14 Şubat 2016
Kapı kapanır kapanmaz kollarındaki bedeni ahşap kapıya yasladı uzun olan. Asansörden beridir öptüğü dudaklardan bir saniye bile ayrılmıyordu dudakları. Elleri ince belin her santimini okşuyor, ensesinde bulunan saçlardan cesaret alarak sıcak ağzın her köşesini dili ile keşfe çıkıyordu. Kulakları kendi kalp atışlarına ev sahipliği yaparken, yeni yeni duymaya başladığı küçük nefesleri ve iniltileri diğerinin ağzından almak adına bütün enerjisini öpücüğüne döküyordu.
" Nnnn, Jaehyun... "
Büyük olan yoğun öpücüklerden kaçmak adına yüzünü yana çevirdiğinde dolgun dudaklar bu sefer kırmızı yanaklara dadandı. Konuşmak istemiyordu. Bu akşam çok güzel bir sevgililer günü/doğum günü geçirmişlerdi. Süslenen kafede verdikleri partide küçük arkadaş grupları ile kutlama yaptıktan sonra birbirlerine hediyelerini vermişler, sonrasında da yollarını ayırmışlardı. Jaehyun Doyoung'a büyük balonlar ile bir uçurarak kafeye soktuğu beyaz ayıcığı hediye ederken, Doyoung ona yine aynı büyüklükte değişik bir peluş almıştı. İkisi de gecenin sonunda onları eve taşımaya üşenmiş, kafenin bir köşesinde iki peluşu öylece bırakmıştı.
" Jaehyun, dur bir saniye. "
Nefes nefese yumuşak yanaklardan ayrıldı Jaehyun. Öptüğü yerler arkasında bıraktığı ıslak izler nedeni ile parlıyordu ve bu, karşısındaki çocuğun tekrar nefesini kesmek istemesine neden oluyordu. Sevgilisi çok çekiciydi, bu kalbine bir gün zarar verebilirdi.
" Ne oldu? Çok mu... "
Yutkundu. Devamını getiremiyordu bir türlü. Dudaklarından ayrı kaldığı her saniye boğazı daha da kuruyor, vücudundan ayrı kalan her zarresi ayrı ayrı üşüyordu. Durmak istemiyordu, son bir yılda çokça beklemişlerdi zaten. Sınavlar, tanışma süreleri, sonrasında da yeni eve taşınmaları derken hep ertelemişlerdi isteklerini. Şimdi ise Jaehyun'a mükemmel zaman gibi geliyordu. Sevdiği adamın her şeyi olmak, onun da her şeyini almak için mükemmel bir zaman gibi geliyordu. Ama sevgilisi hazır değilse onu zorlamaz, her ne kadar kudurmuş ve tabiri caizse azmış ( 🤭 ) olsa da o isteyene kadar beklerdi. Kısa olanın üzerinde baskı kurmak ve onu hazır olmadığı bir şeye itmek istemiyordu hiçbir şekilde ama juniorı onu dinlemiyordu maalesef ve heyecana geldikçe ayaklanıyordu.
" Erken mi? Hayır. Sadece kapının önünde olmaz. Umm... Odamıza gidelim? "
Islak dudaklarında masum bir gülücükle küçük olanın gözlerine baktı Doyoung. Yanaklarında utançtan yer edinmiş bir kızarıklık vardı. Jaehyun tekrar, bu sefer daha sesli bir şekilde yutkundu. Umduğundan daha da hevesli bir şekilde başını sallayıp, sevgilisinin belinde olan ellerini aşağıya kaydırdı ve şekilli baldırlardan tutarak kısa olanı kucağına çekti. Şaşkın bir iç çekiş duyduğunda kıkırdayıp, spor salonunda geçirdiği o kadar vakte şükrederek kendine oranla daha zayıf olan bedeni kapıdan ayırdı ve odalarının olduğu yöne doğru yürümeye başladı.
" Kollarını boynuma sıkıca dola bebeğim, düşmeni istemeyiz değil mi? "
Zaten boynunda olan ince kollar sıkılaşıp, belinin iki yanında olan bacaklar daha sıkı dolandı vücuduna. Düşmeyeceklerini biliyordu, yine de dikkatle taşıdı sevdiğini odaya genç çocuk. Aynı dikkatle zayıf bedeni yatağa yatırdıktan sonra yatağın üzerine tırmandı ve şimdiden özlemini duyduğu dudaklara ufak bir öpücük daha kondurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
someone you loved • dojae
Fanfiction"Sanırım sevdiğin biri olmaya çok alışmışım." • • Jaehyun, birlikte oldukları her gün için Doyoung'a bir not bırakmıştı.