Aşk Nedir?

51 8 2
                                    

Aşk nedir?

     Aşk: Herkes aşkı farklı tanımlayabilir, kimileri tanımlanamaz der, kimileri anlatılamaz. Benim aşka tanımım ise sevginin ileri derecesidir. 

     Peki ya sevmek nedir?


     Sevmek – Sevgi:  Sevgi doğuştan gelen bir kabiliyettir. Sevginin sınırları da yoktur, insanoğlunda sonsuz bir sevme kabiliyeti vardır ki bu da insanoğlunun sonsuz ile bir bağlantısı olduğunu gösterir. Sevgiyi anlayabilmeniz için bir şemada gösterelim.

Resimde gördüğümüz gibi sevginin ileri seviyesi aşk, nefretin ileri seviyesi kindir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Resimde gördüğümüz gibi sevginin ileri seviyesi aşk, nefretin ileri seviyesi kindir. Bunlardan aşk ve kin tehlikelidir. Bizler insanoğlu olarak herkesi sevebilir ve ya herkesten nefret edebiliriz. Şekilde görünen her bir sütunu sevdiğiniz ve ya nefret ettiğiniz bir birey ya da bir nesne, yiyecek, içecek, giyecek, vs. olarak düşünün. Hayatta o kadar çok sevdiğimiz ve sevmediğimiz kişi ve her şey var ki bunları bu şekle sığdırmak mümkün değil. İşte onca şeyi sevebiliyor insan yani sevmenin dairesi genişliyor. Birde sevgide sınırları aşmak var aşk gibi o kadar çok seviyoruz ve o kadar çok şeyin içinde kimisini az kimisini çok seviyoruz. 

   Aşk acısı denince aklıma bir sürü şey geliyor. Bunlardan bir kaç tanesini yazalım. Aşk acısı denince aklıma araba alarmı geliyor, çamaşır makinesine bulaşık atmak gibi bir şey geliyor, kırılmış ayna parçaları geliyor. (ne alaka dediğinizi duyar gibiyim.) 

Araba hangi durumlarda alarm verir. Araca bir tehlike ve tehdit durumu olunca sahibini çağırır gibi acı çığlıklar atar. İşte bizim kalbimizde o şekilde aşk acısı çekerken sahibini çağırırcasına acı çığlıklar atar. Ama sahibi, âşık olunan değil, o kalbi oraya koyandır, çünkü o kalbi oraya koyan, bize sonsuz sevme kabiliyeti veren, sana o âşık olduğun kişiyi dünyada can veren Allah’tır. Bize bu sonsuz sevme kabiliyetini veren Cenab-ı Hak iken bizim bu sonsuz sevme kabiliyetini fani olana vermemiz ne kadar doğru?

     Bizler bu sonsuz sevgimizi taşıyabilecek olan birine verirsek daha mutlu ve huzurlu oluruz. Bu sevgiyi taşıyabilecek olan da Allah’tır. Örneğin; aklımızda bir musluk canlandıralım ve bu musluktan akan su ise bizim sevgimiz. Biz bu sevgimizi istediğimiz zaman arttırıyor istediğimiz zaman ise kısabiliyoruz. Ama bu sevgi hiç tükenmiyor. Sevdiğimiz kişiyi de bir kap olarak düşünelim, biz o musluktan akan sevgimizi o kaba dolduralım ve şiddetini arttıralım. Bunu yapınca o kap bu sevgi baskısına dayanamaz ve parçalanır, bu parçalanma sevgilinin senden gitmesi demektir. Sen bu durumda acı çekmeye başlarsın. Artık ona akıttığın sevgi çeşmen boşa akıyordur ve her boşa giden damla canını yakıyordur. Senin kalbin bir araba alarmı gibi sana alarm veriyordur. Sana “Sonsuz sevgiyi fani olana yükleme. Boşa akıttığın sonsuz sevgiyi gene bu sevgiyi kaldırabilecek olana ver sonsuz olana ver.” diye haykırıyordur. Bizler bunu aşk acısı olarak anlarız. Sanki sevilen geri gelse her şey düzelecek gibi düşünürüz. Aslında öyle değildir. Çünkü o parçalanmış kabı yapıştırırsın ama eskisi gibi olmaz bir yerlerden sızar ve sen o gene gidecek diye o kadar şiddetli sevemezsin onu.

           

     Çamaşır makinesine bulaşık atmak düşününce bile ne kadar saçma bir şey değil mi? Peki ya bununla ne alakası var? Şimdi sizden gerçekten çamaşır makinesinde bulaşık yıkamayı düşünmenizi istiyorum. Hayal gücünü zorlayalım! J  Kırılmış tabaklar bardaklar birbirine girmiş kaşıklar çatallar ve bozulmuş bir makine. İşte biz fani olana o kadar sevgiyi yükleyince o kaldıramıyor parçalanıyor ve ayarları bozuluyor. Sevdiğimiz gidince de biz her şeyi karıştırıyoruz ve o bulaşıkları çamaşır makinesine atıyoruz her kırılan tabak canımızı acıtıyor bedenimizde yarıklar açılıyor. Gene yanlış sonsuz sevgimizi yanlış yere harcadığımızı anlatıyor.

     Şimdi bir de güneşi düşünelim ve biz o güneşin ışığını bundan sonra bizzat değil, sadece bir ayna yardımı ile bize ulaşacağını düşünelim ve hayal edelim. Biz bir süre sonra o aynayı bizim gerçek güneşimizmiş gibi görür ve öylesine o aynaya değer veririz. Sevgilimiz olunca ayna misali ışığımızı sevgilimizden alıyor gibi görmeye başlarız ve onun etrafında dönmeye başlarız. Bir gün o ayna kırılınca her şey bitti güneşsiz kaldım diye düşünür ve kendimizi karanlıkların dibine çekeriz. Aslında güneş ışığından bir şey kaybetmemiştir. Her zamanki gibi parlaklığını korur ve etrafa ışık saçmaya devam ediyordur. Bizler o ayna kırıldı diye karanlığa değil gerçek güneşin var olduğunu unutmayarak o hüzünlerden kaçalım.

Nasıl Sevmeliyiz?

Peki, biz hiç sevmeyelim mi?

     Evet, sevgimizi sonsuz olana verelim ama anne baba sevgisi de mi olmasın?

     Tabi ki bizlere bir sevgi verildi ise herkesi seveceğiz, şöyle bir söz vardır “Yaratılanı severim yaratandan ötürü.”

     Peki, nasıl seveceğiz?

     İşte can alıcı noktamız yukarıda anlattığım gibi musluk ve kabı gene hatırımıza getirelim. Musluğu kapatmak senin elinde. Sevdiğini dilediğin kadar sevmek senin elinde. Sevilenin kabını istediğiniz kadar büyütebilirsiniz ama dikkat edilecek nokta şu ki; o kabı asla taşırmayalım, o kabı sınırları çerçevesinde dolduralım yetmedi ise o kabı büyütelim ama taşırmayalım. O kabı büyütmek te senin elinde  istersen bir derya kadar büyük tut istersen bir çay bardağı kadar küçük ama taşırma. (Tsunami yapmaya gerek yok.J) Geri kalan sevgimizi Sonsuz olan ALLAH’A verelim ki mutlu ve sevgi içinde yaşayalım.

Sevgiliyi Nasıl Sevmeliyiz?

Allah der ki: "Kimi benden çok Seversen, onu senden alırım." ve ekler:

"Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım."

     

     İnsan ister, istemez sevgiliyi severken ipin ucunu kaçırıyor ve sevgili gidince sudan çıkmış balığa dönüyor insan. Ama biz bunu sürekli o sevgilinin Allah’tan geldiğini ve bize verilmiş hediye olduğunu düşünerek sevelim. Onu bir emanet olduğunu unutmayalım ve emanete hıyanet etmeyelim. Rabbim bizim karşımıza o kadar çok güzellikler veriyor ki biz bu güzellikleri şiddetli sevgimiz ile mahvetmeyelim. Çünkü bize verilmiş olan sevgi her şeye yeter. Zaten bizlere bu kabiliyeti veren Cenab-ı Hak her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüş, planlamış, ölçmüş, biçmiş vermiş ve hiçbir noksan bir yer bırakmamış.

     

     Kalbimiz fani olanla acı sonsuz olanla huzur bulur. Allah’ı seven yarı yolda kalmaz, Allah’ı seven aşk acısı çekmez, Allah’ı seven onun yarattıklarını da sever. 

     EN ÇOK SEVİLMEYİ HAK EDEN HAKKIN TA KENDİSİDİR. HAK BİZE VERMESEYDİ BİLİR MİYDİ KUL SEVMEYİ SEVDİRMEYİ AŞKI? HAKKI SEVELİM.

     Ya Baki Entel Baki…

Akla Takılan 10 CevapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin