1

2.1K 86 29
                                    

Biz geldik!!!

İyi okumalar...💕💕💕

Derslerimizin bitmesiyle amfiden çıkmış bir süre bizim tayfayla, okulun oldukça büyük ve ormanı aratmayacak kadar yeşil olan bahçesinde oturarak enerjimizi atmıştık.

Günlerdir süre gelen vizelerimiz nihayet bugün bittiğinden huzura ermiş gibiydik. Hatta öyle bir ermiştik ki, uykusuz geçen gecelerin ve kafamızı kitaplardan kaldıramadığımız günlerin bitişi şerefine delicesine dans etmiş, adeta çocuk gibi sevinmiştik.

Bu mutluluğumuz elbette baki değildi. Sınavların sonuçları açıklandığında, mutluluk kırıntısına rastlayabilir miydik, işte orası şüpheliydi.

Çünkü sınavlarımız çok da güzel geçmemişti. Mesela ben her soruya eksiksiz cevap vermiştim vermesine de sayfalarca süren o yazıların kaçta kaçı doğru ya da mantıklıydı? Asıl merak ettiğim kısım bunlardı.

Yüksek bir beklenti içinde değildim. Aldığım puan geçme notunun biraz üzerinde olsa yeterdi. Diğerlerininde benimle aynı fikirde olduğuna emindim. Çünkü üniversite üçüncü sınıf -hele de hukuk okuyorsanız- gerçekten zordu. Kimse bunun aksini iddia edemezdi, eden de yalan söylerdi.

"Aydeniz konsere geleceksin değil mi?"

Vizelerin içimde oluşturduğu duygu karmaşasından çıkmayı başarabildiğimde gözlerimi ona çevirdim.

Yarın akşam çok sevdiğim iki grubun katılacağı bir konser olacaktı. Bizim ekip olarak hep birlikte gitmek istiyorduk ama daha bizimkilerden izin almamıştım. Üniversite üçüncü sınıfta olabilirdim fakat bu evebeynlerimden izin almadığım anlamına gelmiyordu. Her şeyi onlara danışarak yapıyordum ve bundan şikayetçi olduğum çok nadir an vardı.

İzin vereceklerine inanıyordum inanmasına da, babamın geç saate kalmama bir şey diyeceğine emindim.

Bora'ya bakarak "Evdekilerle konuşunca haber veririm." dediğimde gülümsedi.

"Yirmi bir yaşına basacak hâlâ ailesinden izin alıyor, rez alın rez."

Feride kendine gönderme yaptığını anladığı için göz devirirken, Cihan ve Hilmi güldü.

"O da bir şey mi oğlum sen ailenden ayrı izin alıyorsun, sevgilinden ayrı izin alıyorsun."

Hilmi'nin dediği şeyle yol ortasında öylece durup kahkaha atmaya başladık.

Bora'nın bir yılı aşkındır süre gelen bir ilişkisi vardı. Ne yaparsan yapsın hepsini sevgilisine söylerdi. Bu toplumumuzda kılıbıklık ya da hanımcılık diye isim bulmuş olsa da, böyle değildi.

Benim için birbirlerini yaptıkları şeylerden haberdar etmeleri, saygı ve sevgilerinin göstergesiydi. Elbette her şeyi ayrıntısına kadar söyleyecek halleri yoktu fakat birbirlerini bilgilendirmeleri bence güzeldi.

Ancak kısıtlama konusuna şiddetle karşıydım. Bora hiçbir zaman şunu giyme, şuraya gitme, şunlarla takılma diyen bir adam olmamıştı. O, sadece hoşuna gitmeyen durumlar karşısında uyarırdı. Sevgiliside aynı onun gibiydi. Bizimle arkadaşlık yapmasını hiç sorun etmemiş, kıskançlık yapmamıştı.

Böyle bir ilişkilere toplumumuzun yapıştırdığı damgalardan biri de üzülerek söylüyordum, gevşek veya pezevenk oluyordu. Cidden hiç hoş değildi.

Bir insanın sevgilisinin olması demek, onu kısıtlayabileceği, her şeyinde söz hakkına sahip olabileceği anlamına gelmiyordu. Elbette dozunda kıskançlıklar olabilir, buna sebebiyet veren şeyler güzel bir dille ifade edilebilirdi. Ancak asla ve asla isteklerini yapması için diretilmemeliydi.

Yanmış İçinden (Çevikçi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin