık şunu!'' Gülerek elimdeki tişörtü uzattım.

Tişörtte Niall ve benim resmimiz vardı.Niall ağzına bir ton yiyecek sokmuş.Yutamadığı için öksürüyordu.Anna'da onun fotoğrafını çekip tişörte bastırmıştı.'Senden nefret ediyorum Anna'' Anna ellerini göğsünde birleştirip elimi tuttu.

''İyi o halde arkadaşım ve senin beraber olmanızı istemiyorum.''Niall acıyan bileğimi çekmeye çalıştı.Harry''Bence Ally bir karar vermeli'' diyerek bana döndü.Ardından bahçedeki bütün gözler.''Ben...''

''Tabii ki beni seçeceksin!'' ikiside aynı anda konuşup kolarımı çektiğinden kolumu kurtarıp Theo'yu kucakladım.''Ben Theo diyorum.''

◘◘◘◘◘

''Aslında,beniim ki pek hediye sayılmaz Niall.'' Dedim herkes hediyesini Niall'a vermişken.''Ben sadece,ne alacağımı bulamadım ve böyle bir işe giriştim.''Niall elimi tutup dudaklarına götürdü.Bileğimdeki bilekliği sıyırıp Niall'a yeni yaptırdığım dövmemi gösterdim.Sonsuzluk işareti içine Nialler yazdırmıştım ve bileğimi kesip yeniden dikmişler gibi hissetmiştim.Gerçekten.

'Ben.''Yanağıma bir öpücük kondurdu.''Seni'' Bir öpücük daha.''Çok'' Ve bir öpücük daha.'Seviyorum'' Ardından  bir öpücük daha.Kollarımı beline dolayıp yüzümü göğsüne gömdüm.''Hadi biz kalkalım artık Niall yarın için işlerim var ve bensenin için buraya kadar geldim.''Greg ayağa kalkıp Denise'in de kalkmasına yardım etti.''Ama ben burada kalırsınız diye düşünmüştüm.''

''Annem ve babam daha burdalar.Hadi size iyi eğlenceler!''diyerek Thero'yu kucakladı ve Denise'in koluna girdi.Harry arkaından kalkınca Niall'da onunla birlikte kalktı.''Ben de geleceğim''

Niall ve Harry gittikten sonra Anna ve Niall'ın babası bir şeyler hakkında derin bir konuşmaya daldılar.Fırsat bu fırsat diyerek Maura'nın koluna girip yukarı balkona kadar beraber çıktık.''Bana anlatacakların var Şirine!'' Gülerek karşıma oturdu.

''Nerede kalmıştım?Hah hatırladım.Babasını aradığımda Niall'ın gelmediğini söyledi.O an içime öyle bir panik hissi yayılmıştı ki.Sürekli onu arayıp durdum.En sonunda telefonunu kapatmıştı.İki gün sonra harap olmuş bir şekilde eve gelmiş, sürekli benden özür dilemişti.Ona sımsıkı sarılıp ne olduğunu sormuştum.Oysa Niall,sadece özür dileyip sonra koltuğa oturup ağlamaya başlamıştı.Yanına gittiğimde bana dönüp ellerimi tutup tekrar özür diledi.Daha sonra anlatmaya başladı.'Ben bir hata yaptım anne,bir kıza aşık oldum.O sadece tek gecelikmiş'dedi kucağımda satlerce ağladı.Daha sonra uyuya kaldı." Dolmuş gözlerini silip ellerimi tuttu.

Acaba benim içinde ağlamış mıydı?Biliyorum kesiikle bencillik yapıyordum ama o kız her kimse gerçekten çok kıskanmıştım fakat her ne olursa olsun şuan Niall'ın yanında ben vardım.O değil

Sanırım bu bölüme geçiş bölümü deniliyor ha? Neyse canım en azından birazcık geçmişe de el attık.Bayağı Saçma oldu ama üzgünüm elimden bu geliyor.

Oy ve yorumlarınızı bekliyore gülü gülü!

Our Decisions ➳ Niall HoranHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin