~6 bölüm~

467 19 8
                                    


Müdürün odasından çıkıp herkes görev yerlerine ilerledi. Biz de öyle,yağızla!
Gerkeli olan malzemeleri almak için temizlik odasının yolunu tuttum.
Yağız," çok çirkefsin,"
" öyleyim. Bu yüzden muhattabım olma,"diye çıkıştım.
Onun akıl problemi olduğundan emindim. Bu kadar yakışıklı olmasından anlamıştım.
Hani derlerya,'Allah bir yerden veriri biryerden alır'diye. Aynen öyleydi; yakışıklılık vermişti ama belliki yeterince akıl vermemişti. Umutsuz vaka olduğumu ima eder gibi bir bakışla kafasını sallayıp yürümeye başladı. Bende o sıra sınıfa döndüm. Oda peşimden. " sınıfa gidiyorum ben sen nereye?" Dedim.
Tınlamayıp devam etti.
"Beni tanıyormusun?" Diye sordu pat diye.
Yüzüme ukala bir sırıtış yerleştirdim."Ne o ünlü falan mısın?".
"Okulun sahibinin oğluyum" dedi.
Kısık bir " vallahi mi?" Döküldü dudaklarımdan, sanırım yeterince sıvamıştım. Yağız hiç birşey söylemeden sınıfa girdi ve vahiy gelmiş gibi gidip benim sırama oturdu. Kesin dizi çekiyorduk nedir bu kadar klişe anlamadım ki?
" senin sınıfin burasi değil. hem burada oturduğumu nerden biliyorsun?" Şöyle bir etrafına bakındı " tek boş yer burasıydı, hem artık bizde bu sınıftayız diyip arkatarafi gösterdi, ömer zeynep orta sırada en arkada oturuyorlardı onun önünde ece ve deniz!.
O an kendimi tekmelemek istedim. Yakışıklı hocanın dersi varken, hangi göz zevki bozuk insan gidip te hödükle havuzu temizler diki? Sinirle yerime oturdum. Yağız bana bakarken, ben de ona baktım." Okulun sahibin oğlu olman umrumda değil. Anladın mı? Bana bakmayı kes, yersin tekmeyi."
" çok da hırçınsız."
" sinir bozucu olmaktan iyidir." Dedim. Gönderme yaptığımı anlamasını umuyordum.
Anlamıs olmalıki gülümseyerek arkasına yaslandı.
"Boyun yetmediği yerleri ben temizlerim" dedi.
Salak! Aklı sıra boyumla dalaga geçecek!
Küçümseyici bakışlarımı ona çevirdi.."maşallah aklının boyu diz kapağımı geçmiyor." Şu anki bütün cesaretim neyden Geliyo hiç bilmiyorum.
" tekmemi yemek istemiyorsan kapa çeneni!"
" kızlar genelde bana kıyamaz" dedi. Gülümsemesi sinir bozucu bir hal almıştı
Bazı aptal hemcinslerim sağ olsunlar, belliki mübareğin egosunun besleye besleye obez yapmışlar. "Egon aramıza sıkıştı." Dedim. "Ayrıca ben hiçbir genelleme içine girmiyorum." Sessiz kalmayı tercih etti; sinirli halimden hoşnut bir sırıtış suratına yapışıp kalmıştı. Cool' du ama fazlasıyla sinir bozucu bir cool olma durumuydu bu.

Yakışıklı tarih hocamız sınıfa girdiğinde didişmemizde son buldu.yerime otururken hocanın gözleriyle sınifî taradığını  yanımdaki ego yığınına ve zeyno gile  selam verdiğini gördüm. Demeki sınıfa geleceğinde haberdardı.

Hoca masasına oturup yoklamayı almaya başladı , ben de çantamdan eşyalarımı çıkartamaya koyuldum.
Hoca " defne!" Dediğini duyunca çantamdan başımı kaldırdım ve yağızla aynı anda "burada" dedik.
"Sana noluyor be," dedim şaşkınlıkla.
"Asıl sana noluyor? Yağız dedi duymadın mı?"
" ne yağızı ya? Hoca defne dedi duymadın mı?"
Hocanın sesi tartışmamızı bitirdi." Yağız demiştim defne!"
Yağız arsızca gülümsedi " istersen numarasını veriyim?"
" kimin numarasını?"
" kulaklarım için doktor numarası."
Gülümseyerek kafamı salladım." Olur. Umarım beyin hasarlarıyla ilgilenen bir doktor numaran da vardır." Dedim. Sonra bir anada aklıma gelmiş gibi ekledim.
" Aa senin beynin yoktu pardon."
Omuzlarını silkti." karşımdaki kişiye bağlı olarak kullanmadığım oluyor."
Bu acıtmıştı ama renk verecek değilim." Zekanın karşısında boynum kıldan ince diyorsun yani." Vurdu gol oldu! Suratınadan minik bir gölge geçtiğini gördüm ama belliki onunda renk vermeye niyeti yoktu.

"Senin havuzu temizliyor olaman gerekmiyormu?"
" sana ne?   Hem düzeltiyorum bizim havuzu temizliyor olmamız gerekmiyormu?"
Birden ayağa kalktı ve kolumdan tutarak beni de beraberinde kaldırdı." Ne yapıyorsun be?" Diye fısıldadım.
Hoca bize bakrak kaşlarını çattı. " yağız ne oluyor?"
Yağız hocanın sorusunu umursamayıp beni kapıya sürüklemeye  devam etti." Dersi böldüğüm için üzgünüm.ama bizim biraz işimiz var" dedi beni kapıdan çıkartırken.
" oha!" Diye bildim sadece. Sınıftaki kızların surat ifadesini görmüştüm; sinsilik akıyordu. Şimdi kim bilir arkamdan ne dedikolar dönecekti. Sınıfın kapısı kapanır kapanmaz kolumu kurtardım ve koluna sert bir yumruk attım." Manyak falan mısın sen?" Dedim. Bu sefer sesim fısılti gibi değildi.
Omuzlarını silkti " benim için okulun disiplini önemli," dedi." Sana bir ceza verildi ve sana söyleneni yapman gerekiyor."
"Birincisi o görev ikimize verildi, ikincisi beni dersten öylece çıkaran insan mi söylüyor bunu?"
İlk söylediğimi duymazdan gelip,"Hocaya üzgün olduğumu söyledim ya. Yani izin almış sayılırım."
Ağzımı bozmak istemiyordum ama çok az kalmıştı. "Bizim işimiz var ne demek peki, millet yanlış anladı!"
"Ne kadar yanlış anlamış olabilirler? Okulda ne kadar ileri gidebiliriz ki?" Dedi gıcık bir sırıtışla.
Bu kadar yeterdi. Diz kapağını arkasına bütüm gücümle bir tekme attım, mecburen önümde diz çöktü.  kurslardan öğrendiğim kadarıyla bir elimle kolunu sırtına kıvırdım."okulun sahibinin oğlu olman gerçekten beni ilgilendirmiyor! Sakın benimle ilgili abuk subuk konuşma, yağız!" Dedim.
Tam diğer kolumuda boynuna dolayacaktım ki kolunu kurtardı bileklerimden yakalayarak beni hızla yere çekti. Şimdi bende diz çökmüştüm. Bileklerimdeki elleri fazlasıyla sıkıydı "Bak bırak beni yoksa tecavüz ediyorlar diye bağırırım. Yaparım bak!"
Kaşları bilmiş bir ifadeyle yukarı kalktı." Bu şekilde mi?"
Yanaklarıma ponpalanan kanı görmezden gelerek bileklerimi çekiştirdim. " sen gerçekten...." diyebildim,baska da söyleyecek bişey bulamıyordum.
" özür dile seni bırakıyım." Dedi gülerek.
" ne için özür?"
"Bana iki kez tekme attın. Bence bu yeterli bir sebep."
Deri bir nefes aldım. "Ikisini de sonuna kadar hak ettin.
Vazifen olmayan işlere karışmasaydın.  Şimdi bırak kolumu. Ben senin ' genel' olarak belirlediğin kız gurubuna girmiyorum! Onlara benzemem, kafa atarım!"
Gülümsedi bu seferki gülümsemesi nedense samimi görünmüştü." Benim ' genel' olarak belirlediğim kız gurubu nasıl mış ki sen oraya girmiyorsun?" Diye sordu.
"Egonu besleyen kızlardan bahsediyorum."
"Tanıdığım bütün kızların öyle olduğunu nerden çıkardın peki bayan çokbilmiş?"
Omuzlarımı silktim." Çünkü kafası senin gibi çalışanları ancan öyleleri bulur."
"Beni tanımadan emin konuşman ne kadar doğur?"
Diyerek bileklerimi bırkatı ve ayağa kalktı.
Ayağa kalkmama için uzattığı eli görmezden geldim. ""Çizdiğin portre tam olarak bu," dedim ayağa kalkarken ve dizlerimdeki tozu silkeledim. "Malsın biliyorsun değil mi?"
"Aslında bana daha çok malcı diyebilirsin, genelde o tür insanları çekerim."
Mal mı demek istedi şimdi bu bana? Hatta demek istedi az kalır, düpedüz mal dedi." Kan çekiyordur" diye tısladım.
"Kanın beni çekiyorsa, hayallerin gerçek olacak demektir," dedi.
"Hayalimin çerçevesinde bile olamazsın!"
"Çerçevenin içindeki fotoğraf olmayı tercih ederim. Ayrıca sen de bana çekileceksin, Defne," diyerek göz kırptı.

🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹

Hızlı adımlarla temizlik odasının önüne kadar gelmistim. Tabi ki yağız beyde peşimdeydi.
Keşke o tekmeyi kendime atsaydım dabu egoist manyağa bulaş masaydım diye düşünmüyordum.
Onu umursamadan odanın kapısını açtığım anda safiye teyzeyle burun buruna geldim. Ağzımdan küçükbir çığlık fırladı.
"Ne bağırıyorsun kız"
Kalbimi tuttum. "Altıma ediyordum Safiye teyze ya!"
Elindeki camsil şişesini tehlikeli bir silahmış gibi tutuyordu. Bakışları arkama kaydı. Sonra dikkatle bana baktı. "Ne arıyorsun burada? Yoksa sevgilini temizlik odasınımı atacaktın kız?"
Yuh ama! " yuh daha neler! Ne sevgi-"
Yağız arkamdan kıkırdadı ve cümlemi tamamlamama izjn vermedi. " sizce beni buraya atabilir mi?"
Safiye teyze " sen sus bakıyım!" Diyerek elindeki şişeyi yağızın kafasına geçirince kahkahami tutamadım.
" sakin ol, safiye teyze. Sevgili durumu falan yok ortada. Bu okulumuzun sahibinin oğlu,"  diye açıkladım.
Safiye teyze bakışlarını yağıza çevirdi ve onh dikkatle süzdü , gören de kızına damat seçiyor sannederdi. Bir süre sonra "Haluk beyin oğlu musun?" Diye sordu.
Yağız hafifçe kafasını salladı "babamı tanıyor musunuz?" Diye sordu.
A ha! Şimdi enteresan şeyler öğrenebilirdim, mesela; yağız küçükken kendi bokunu yerdi, falan gibi. Ama hevesi. Kursağımda kaldı. Safiye teyze "Evet tanırım. Sen daha küçükken yanınızda çalıştım. Neyse ben gidiyim, işlerim var,"
Dedikten sonra yanımızdan uzaklaştı.
Bakışlarım yağıza çevirdim. Arsız sırıtışla " sana safiye teyzenin eli değdi, zekanda ışıldama bekliyorum." Dedim.
"Bana ne eller değdi, hayal bile edemezsin," aynı arsız sırıtışla.
Bu sapıkça muhabbeti uzatacak değildim. Cezamı çekmek için gereken malzemeleri havuzun yolunu tuttum.

yeni okulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin