Allah'ı Tanıyalım

43 10 5
                                    

Günümüz şartlarında insanlar her şeyin ispatını sorguluyorlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Günümüz şartlarında insanlar her şeyin ispatını sorguluyorlar. Bu ispatlanmasını istenilen konulardan en önemlisi ve en yaygın olanı da Allah'ın ispatlanmasıdır. Ateist dediğimiz inançsız kişiler de bu tür sorgulamaları öğrenebilecekleri kaynaklardan bakmayıp Müslümanlık hakkında zayıf bilgisi olduğunu anladıkları Müslüman kişileri seçerek onlara yöneltirler sorularını. Bu sayede hem Müslümanlığı hemde o kişiyi alt ettiğini düşünür. bu durumdan kendine pay çıkartarak Müslümanı alay konusu haline getirir.

     Müslümanlar arasında da sıklıkla duyduğum bazı cümleleri yazayım.

"Fazla irdelememek gerek."

"Fazla derine dalma, kafayı yersin."

"Böyle şeyleri araştırmak insanı dinden çıkarır."

"İnsanın aklı ermez Allah'ın varlığına."

"Allah'ı ispatlayayım dersen dipsiz kuyuya inersin."

     Birde şöyle düşünenler var.

"Allah'ı ispat etmeye gerek yok."

"Allah'ı ispat edilmese de ben inanıyorum." (Körü körüne inanç)

     Allah'ın Varlığına Delil Aramak Yanlış mı?

     Bu durumu şöyle düşündüğümüzde bile bu sorunun yanlış olduğu kanaatine varıyoruz zaten. Şöyle ki eğer, bizi bir yaratıcı var etmişse kendini bildirmek adına da varlığının ispatlarını da vermiştir. Böyle bir durumda Allah'ın varlığına ispat aramak yanlış değildir.

Bilakis; Kur'an-ı Kerim'in de ilk ayeti olan Alak suresi 1. ayet ( اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ )"Yaratan Rabinin Adıyla Oku!" oku diyerek bizlere öğrenmeyi emretmekte ve araştırmayı teşvik etmektedir. Sonuca göre "Allah'ın varlığına ispat aramak" yanlış değil aksine üzerimize düşen Allah'ı tanıma yoluna gitmek ve emrettiklerini yaparak Allah'ın varlık kanıtlarını bulmak senin görevindir.

     Fazla Derine Dalmak

     Yukarıda anlattığım gibi bazı insanlar Allah'ın ispat delillerini arama sorumluluğundan kurtulmak için "Böyle şeylerde fazla derine dalmamak gerekir, kafayı yersin." cümlesi ile sıyrılmak istiyor.

     Bende o arkadaşlara şunu anlatmak istiyorum ve soruyorum. "Bir çocuğun ilk okuldan başlayıp üniversiteye kadar okuması bir nevi derine dalmak olmuyor da din ve Müslümanlık konuları üzerinde araştırma yapınca mı kafayı yiyecek insan.....?" Birde örnek verelim; (ALLAH)* Bir öğrenci 1. sınıfta matematik dersinde 1 (bir) 2 (iki) 3 (üç)'ü öğrenir ta ki üniversiteye gidene kadar matematiğin bin bir dalını görür öğrenir, üniversiteye gider matematik bölümü okur (Bildiğimiz üzre matematikte dipsiz bir kuyu) matematik dalında ilerledikçe bilim adamı olur kariyeri yükselir... Amaaaa söz Allah'a gelince kafayı yersin olur. İşte asıl ahmaklık burada başlıyor.... (söylenecek çok söz var lakin burada kesmek istedim.)

"Oku diyen sormaz mı? Okudun mu? Diye!!!"

     Verdiğim örnekteki gibi kimse kafayı yemez, ancak sapkınlığa gider, bu durumda insanın imanından kaynaklanmaktadır.

Allah'a Delillerimiz Neler?

     Allah bizlere onca deliller vermiş ki bizler gözümüz kapalı gezdiğimiz için göremiyoruz o delilleri.

    Aşağıda sizlere bir meyve ağacından bahsederek Allah'ın varlığına delil göstereceğim. önce şunu öğrenelim. Bir ilaç fabrikasında ilacı geliştiren doktoru düşünelim. Doktor o ilacı yapabilmesi için öncelikle neyi bilmesi gerekmektedir? insanın anatomisini bilmelidir ki yaptığı ilacında insanlara yarar sağlayabilsin. Bu doktor insan için üreteceği ilacın bir maddesini eksik koyarsa o ilaç insan üzerinde etki etmez veya farklı etki gösterir, şayet doz ayarını kaçırırsa o ilaç ilaç değil zehre dönüşür.

     Birde şunu söyleyelim; Gözü olmayan, göze hitap eden bir nesne yapamaz. Burnu olmayan, güzel kokan bir şey yapamaz. Tat almayan, tatlı bir şey yaptığını iddia edemez. İnsanı tanımayan bilmeyen, görmeyen hiç bir şey insana fayda sağlayamaz.

     Şimdi Mandalina ağacını düşünelim; Ağacın aklı yok, gözü yok, burnu yok, ağzı yok, dili yok, tat alamaz ve insanları tanıyamaz bilmez. *** Lakin, gözü olmayan mandalina ağacı tam insanın gözüne göre bir meyve yapmış. (Meyveyi dalında görürsün ve gözlerin senin gözüne hitap eden meyveye takılır.) Burnu olmayan mandalina ağacı tam insanın burnuna göre bir koku vermiş mandalinaya. (Meyveyi elimize aldığımızda kokusu taaa burnumuza gelir ve bizi mest eder.) Ağzı olmayan mandalina ağacı tam insanın hoşuna gideceği tarzda tat vermiş meyvelerine. Üstelik aklı olmayan bu ağaç o meyveyi dilimlere ayırmış biz rahat bölelim diye. Daha bitmedi!!! Bu ağaç meyvesine şifa vermiş tam insanlığa göre ve üstelik yan etkisi de yok!!! bildiğimiz üzere yukarıda yazdığım doktorlar ilaçları yapıyorlarken insanın anatomisini biliyorlar, fakat bunu bilmeyen ağaç bütün bunları tek bir meyvede yapmış.

     Şimdi sizlere soruyorum; Bu meyveyi aklı olmayan, gözü olmayan, koku almayan ağaç mı yaptı?

     Eğer, "Evet ağaç yaptı." diyorsanız açıkça söylüyorum siz o ağaçtan daha beyinsiz siniz. Çünkü, o ağacın aklı yokken bunları yapabiliyorsa sizin aklınız varken bir mandalina yapamıyorsunuz.

      Siz de benim gibi bu mandalinanın ağacın yaptığını kabul etmiyor iseniz. Demek ki bunu yapan biri var? diye düşünüp bir yapanın var olduğuna şahitlik ediyorsunuzdur. İşte bizde o mandalinayı ve kainatı yaratanın Allah olduğuna inanıyoruz.

Örneklerin devamı en kısa sürede gelecektir. Takipte kalınız...

Akla Takılan 10 CevapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin