4. Bölüm: Çanta

79 9 0
                                    

Kağıdı okuduktan sonra gözlerimi patlatarak gölgeye baktım. Bana doğru koşmaya başladığında notu cebime tıkıştırıp en hızlı koşuşumla aşağı inmeye başladım. Kalbimi hissetmiyordum denebilir. Hem korkuyordum, hem heyecanlanmıştım hemde koşunun birleşimi kalbimin atışları sanki göğsümden çıkacaktı. Lanet olası çantama ne koyduysam o kadar ağırdı ki koşmamı engelliyordu. Koşarak arkama döndüm. Gittikçe bana yakınlaşıyordu. O sırada kalkmış parkeye takılarak yere yığıldım. Kafamı kaldırıp adama baktım. Kalkmak için zamanım yoktu ama anahtarlığı çantamdan almaya vaktim vardı. Dizlerimin üstüne çöktüm. En hızlı halimle anahtarlığı çıkarıp, adama nispet yaparcasına sallamaya başladım. Anahtarı kendimden geriye tutuyordum, planım vardı. Adam hızlıca yaklaşıp elime uzandı ama.. ahh canımm yanlışıkla oldu. Bir anda yere yığıldı. Acıdı mı dizin? Beter ol pislik.

"Ayy kusura bakma ayağım kaymış"

Hızla ayağa kalktım. Sana-o-anahtarlığı-asla-vermeyeceğim bakışı atarak koşmaya başladım. Arkamdan ayağımı tutmaya çalıştı ama ben yer miyim? Tabii ki yemem.

Saate hiç bakmamıştım ve uçağı kaçırmış olabilirdim. Uçağı kaçırmış olursam adamdan da kurtulamazdım. Heyecanla saate baktım. Yediye iki vardı. Sanırım koşmam gerekecekti. O yorgun halimle ikinci çıkış kapısına canımı dişime takarak koştum. Biletimi vererek son anda uçağa yetiştim. Yerime kendimi atıp, gözlerim kapalı kafamı koltuğa dayadım. Bir süre öyle durarak nefes alış verişlerimi düzenledim. Yanımda oturan kadın 'mal mısın' bakışıyla bakıyordu. Gülümsemekle yetindim.

O sırada yiyecek içecek servisleri başladı. Tepsiye göz attıktan sonra kahve ve kek aldım. Parayı uzatıp para üstüne alınca kısa süreli bir şok geçirdim. Kadının bana verdiği para üstü iki lira, benim ona verdiğim yirmi liraydı. O h a! Çüş yani. Biz burda zengin değiliz, öğrenciyiz. Adam mı soyuyorsun, para mı kazanıyorsun belli değil. İki parça şey için on sekiz lira yuh yani. Ben o parayla Bim'den beş tane kahve on tane de kek alırım. Belki daha bile fazla.

Kadından parayı aldığımdan beri, pörtlek gözlerle ona baktığımı farkettiğimde hızla parayı cebime koydum. Kadın gülümseyince bende senden-bir-daha-bir-şey-almayacağım bakışı atıp gülümsedim. Bakışıma tepki olarak şaşırmışçasına bakarak dağıtımlara devam etti. Oh iyi oldu. Sen kimsin beni kaşla göz arasında kazıklıyorsun.

Kemer takma zorunluluğu kalktığında, telefonun da açılabileceğini öğrendim. Çantamdan çıkararak sosyal ağlarıma bakmaya başladım. Twitter'de yine bir sürü mesajım vardı ama bakmak istemiyorum. Genellikle konuştuğum erkeklerle dolu. Hepsiyle konuşuyorum ama onlar sadece onunla konuştuğumu sanıyorlar. Ah yazık.

Ben bu zamana kadar hiç kimseyi sevmedim ama her ay başka erkekle çıkan kızlardan oldum. Hayatımı yaşıyorum yani. Mesela bir keresinde iki kişiyle aynı anda çıkmıştım ve ikisiyle de aynı gün buluşmak zorunla kalmıştım. İkisine de bizimle kuzenim de gelecek, aramızda olanları bilmiyor, belli etme demiştim. İkisi de salak gibi yemişti. Sonradan kanka oldular. Bende ikisine de tekmeyi koydum. Öğrenirler falan uğraşamazdım yani.

Facebook'a girdiğimde yine bir kaç mesaj, bir sürü bildirim ve arkadaşlık isteği vardı. Mesajlara cevap vermeye başladım. Mehmet, Berk, Beyza.. derken, o kim be. Bu ne lan? Ne diyor bu? Hah ben mi kaçmışım? Mesaj on dakika önce gelmişti. Yani yaklaşık ben uçağa bindikten bir dakika sonra. Sensin lan korkak. Gerizekalıya bak. Bide mesaj atıyor utanmadan. Gel buyur beklerim Ankara'ya. Gel de oynatayım seni yine, psikopat..

Bu arada mesaj gizli bir hesaptan gelmiş. Mesajda "Sende baban gibi korkak çıktın. İkinizde benim şeylerimi çalıp kaçmayı çok seviyorsunuz. Bu oyun çok uzadı. Peşinizi bırakmayacağım." yazıyor. Sesli söylenmiş olmalıyım ki ilk uçağa bindiğimde mal-mısın bakışı atan kadın şimdi de, bu-kız-kesin-mal bakışı atıyordu. Bir süre bakıştık. Kendimi okulda taktığım çocukları kesiyormuş gibi hissettim. Sonra elimdeki kahveyi 'şerefe' gibisinden kaldırdım. En sinir bozucu gülüşümü sırıtarak önüme döndüm. Kahvemden yudum alıp kekimi açtım. Kekin kırıntıları her zamanki gibi her yerime dökülmüştü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 29, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Siyah KişiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin