BÖLÜM 2

67 5 2
                                    

İstanbul. Kendimi hapsedecegim şehir. Havasını ciğerlerimin her köşesine tattırmak istediğim bu şehir... Burası benim kaderimdi ve ben kaderimle yüzleşmeye hazırdım.

Perdenin arasından gözüme doğru vuran güneş uyanmama sebep olmuştu. Her zamankinden farklı uyanmıştım bu sabah , yeniden doğmuş gibiyim tek farkla, özgürdüm.

Yataktan kaltım ve balkona doğru ilerleyip ciğerlerime verdiğim sözü tuttum. Boğazın havasını derinlemesine içime çektim ve bıraktım.

Tenim güneşin sıcaklığıyla kavruluyordu. Mavi renkteki gözlerim güneşe meydan okurcasına acıktı. Gökyüzüne bakıyordum. Bu günün başlangıcı Umudun benim için var olduğunun kanıtıydı.

İçeri girdiğimde evin ne kadar eski olduğu dikkatimi çekti çatı katındaydık dün gece evi incelemeye vaktim olmamıştı ama fenada değildi bildiğimiz bekar eviydi sıkı bir temizlik gerekliydi.

Acıktığımı fark ederek mutfağa yöneldim neyseki sandviç yapacak kadar malzeme vardı.

Televizyonun kumandasına uzandım tozlu koltukta yerimi alıp açma düğmesine bastım çizgi film kanalı açıp tom and jerry izliyordum.

O sırada deniz girdi odaya dağılmış uzun saçlarını düzeltiyor gözlerini kaşıyordu yeni uyanmıştı yada ben uyandırmıştım. Hayretle bir televizyona birde bana baktı.

"Sen hiç büyümeyecek misin sarışın?"

"Sanada günaydın. "
Dedim ve sandviçimden kocaman bir ısırık aldım.

"Günaydın hanım efendi"

"İkili insan diyologlarını öğretmem lazım sana mesela sabah uyandığında önce günaydın demeyi sonra nasılsın diye sormayı.."

" Bak sen şuna ufaklık büyümüşte bize sabah kakınca ne dememiz gerektiğini öğretiyor. Ha bu arada bu gün seni dışarı çıkartamayacağım.

" Aramızda sadece bir yaş var hem neden dışarı çıkmıyormuşuz ?

"Arabayı tamirciye götürmem lazım bazı sıkıntıları var ama söz yarın telafi edeceğim sabahlara kadar dışarıda olucaz."

Yüzümü buruşturdum ve sadece "peki " diyebildim.
Bu söylediği beni biraz yıkmıştı daha ilk günden bir insan eve hapsedilir mi?
Deniz anahtarlarını alıp dışarı çıkmıştı koskoca evde tek başkma kalmıştım.
Bu gün için olan bütün hayallerimin üstüne denizin bu sözü tsunami etkisi yaratmıştı. Sanki ilahi güçler bir şekilde kaderimi yaşamama izin vermiyordu. Nereye kadar dayanabilirdi ki ?

Bütün günümü denizin evini temizlemek ve toparlamakla geçirmiştim şikayet etmek gibi olmasın ama bırak insanı mikrop bile barınamazdı bu evde o derece pisti neyseki sonunda ev adam olmuştu.
Denizin odasına girmemiştim belki bu durumdan rahatsız olur diye orayı sonrada halledebilirdim.

Biraz dinlenmek için kendimi koltuğa bıraktım ve telefonumu elime aldım. Deniz akşam geç geleceğini bildiren bir mesaj atmıştı. Oyalanmak için bavulumu yerleştirme işine koyuldum.

Günümü temizlik ve yerleşmekle geçirdim başım ağrıyordu ve ağrı başımı esir almıştı biraz dinlenmek için uzandım.

Kaç saattir uyuyordum bilmiyorum. Kuvvetli bir gürültü sesiyle gözlerimi açmam bir oldu uyumayı çok severim ama öyle derin bir uykum yoktu aksine diken üstündeymiş gibi uyurum. Koltukta uyuya kalmıştım. Olduğum yerde doğruldum.

Bir ağız dolusu küfre şahit oldum.

"deniz?"
Seslenmiştim.

"seni uyandırmamak için çok çabaladım ama lanet anahtar küfreder gibi düştü ."

Yorgun gibi görünüyordu.
"sorun değil." Dedim.

"Eve girince bir an tereddütte kaldım doğrumu geldim diye .."

"Boş duramadım. Ne yapayım?"

"Teşekkür ederim sarışın. Bu iyiliğinin bir karşılığı olucak merak etme."

- Evet bencede olmalı.
Gülümsedim ve ekledim . " halledebildinmi arabayla ilgili sorunları "

"Evet hallettim "

" çok yorgun görünüyorsun " dedim
Geçektende çok yorgun görünüyordu gözleri uykuludu ve sürekli esniyordu. Daha fazla dayanamayıp odasına geçmesi için yönlendirdim.
"Hadi kalk bakalım yatağa"

Sırıtarak yerinden doğruldu
"Hoppala cocuk muameleside görüyoruz hem ben yatmayacağım bu gün seninle ilgilenemedim azda olsa şuan birşeyler yapmam lazım "

"Sen şu durumdayken oturup benimle ilgilenmeni bekleyemem hem bende çok yoruldum güzel bir uyku çekmem lazım yarın çıkartıcam acısını. "

İşaret parmağını bana doğru sallayarak "Pekala sarışın bu söylediklerine hayır diyemeyecek kadar yorgunum ama yarın telafi edeceğim söz."
"Tamam anlaştık " dedim kısa keserek.

"iyi geceler sarışın."Ağır adımlarla odasına doğru ilerledi.

"Sanada." dedim gülümseyerek
ve yine sessizlik ve ben baş başa kalmıştık.

Saat gece yarısına geliyordu. Saati fark edince Televizyonu kapattım.Salonda tek başıma bomboş duvara bakıyordum. Deniz çoktan yatmış bilmem kaçıncı rüyâsını görüyordu.

Böyle güçsüz , şizofren gibi görünmek istemiyordum. Geçmişime bir çizgi atmam gerekiyordu ama malesef bu çokta mümkün değildi. Her ne kadar unutmak istesemde acılarım zihnime kazınmıştı. Fakat her şeye rağmen güçlü durmaktan hiç vazgeçmedim.

Koltuktan kalkıp odama doğru yöneldim kapıdan içeri girdiğimde sol tarafımda bulunan duvardaki boy aynası çarptı gözüme, aynaya doğru ilerledim odanın içini loş bir ışık kaplamıştı net olmasada nesnelere çözebiliyordum.

Üstümü değiştirmek için üzerimde ki kıyafetleri çıkardım ve aynadaki yansımama baktım.
Nasıl unuta bilirdim ki geçmişimi ? Vücudumda böylesine derin izleri taşırken.

Bedenime her baktığımda nefretim dahada körükleniyordu ama herkesin hak ettiğini bulmasına çok az kalmıştı , intikam ateşiyle yanıp tutuşuyordum. Herşeyin bir sırası olduğu gibi intikamınında bir sırası vardı.

Beklemekten başka yapacak bişeyim yoktu. Aynaya sırtımı dönerek temiz kıyafetleri üzerime geçirdim ve kendimi yatağıma bıraktım başımdaki hafif ağrıyı umursamayıp gözlerimi kapattım ve kendimi uykunun güzel kollarına bıraktım .

SÜVEYDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin