TARİH : 10 Mayıs 2001
SAAT : 08:50
YER : Güney Ashfield Apartmanı Daire 302.*alarm sesi*
Henry cızırtılı alarm sesiyle yavaşca gözlerini açtı. Gözlerini açtığında, kendisinin yatak odasında yattığını farketti. Yatağından kalktı ve oturur pozisyona geçti. Kendi kendine uykulu bir sesle konuştu; "Dostum.. Ne rüyaydı ama". diye hafif korkmuş ve terlemiş bir şekilde kısık ses tonuyla söylendi. Bütün olanların bir rüyadan ibaret olduğunu kendince kesinleştirdi. Birkaç dakika yatakta kendisine gelmesini bekledi. Aniden gelen kapı zili sesiyle irkildi ve kısık olan gözlerini bir anda açtı. Kapıya doğru sendeler bir şekilde yürüdü. Henry dış kapısını gördüğünde bir an duraksadı ve şaşkınlıkla kapıya baktı. Kapısı aynı rüyasındaki gibi zincirlerle kapatılmıştı. Henry birşrylerin yanlış olduğunu farketti. Herşey birkaç gün önce olmuştu. Telefonu çalışmıyor. Televizyonu çalışmıyor. Bağırdığında bile kimseye sesini duyuramıyordu. Dünya yaşamı biranda tersine dönmüştü. Kapısı zincirlerle kilitlendi. Pencereler mühürlendi. Daha da kötüsü biri içeriden dairesini kilitledi. Nasıl buradan çıkacağını düşünmekten kendini alıkoyamıyordu. "Bu da ne?!" diyerek kapıya doğru yavaşça yaklaştı ve kapı deliğinden baktı. Kapının arkasında yan komşusu Eileen vardı. Henry kapıyı ne kadar açmayı denediyse açamadı ve kapıyı sertçe yumrukladı "Yardım et. Yardım et içerden kilitlendim. Yardım et!" Eileen onu duymadı. Sanki dışarıya sesi hiç gitmiyormuş gibiydi. "Ohh böyle giderse partiye geç kalıcam. Sanırım uyuyor" diyerek Eileen kapıdan uzaklaşarak apartmandan çıktı. Henry üzgün bir vaziyette yumruk yapmış havadaki elini kapıya sürterek yavaşca indirdi. Bunlara anlam veremezken kapı deliğinin hemen üzerinde kanla yazılmış koyu kırmızı ve paslı renkli bir yazı belirdi. "Dışarı Çıkma! Walter!!" Henry yazıyı birkaç dakika baktı ve kimin yazdığını neden yazıldığını düşünmeye başladı. Kapının zincirli kilitlerini biraz zorladı fakat zincirler tamamen donmuş bir haldeydi. Bir santim bile yerinden oynatamadı. Henry arkasını döndü ve pencereye yaklaştı. Pencereden 3'cü kattan atlamaktan başka çağresi yoktu. Pencereyi açmayı denedi fakat sıkıştırılmıştı. "Lanet olsun! Ben nasıl bir rüyanın içindeyim!?". Pencereden dışarıyı seyretmeye başladı. Eskiden tanıdığı arkadaşı Cynthia'nın alt geçite indiğini farketti. Birkaç dakika sonra Cynthia kayboldu. Henry'nin dikkatini Bar Ashfield'daki numara çekti. "555 3750" bu numarayı arayıp yardım istemeyi düşündü. Ama ev telefonunun kablo bağlantısının kesildiğini hatırladı. Bu fikirden vazgeçti. Henry pencereden dışarıyı izlerken evin içinden bir kağıt sesi duyuldu. Arkasını döndüğünde kapısının altından bir kağıt atıldığını farketti. Kapıya yaklaştı yavaşça eğildi ve kağıtı yerden aldı. Üzerinde kırmızı renkte yazılar yazılmıştı. Kağıtta "Neden uyanmıyorsun!" yazılıydı. Zaten tamamen allak bullak olan Henry bu notla birlikte tamamen çöküntüye uğradı. Notun arka tarafını çevirdi. Arkasında da uzunca karmaşık yazılar yazılıydı fakat yazıların çoğu okunmuyordu. "Kutsal tarafa geçiş ayini sayesinde bir dünya yarattı. Boşluğun içinde tanrımızın dünyasında ayrılmış bir halde varlığını sürdürüyor. Daha doğrusu tanrımızın dünyasının içinde, henüz onsuz değil. Tanrımızın dünyasının aksine sürekli bir değişim içinde. Beklenmedik kapılar, duvarlar, hareket eden yerler, garip yaratıklar, sadece onun kontrol edebildiği bir dünya... Bu boyut tarafından yutulan herkes orada sonsuza kadar ölümsüz bir şekilde yaşayacak. O boyutu bir hayalet olarak sık sık ziyaret edecekler. Böyle bir iğrençliği tanrımız nasıl affeder? (Notun bu kısmı okunamayacak kadar zarar görmüş) .... Bu dünyada hafifçe seyahat etmek önemli. O, ağır yükü taşıyan kişi pişman olacak. (Not daha fazla okunmayacak kadar zarar görmüş)" Henry notu aldı ve salondaki masasında duran küpür albümüne koydu. Delirmek üzereydi. Koltuğa yavaşca oturdu ve aklına kendini öldürme fikirleri gelmeye başladı. Fakat kendisinin hala bir rüyada olduğuna inanmak istiyordu. Kendini böyle avutmaya çalıştı. Çok az da olsa sakinleşmişti. Tam koltuğa uzanacağı sırada banyosundan yüksek bir ses geldi. Sanki evini balyozla kırmışlar gibiydi. Koltuğundan kalktı ve banyosuna ilerledi. Banyoya girdiğinde aynanın hemen sağ tarafına büyük çaplı bir delik açılmıştı. "Kim? Bunu kim yapmış olabilir?. Biliyordum burada birisi var." Henry tünel şeklinde açılmış deliğe baktı. Deliğin içinden uğultular ve fısıltılar geliyordu. Girmek istemiyordu fakat tek çıkış yolunun bu delik olduğunu hatırladı. Deliğe girmeden önce deliğin hemen yanındaki su borusunu kendine silah olarak aldı. Deliğe girdi ve sürünerek ışığa ilerdi.
Hatalarım varsa bunu yorum kısmında belirtin lütfen. Okuduğunuz için teşekkürler. Devam edecek..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
NO 302 : "Dışarı Çıkma Walter!"
Horror...bundan yaklaşık 2 sene evveldi. Henry Townshend, Ashfield kasabasının güneyinde 302 numaralı orta büyüklükte bir apartman dairesine taşındı. Hayatı gayet sıradan ve mutlu bir şekilde ilerliyordu. Fakat beş gün evvel çok ilginç bir olay gerçekleş...