Güne yine mutlu bir şekilde açmıştım gözlerimi. Elimi hemen başucumda duran komodine uzattım ve telefonumdan saate bakmak için açma tuşuna bastım. Saat dokuzdu. Kafamı tekrar yastığa koydum ama bu sefer görüş alanımı Baran'a çevirdim. Baran'la üç yıldır evliydik. Ve üç yılın sonunda hamile kalmıştım. Şu an beş aylık oğlan çocuğuna hamileydim. Mutluluğumuzun meyvesiydi Umut.Benim umudumdu.
Elimi Baran'ın yanağına koydum ve daireler çizmeye başladım. O sırada sevdiğim adam da gözlerini yavaştan açmaya başlamıştı.
"Günaydın sevgilim."
Yüzüme hafif bir gülümseme yerleştirdim.
"Günaydın."
"Gözlerine bakmaya doyamıyorum. Benim olduğuna hâlâ inanamıyorum." kafasını saçlarımın arasına gömerken fısıldamıştı.
Biz zor şartlarda evlenmiştik. Baran'ın ağabeyi Gökay ağalığı Baran'a bırakıp İstanbul'a yerleşmişti. Orada biriyle evelendi. Bu da bizim evliliğimizin ertelenmesine neden oldu. Birde Baran'ın annesi Sultan Hanım benden pek hoşlanmazdı çünkü ilk başlarda onlara uygun biri olduğumu düşünmüyordu. Derler ya davul bile dengi denginedir o misal. Tabii sonradan aramızdaki buzları eritmiştik. Şu an mutluydu herkes. En çok da biz.
Baran bugün işe gitmeyecekti. Tüm günü beraber geçirecektik.
Saçlarına öpücük kondurdum. "Bugün tamamen bize ait. Sadece ikimiz."
"Sadece ikimiz," diye tekrarladı.
🌄
Kahvaltımızı yapıp hemen çıkmıştık. Tüm Mardin'i sanki ilk defa gelmişiz gibi gezdik, bir sürü fotoğraf çektik. Her şey güzeldi. Ellerimiz hiç ayrılmadı. Tüm günlerimin böyle güzel geçmesi için Allah'a dua ettim.
Sevgim, sevgisiydi.
Sevgisi, sevgimdi.Merhabalar. Geciktiğimin farkındayım ve biraz yarım bırakmışım gibi bir bölüm oldu ama daha fazla bekletmek istemedim. Ön okuma gibi bir şey olarak sayabilirsiniz