''Evdeyim. Neden sordun?'' Sırttı ve sandalyeye oturdu.
Dudağını ısırarak, ''Şimdiden beni özledin mi? Lanet olsun'' dedi.
Neden bilmiyorum, ama kıskanmıştım. Yani, yarın evleniyorduk ve o hiçbir şey olmuyormuş gibi davranıyordu.
Bana bakarak ''Yarın gelemem'' dedi. ''Kızma be işte, gelemem dedim işte. Küçük bir problemim var.'' içini çekti.
Onun problemi, öyle mi?
Yorganı alıp vücuduma dolarken '' Ona gidebilirsin, umrumda değil.'' dedim.
Sadece sırıttı ve odadan çıktı. Öfkeyle ''Piç kurusu'' dedim.
Kocaman oturma odasına gittim ve koltuğa yayıldım.
Lanet olsun neden bu kadar sinirliydim? Piçin teki işte.
Bir kaç dakika sonra aşağı geldi. Tişörtsüzdü ve pantolonunu giyiyordu.
Koltuğa yanıma doğru gelerek ''Hey, yatağa gel'' dedi. Gözlerimi kapadım ve uyuyormuş gibi yaptım.
''Saçıma dokundu. ''Lanet olsun uyumadığını biliyorum''
''Ne olmuş yani?'' Gözlerimi açtım ama ona bakmadım. Arkasını dönüp onu takip ediceğimi bekleyerek ''Yatağa gel dedim. Hadi, geç oldu.'' dedi.
Ona bakmayı redderek ''Koltuk daha rahat'' dedim.
Bana döndü ve eğilip kulağıma fısıldadı. ''Bu kadar kıskanç olma.''
Sonunda yüzüne bakıp, ona keskin bir bakış attım. '' Neyden bahsediyorsun lan sen?''
''Emma konusunda'' dedi. ''Neden bu kadar kıskandın?''
''Bana bak, işsiz bir orospuyu kıskanmış falan değilim.'' dedim.
''Sürtük olduğunu nereden biliyorsun?'' güldü.
''Çünkü seninle birlikte.'' İronik bir şekilde gülümsedim.
Yüksek sesle güldü ve omzuma dokundu. '' Sen de benimle berabersin.''
''Evet, ama...'' Yutkundum ve gözlerimi devirdim. ''Ben orospu değilim''
Üst kata çıkarken ''Tamam tamam.'' dedi ve onu takip ettim. Kapıyı açtı ve odaya ilk o girdi. Sonra kapıyı kitledi.
''Neden kitliyorsun? Yalnız olduğumuzu sanıyordum.''
''Evet, öyleyiz. Kitlemeyi seviyorum işte'' dedi. Yatağa girdim ve arkamdan geldi.
Şaşırmıştım. Bana normal davranıyordu. Bağırmasını veya bir şeyler fırlatmasını bekliyordum, ama sakindi.
*Sabah*
Koca yatakta yalnız uyandım. Gözlerimi sıktım ve çabucak kıyafetlerimi giydim. Yüzümü yıkadım ve dişimi fırçaladım, sonra aşağı indim.
Justin süt içiyordu ve masada birkaç kağıt vardı. ''Buraya gel'' dedi.
Ona doğru yürüdüm ve bana baktı. ''Biraz süt ister misin?''
''Hayır'' cevapladım. İşaret parmağıyla kağıtları gösterek ''Şunu imzala'' dedi.
Çoktan imzalamıştı. Kalemi tuttum ve imzaladım. ''İyi'' dedi.
''Mm merak ediyordumda.. telefonum nerede?'' Alnımı kaşıdım.
''Ne diye ihtiyacın var telefona?'' Sütünü içmeye devam etti.
''Çantamda değil'' diye ekledim. ''Benim cebimde'' dedi.
''Ne? Ama neden?''
''hop hop hop soru sormayı bırak'' dedi.
''Babamı aramak istiyorum. Telefonumu ver'' dedim.
Bana bikkin bir sekilde bakip telefonu verdi. Telefonu aldigim gibi merdivenlere kostum. "Hey, nereye gidiyorsun?"
"Odaya gidiyorum? Babamla konusmak icin" dedim.
Kasini kaldirdi. "Burada konusabilirsin."
Onu dinlemyerek "Biraz mahremiyete ihtiyacim var, tamam mi?" Dedim.
"Ben senin kocanim. Her seyi benim onumde yapicaksin. Mahremiyet falan yok!"
"Ama..."
"Otur" gozleri her zamankinden daha ofkeliydi.
"Ne yaptim ki? Sadece..."
"Sacmasapan sorulardan nefret ettigimi biliyorsun. Dun gece sana iyi davrandim diye degistigimi sanma." Dedi.
"Ama neden? Bazen seni tatli buluyorum, duygusal, benden hoslandigini dusunuyorum, benimle iyiymissin gibi davraniyorsun ama sonra bana en kotu dusmaninmisim gibi davraniyorsun. Anlamiyorum." Dedim.
"Cunku senden nefret ediyorum! Hepinizden nefret ediyorum! En cokta senden nefret ediyorum!" Diye bagirip masaya vurdu.
Titremeye baslamistim. "Hayatimi mahvettin!"
"Su cumleyi soylemeyi kes artik. Ben senin hayatini mahvetmedim surtuk, sen benimkini mahvettin!" Agir agir soluyordu.
"Ben mi?" Bagirdim.
"Evet sen ve senin ailen!" Kipkirmiziydi ve kizgindi.
Ona yaklastim ve eline dokundum ama ittirdi. "Dokunma bana!"
"Soyle o zaman!" Diye bagirdim.
"Senin baban" zorla yutkundu. Ofkeli bir sekilde "Senin baban benim hayatimi mahvetti. Beni sokaga firlatti!" Diye gurledi.
"Ne?!" Agzim acik kalmisti. "Babam ve onun bir sirketi vardi, partnerlerdi." Dedi.
Sandalyeye oturdum cunku dizlerim cok zayifti. "Sonra nasil oldu bilmiyorum, ailemi araba kazasinda kaybettim. Baban bana goz kulak olacagina dair soz verdi, ama sonra sen oldun. Sen dogdun ve butun dikkatler sana toplandi. Baban beni kapi disari etmeye karar verdi ama ne yapabilirdim? Sadece 5 yasindaydim. Ailesiz, parasiz ve evsiz." Yanagindan gozyasinin suzuldugunu gordum ama hemen sildi.
"Yurtta buyudum. Sonrada calip satmaya karar verdim. Ve simdi bana bak" kizgin bir sekilde bana bakti.
"Bu-bu imkansiz." Diye mirildandim.
"Babana sor! Siktigimin Justin'inin kim oldugunu sor ona. Ara ve sor!" Bagirdi.
Aglamaya basladim. Sok olmustum. "Sonra her seyi planladim." Siritti. "Seni beni yiktigin gibi yikacagim."
"Bu dogru. Cok mutluydum." Guldu.
"Dur, o geceyi planladin mi? Tesadig degil miydi?" Gozlerimi actim.
"Lanet olsun" guldu. "Onu cok onceden planladim, surtuk!"
"Ne?" Cok sey oluyordu ve sok olmustum. Neler oldugunu bile bilmiyordum.
"O gece senin kim oldugunu biliyordum. Herkes biliyordu. En yakin arkadasin Angie biliyordu" dudagini isirdi.
"Angie?" Diye sordum. "Aynen, seni klube benim icin getirdi."
"Hayir olamaz" kafami salladim.
"Evet!" Diye bagirdi. "Neden biliyor musun? Cunku ona para verdim! Milyonlar verdim!" Diye gurledi.
"Angie.." Aglamaya basladim. "Evet en iyi arkadasin" diye ekledi.
"Yalnizsin Jane. Ailen yalan soyledi. En iyi arkadasin yalan soyledi. Herkes sana yalan soyledi!"
Koltuga otururken "ama lanet olsun aglamayi kes artik" dedi. "Hayat bir orospu. Ben cektim, simdi sira sende" dedi.
Gozyaslarimi sildim ama hickiriklarimi durduramiyordum.
Dudagini isirdi ve koltuga uzandi. "Simdi gel ve otur suraya" penisini isaret etti. Dedigini yaptim.
Ben pantolonun icinde olusan potlugu hissederken "Simdi yavasca kalcani oynatmaya basla." Dedi.
Tisortumle oynarken "Bunu her gun her gece yapicaksin." Dedi ve siritti.
"Seni benim surtugum yaparak babanin canini yakacagim." Diye homurdandi.
----------------------------
Uuu drama :D Sizce hikayenin sonunda ne olur? Beklentileriniz neler? Ben coktan biliyorum ;)
-Selen
