Bölüm 14

355 16 4
                                    

''İşi dahada zorlaştırma Jane'' ellerini bluzumun altına koyarken üst dudağını ısırdı.

''Benim suçum değil'' Gözlerimi sıktım.

''Evet oyle. Ailenin hatalarının bedelini ödiyeceksin.''

Gözlerinde öfke ve nefret gördüm. Benden ve ailemden gerçektende nefret ediyordu. Ve belkide haklıydı, bilmiyorum.

Babam nasıl böyle bir şey yapabilirdi? Hala şoktaydım, benim için inanılmazdı.

O anda biri kapıyı çaldı. Justin ellerini üzerimden çekti.

Koltuktan kalktı ve camdan baktı. ''Yuh lan, Laura gelmiş'' dedi.

Şaşkın bir şekilde ''Laura mı?'' diye sordum.

''Kapıyı aç'' dedi. ''Büyük ihtimalle neden benimle birlikte olduğunu soracaktır.'' İçini çekti.

Laura'nın soracağı sorular için cevap ararcasına yüzüne baktım. Gözlerinde cevabı buldum.

''Ona söyliyebilir miyim?'' diye sordum. ''Ne?''

''Gerçeği'' dedim. ''Sakın ha. Bir şey uydur işte'' dedi ve sandalyeye oturdu.

Zorla yutkundum ve kapıyı açtım. ''Jane?'' Bana hayal kırıklığıyla baktı.

''Laura...'' diye mırıldandım.

''Burada ne yapıyorsun, Jane? Erkek arkadaşımı almak mı istiyorsun?''

''Hayır, Laura, beni dinle'' Eline dokundum.

''Hayır! Dokunma bana'' Çığlık attı.

''Beni bir dinlemeyi dene. Onu seviyorum.'' dedim. ''Ne?'' diye bağırdı.

Justin ağzı yarı açık yanıma geldi. Laura şok içinde ''Benimle beraberdin'' dedi.

''Biz uzun zamandır birbirimize aşığız. Sadece beni kıskandırmak istedi'' diye yalan söyledim.

''Ve beni ne için kullandın? Birini bulmak benim için ne kadar zor biliyordun, kendimden nefret ettiğimi biliyordun'' diye bağırdı.

''Biliyorum, üzgünüm.'' Başka söyliyecek laf bulamıyordum.

Justin arkamda sinsice sırıtıyordu. Bana iğrenmış bir şekilde bakarak ''Jane senden nefret ediyorum!'' dedi.

''Laura'' fısıldadım, ona dokunmaya çalıştım, ama elimi ittirdi.

''Senden nefret ediyorum! Hepinizden nefret ediyorum! Hayatımı mahvettin, onu benden aldın''

''Onu senden falan almadım! O seni hiç sevmedi!'' diye bağırdım.

Bana tokat attı ve yere düştüm. ''Bebeğim iyi misin?'' Justin ellerimden tuttu, beni umursuyormuş gibi davranıyordu.

Gözlerindeki nefreti fark ederken ''Evet, teşekkür ederim'' dedim. Onu dahada kızdırmaya çalışarak ''Laura gitmelisin ve bizi yalnız bırakmalısın'' dedi.

Gözlerimde yaşlarla yere baktım. ''Babam evleniceğinizi söylediğinde dilim tutulmuştu. Ama, şimdi ne tür bir aptal olduğunu görebiliyorum'' dedi.

Justin sırıttı ve gözlerini devirdi. Ben de sessizdim, çünkü söyliyecek bir bok bulamıyordum.

''Yazık sana Jane, Umarım seni kullanır ve kapı dışarı eder'' dedi.

''Hayır, yapmayacak. Çünkü neden biliyor musun?'' dedim ve masadan kağıtları aldım. ''Bak, biz evlendik'' Kağıtları gözüne soktum.

''Ne?'' Gözleri faltaşı gibi açıldı.

''Şimdi git!'' Çenemi sıktım.

''Orospu! Senden nefret ediyorum'' gözyaşları içinde bağırdı ve ona vurmak istedim, ama Justin durdurdu. Birinin sana nedensiz yere orospu demesi acı vericiydi. Bu siktiğimin hikayesindeki akıl kurbanın ben olduğumu bilmiyordu.

Taxiye koştu ve gitti. Kapıyı çarptım ve gülen Justin'e baktım. ''Vay be, destansı bi olaydı'' dedi.

Göğsüne vurarak ''Senden nefret ediyorum! Senden nefret ediyorum, piç kurusu!'' dedim.

''Sanırım artık bir ablan yok. Hayatından bir kişi daha azaldı. ''Herkesi yavaşça senden uzaklaştıracağım. Ölü yada canlı'' dedi.

''Tamam o zaman, öldür beni'' dedim.

''Ne?'' Dediğim şeyden dolayı şaşkın bir şekilde bana döndü.

Kisaca "Oldur beni, yoksa ben kendimi oldurururum." Dedim.

"Ne diyorsun lan sen? Hayir" dedi.

"Neden? Soyle bana."

Televizyonu acarken "Sacma sorular sormayi kes. Senin canli bir sekilde aci cekmeni istiyorum" dedi.

"O zaman bunu asla goremeyeceksin." Dedim ve dolaptan ceketini aldim.

"Hey n'apiyorsun?"

Silahi cikardim ve kafama dogrulttum.

Kafasi karismis bir sekilde bakip bana yaklasti.

"Ciddiyim! Kendimi vururum" dedim.

"Kafayi mi yedin surtuk? Silahi simdi yere firlat!" Diye bagirdi.

"Hayir! Bu hayati yasamak istemiyorum, Justin! Boyle yasamak istemiyorum!" Dedim ve aglamaya basladim.

Tetigi cekmek uzereydim. O an hicbir sey dusunemiyordum. "Sadece silahi birak" gozlerime bakti ve bana cok yakindi.

"Hayir" titremeye basladim. "Jane silahi bana ver" dedi.

"Hayir hayir!" Diye bagirdim. "Sakin elimden silahi almaya kalkisma! Tetigi cekerim" dedim.

"Pisman olucaksin, Jane. Sinirlerimle oynama." Dedi.

"Hayir" cenemi siktim.

Bana cok yakindi. Nefesini yuzumde hissettim. "O ne lan" dedi ve isaret parmagimla arkami gosterdi. Arkami dondum ve hemen elimden silahi kapip yere firlatti. Ciglik attim ve beni kollarinin arasina aldi. Sirtina vurarak "Birak beni, pic kurusu" diye bagirdim. Beni odaya goturdu ve yataga firlatti. Titremeye basladim ve bunu gordu. Yanima oturdu ve sacimi oksadi.

"Yapma" hickirarak agliyordum.

"Bilirsin, bir seyler olmak zorundadir. Eskiden ailem, evim, sevgi vardi, ama olmadi iste. Harika normal bir aile istemistim ama sansli degildim. Bazen hayat uzucu anilar getirir ve onlarla bas etmen gerekir." Dedi.

Sasirmis bir sekilde ona baktim ve gozyaslarimi sildim. Aniden durdu ve yataktan kalkti.

"Neden durdun? Soyle bana..." Dedim. "Hayir." Ses tonu degismisti. "Sen kimsin ki sana soyliyeyim" dedi, arkasini dondu ve hemen gozyasini sildi.

"Gordum" dedim.

"Ne olmus yani?" Aynada kendine bakip sacini duzeltirken "Ben seni tonlarca kez aglarken gordum."

"Aciktim" dedim.

Yataga uzanirken "Asagi in ve bir seyler ye." Dedi.

"Yiyebilir miyim?" Dedim.

Gozlerini kapatirken "O kadarda kotu degilim. Tabiki de yiyebilirsin. Mutfaga git ve istedigini al." Dedi.

Mutfaga gittim ve bir seyler almak icin buzdolabini actim. Ekmek ve bir bardak su aldim. Arkami dondugumde tezgahta duran bicagi gordum. Aklimdan binlerce sey gecti. Bicagi aldim ve ust kata kostum. Yatak odasinin kapisini acip yatakta uyuyan Justin'e baktim. Sonra bicaga baktim. Belkide bu benim problemlerimi cozerdi. Belki onu oldurursem, bu kabus biterdi ve ailemle normal bir hayat yasiyabilirdim.

Iyi dusun Jane, eger yasarsa, sana ve ailene eziyet edebilir. Bu dusunceler aklimda kosturup duruyordu. Ama ayni zamanda bunu yapmak istemiyordum. Onun o kadarda kotu biri olmadigini anlamistim. Kalbinde bir bosluk vardi. Buyuk bir bosluk. Ama, coktan karar vermistim. Ona dahada yaklastim. Ellerim titriyordu. Bunu yapmak zorundaydim.

--------------------------------

Her iki gunde bir bolum yayinlamaya devam edicem. :)

Oy vermeyi ve yorum yapmayi unutmayin lutfen :3

-Selen

The Painful Secret / (Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin