💟BÖLÜM-1💟

299 17 8
                                    

Yine bir hırsızlık vakası. Mark ile birlikte arabaya atlayıp öndeki arabaya takip ediyorduk. Hırsızlık vakaları ile haftada en az 2 kere uğraşıyoruz. Adım Somin özel hareket polisiyim. Genelde bu hırsızlık olayları ile uğraşmayız ama böyle rastlayınca haklı olarak uğraşmak zorunda kalıyoruz.

24 yaşındayım. Bu mesleği küçüklüğümden beri istiyorum. Annem ve babam çok küçükken bir trafik kazasında kaybettim. Yetimhanede büyüdüm. Etrafımdaki çok kişi ben agresif biri olarak bilir ama aslında öyle biri miyim bilmiyorum. Çok uzun yıllardır tanıdığım en iyi arkadaşım olan Hae ile ev arkadaşıyız. Yetimhaneye gittiğim ilk gün o benimle ilgilenmişti. Çok iyi bir insan o şu an staj görüyor. Benden 1 yaş küçük. Mark ise benim iş arkadaşım.

Derken birden Mark arabayı durdurdu. Hırsız arabadan inip bu sefer de koşmaya başladı. Biz de Arabadan indik koşmaya başladım. Mark arkada kalmıştı. Koşma konusunda benden iyi üstüme kimseyi tanımam. Hırsız ile aramızda yaklaşık dört beş adım vardı. Kendimi zorlayarak hızımı arttırdım. aradaki mesafeyi biraz daha azaltmıştım. Bundan faydalanarak ensesinden tuttuğum gibi yere düştü.

Hızlı bir şekilde ellerini arkadan kelepçeledim. Kaçmaya çalışırken ona bir tekme savurdum. O anda yanımıza Mark geldi. Yorulmuştum. Duvar kenarında biraz soluklanırken Mark hırsızı ayağa kaldırdı. Birkaç cümle hakaret ettim. Daha sonra arabaya doğru yürüdük bu sefer arabayı ben kullanacağım. Mark ve hırsız arkaya geçti. Karakola doğru sürmeye başladım. Yol boyunca hırsız pişkin pişkin kendini acındırmaya çalışıyordu. Sonunda emniyete geldik arabadan inip karakola girdik. Hırsızı gorevlilere teslim edince Mark ile karakolun kafeteryasında indik. Birer kahve alıp bir masaya oturduk.

Elim direk telefonuma gitti. Saate baktım Saat 16.35 olmuştu. Daha sonra Hae'den bir cevapsız arama olduğunu gördüm. Kahvemi bitirdikten sonra onu arayacaktım. Telefonu kapatıp Mark'a döndüm dalgın bir şekilde masaya odaklanmış bakıyordu. Ardından konuşmaya başladım; "Bugün biraz dalgınsın sanki?" Dedim. Gözlerini masadan ayırıp bana baktı. Biraz düşündü.

"Şey ya, Bay Sehun'un söylediklerini düşünüyordum."dedi. Söze girdim.
"Bay Sehun ne söyledi?"dedim. Aykırı bir şey söylüyormuşum gibi şaşkınca bana baktı. 'Ne oldu?' anlamında kafamı iki yana salladım. Kahvesinden bir yudum alıp cevap verdi; " Sana bahsetmemiş anlaşılan. Özel bir görev varmış. Ben de tam olarak bilmiyorum ama yarın ayrıntılı anlatacak. Söylediklerine göre zor olacakmış."dedi. Bu görevi çok merak etmiştim doğrusu. Aklıma gelen ani bir soruyla tekrar Mark'a döndüm;

" Peki bu özel görev ile ilgili başka ne biliyorsun?" dedim. Kahvesinden son bir yudum aldı.
"Sanırım bu kişi ruh hastası. Ne yaptığını veya ne için yaptığını kimse tam olarak bilmiyor." Dedi. Biraz düşündüm. Olay şimdi daha gizemli hale gelmişti. Aklımda son bir soru kaldı. Merakla 'ismi ne?' diye bir soru yönelttim. Hiç tereddüt etmeden
"JUNGKOOK"dedi. İçimden tekrar ettim.
"Demek Jungkook..."

Vee ilk bölüm!😍
Sanırım biraz sıkıcı oldu...☆
💕Ama diğer bölümler daha uzun ve çok maceralı olacak💕
Umarım beğenirsiniz💦
Desteklerinize ihtiyacım var...🙇

KAÇAK🍷{JJK}🐞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin