Saçlarımda hissettiğim el ile hafifçe gözlerimi araladım. Yanımda oturan Arsel'in gördüğümde gözlerinin kızarmış olduğunu fark ettim.
Ağlamış gibi görünüyordu. Benim ise başım çok kötü ağrıyordu. Hatta sadece başım değil tüm vücudum ağrıyordu.
Gülümseyip saçımdaki elini çekti.
"Uyandın sonunda."
"hmm"
diyebildim sadece. Yeni uyanmış olmama rağmen yorgun ve güçsüz hissediyordum. Sadece başım değil, her yerim ağrıyordu.
10 tane adamdan dayak yemiş gibi hissediyordum. Aklına gelen şeyle gözlerimi tekrar kapattım. Gerçekten 10 tane adamdan ölümcül bir şekilde dayak yemiştim.
Bakışlarımı Arsel'den çektiğinde hastanede olduğumu yeni fark ettim. Tekrar bakışlarımı ona çevirdiğimde gözünü ayırmadan beni izlediğini fark ettim.
"Ege?"
Kafasını olumsuz anlamda salladı. Elimi başıma götürüp tuttum.
"Başım ağrıyor."
Sonra tekrar elimi çektim. Kafamı tavana çevirip konuştum.
"Ve diğer her yerim."
"Özür dilerim."
Gözleri dolmuştu. İçim sızlarken
"Dileme."
diyebildim sadece. Çok geçmeden yaşlar gözlerinden akmaya başlamıştı.
"Ben, ben çok korktum Behram. Adamlardan zor kurtardım seni. Neler o-olduğunu anlamadım bile so-sonra hastaneye getirdim. Çok kötü görünüyordun."
Elleirmden birini yüzüne götürüp gözündeki yaşları sildim. Onun ağlaması benim canımı yakıyordu.
"Ağlama, bak iyiyim şimdi bir şeyim yok."
Dedim kendimi gülümsemeye zorlayarak. Pek iyi olduğum söylenemezdi ama üzülmesini istemiyordum.
Gülümseyerek kafasını salladı ve gözündeki yaşları sildi. Bir süre sonra kapı çalmıştı.
İçeri giren doktor beni süzüp konuştu.
"Nasıl hissediyorsun?"
"Dayak yemiş gibi."
Güldüğümde doktor gözlerini devirdi.
"Birkaç gün daha burada kalırsan senin için daha iyi olur. Bazı yerlerinde kemiklerin zarar görmüş burada yatman daha iyi."
Doktor diyeceklerini deyip odadan çıkmıştı. Arsel ile baş başa kalmıştık. Gözlerine bakıp gülümsedim. Endişeli ve düşünceli görünüyordu. Bakışlarını bana çıkarıp sordu.
"Aç mısın?"
Kafamı sallayıp elimi karnıma götürdüm.
"Hem de fazlasıyla."
Ayağa kalktı..
"Ben sana yiyecek bir şeyler getireyim."
Kapıdan çıktığında ben de odayı incelemeye başladım. Yavaşça yerimde doğrulduğumda acıyla inledim. Zar zor yataktan çıkıp odadaki tuvalete gittim.
İhtiyaçlarımı giderdikten sonra aynadaki yansımama baktım. Resmen yamulmuştum. Elimi morarmış yerlere dokundurduğumda keskin bir acı hissediyordum.
Banyodan çıkıp tekrar odaya girdim. Oda herhangi bir hastane odasına göre gayet iyiydi.
Kapıdan giren Arsel bana bakıp kaşlarını çattı.
"Neden kalktın Yatsana."
"Tuvalete gitmem gerekliydi."
"Tamam o zaman şimdi yat. Dinlenmen gerek."
Gülümseyip yatağa girdim bunu yaparken de acı çekmiştim. Yüzümü buruşturup arkamdaki yastığa yaslandım. Elindeki tepsiyi önüme koydu. Dudaklarımı büküp ona baktım.
"Hastayım ben yedirmez misin?"
Şaşkınca baktı. Sonra yanıma yaklaştı.
"Peki."
dedi ve elindeki kaşığı çorbaya daldırıp ağzıma doğru getirdi.
"Açsana ağzını."
Ağzımı açar açmaz kaşığı ağzıma sokmuştu. Çorbanın tadı hiç güzel olmasa da açlıktan bunu düşünemiyordum.
"Arsel."
"hmm?"
"Seni seviyorum."
Elindeki kaşık çorbanın içine düşmüştü. Çıkardığı ses irkilmeme sebep olurken ona baktım. Uzaklaşıp bana baktı.
"Kendin ye."
dedi ve odadan hızla çıktı. Gözlerim dolarken önümdeki yemeklere baktım. Tepsiyi ittirip kafamı yastığa koydum ve gözyaşlarımın akmasına izin verdim.
Kalbimi çok yanlış birisine kaptırmıştım. Yaptığım şeyin bile bile ateşe yürümekten farkı yoktu ama kendime engel olamıyordum. Ona bir kere kapılmıştım...
--
Bugünki 2. Bölüüüm
Vee yorum istiyorummm lütfeeen :{
İnş etiketleyebilmişimdir jdjdkd bu bölümü de sana ithaf ediyorum ❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Ben(Gay)
Short StoryAyndaki yansımasını gördüğünde olduğu yerde kalakalmıştı. Kendisini ilk kez görüyormuş gibi bakıyordu karşısındaki yansımaya. Elinin tersiyle ağzındaki ruju sertçe silip aynaya daha çok yaklaştı. Elbisesinin altından görünen dizleri titremeye başl...