~ Başlangıç ile bitiş çizgisi birbirine çok yakındı. Ama ben, bütün zamanımı iki çizginin tam ortasında bekleyerek harcadım. ~
***
Okul servisinden aceleyle inip okulun koridorlarından sınıfa doğru koşmaya başladım. Servis okula geç kalmıştı ve geç kalmamızdan onlar sorumlu olsada bunu kabul etmiyorlardı. Böyle lanet olası bir sistem işte. İkinci ders biyoloji sözlümüz vardı ama hiç hazırlıklı değildim. - Gerçi hazırlanmak için yüzyıl vaktim olsa yinede sözlüye hazır olmazdım. -
Sınıfın kapısını tıklayıp içeri girdim. " Özür dilerim. Yerime geçebilir miyim?"Biyoloji hocası gözleriyle beni baştan aşağı süzdükten sonra kafasıyla oturmam için onay verdi. Kitaplarımı çıkarıp masama koyarken Amy ve Nuyuu' nun bana baktıklarını hissediyordum. Cidden o tarafa hiç dönmemiştim ama bana baktıklarından adım gibi emindim. Kafamı o tarafa çevirdiğimde haklı olduğumu gördüm. Neden beni süzüyordular ki? Gözlerimi üzerimde gezdirip okula yanlışlıkla pijama ile gelip gelmediğimi kontrol ettim. Hayır, her şey normal görünüyordu. İçimden onlara binlerce küfür ettikten sonra bir sonraki derste olacağımız sözlü için çalışmaya başladım. Tenefüs zili çalmıştı ve ben oturmaktan daralmıştım. Kollarımı havaya doğdu kaldırıp gerdikten sonra tekrar indirdim.
Ne zaman biticekti bu zulüm? Mutluluğa kavuşmak bu kadar zor mu? Ahhh! Bu gidişle kavuşacağım tek şey hakkın rahmeti!Daha fazla dayanamayıp ayağa kalktım. Sınıftan çıkıp kantine doğru ilerledim. Biraz sonra elimde çikolatalı sütümle beraber gezerken gözlerim tanıdık yüzde sabitlendi. Erwin ve arkadaşları beraber toplu bir şekilde yürüyorlardı. Gerçi ona yürümek değil kaos yaratmak demeliyimdim. O kadar sesli konuşuyorlardı ki tüm okula seslerini rahatça duyurabilirlerdi. - Şansıma tüküreyim!- Evet, cehennem boş çünkü tüm şeytanlar şuan buradaydı. Amy ve Nuyuu benim Erwin'e baktığımı görmüşlerdi. Ne tesadüf ki Erwin de ona baktığımı fark etmişti.
Ben ise bana bakan gözlerden kaçmak için harekete geçmiş ve resmen depar atıp sınıfıma dönmüştüm.Sınıfa geri dönmemim ardından da zil çalmıştı. Sınıf yavaş yavaş tamamlanırken bende eşyalarımı sıranın altına ve çantama koyup etrafımdakileri boşalttım. Bir süre sonra sınav başlamış bende önüme gelen kâğıtta boş olan her yeri dolduracak şekilde yazılar yazıp hocaya teslim etmiştim. Ancak ortalama bir puan alabilirdim çünkü yarısında saçmalamıştım. Zil çalıp süre bittiğinde hoca öğrencilerin homurdanmasına aldırış etmeden tüm kâğıtları toparlayıp gitti.
Bu sırada telefonumdan gelen titreşim sesiyle irkildim. Elimi çantama atıp telefonumu bulmaya çalıştım. Kitapların arasından telefonu kavrayıp sıkıştığı yerden kurtardım ve gelen mesajı açtım.
" Yanıma gel." -Erwin
B: " Nerdesin? "
" Bahçede, bisikletlerin yanındaki bankta."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKURA
Teen FictionSakura yani kiraz çiçeği. Bazı ülkelerdeki inanca göre; eğer sevdiğin kişiyle sakura ağaçlarının altında yürürsen sonsuza dek mutlu olacağınıza inanılır. *** Mika yeni doğan kızı...