2.6

2.5K 259 145
                                    

Ucuz bir otel bulup geçici olarak oraya yerleşmiştim. Hiç olmadığım kadar yalnız hissediyordum şimdi.

Bir haftadır tek yaptığım okula ve işe gitmekti. Alışmalıydım çünkü başka hiçbir yolu yoktu.

Ne yaparsam yapayım eksik hissediyordum ama eksik yaşamayı öğrenecektim.

Telefonumdan gelen bildirim sesiyle onu elime aldım. Yine yapmıştı. Ne zaman onu unutmaya çalışsam bunu hissetmiş gibi bana engel oluyordu.

Aptal: Behram.

Aptal: Biliyorum bana kızgınsın ve haklısın da.

Aptal: Çok büyük bir hata yaptım.

Aptal: Özür dilerim.

Aptal: Sana ihtiyacım var.

Aptal: Gelebilir misin?

Behram: Neredesin?

Aptal: *konum*

Attığı konuma ulaştığımda, yine beynimi dinlemediğim için pişmanlık yaşayacağımı biliyordum.

Sigaramı yakıp ondan bir işaret beklemeye başlamıştım. Bu aralar her zamankinden fazla içiyordum.

Onu gördüğümde gülümseyerek bana baktığını gördüm. Ona yenilmek istemiyordum. Ama yapamamıştım.

Ben de ona gülümseyip yanına doğru yürüdüm. Her şeye rağmen gülümsüyordum. Gözlerim dolmuştu.

Birden kollarını bana sarmasıyla olduğum yerde kaldım. Gerçekten bana ihtiyacı olmalıydı.

"Behram."

Geri çekilip gözlerime baktı.

"Arsel?"

"Evet benim. Seni seviyorum Behram."

Şaşkınca ona baktım. Bu ne demekti şimdi?

"Ben sadece bilirsin, biraz endişelendim bu yüzden öyle davrandım."

Yüzündeki bakış...

"Sen Arsel değilsin."

"Nasıl bilebilirsin ki?"

"Ben onu tanıyorum sen kimsin."

Kollarını bağlayıp kaşlarını kaldırdı ve hiç hoş olmayan bir şekilde gülümsedi.

"Yaa öyle mi?"

"Kimsin sen?"

"Ben Atakan. Tanıştığıma pek memnun olmadım Behram."

"Ne demek şimdi bu?"

"Geçen yediğin o dayaktan sonra peşimizi bırakacağını düşündüm ama sen ısrarla buna devam ettin. Sanırım bana tek bir yol bıraktın."

Kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Konuşmaya devam etti.

"Senden nefret ediyorum ve kurtulmak için her şeyi yaparım."

Elleirmle cebimi yokladım. İki cebime de bakmıştım ama aradığım şeyi bulamamıştım.

Dudaklarımı ısırıp ona bakmaya devam ettim.

"Yaren biraz salak olabilir. Ama ben o numarayı yemem."

"Ne istiyorsun?"

"Artık hiçbir şey çünkü zaten bir kere çizgiyi geçtin. Arsel sana karşı bir şeyler hissetmeye başladı ve bu bizim için tehlike anlamına geliyor. Sen bir tehditsin ve senden kurtulmam gerekiyor."

Etrafıma ve ona baktım. Köşeden çıkan adamları gördüğümde şaşkınca baktım. Köşeye sıkışmıştım.

"Rahat bırak beni!"

Adamlar kolumdan tuttuğunda buranın ne kadar tenha bir yer olduğunu yeni fark etmiştim.

"Film mi çekiyorsunuz amk?"

Çırpınıp dursam da işe yaramıyordu. Beni arabaya bindirip arabayı sürmeye başladılar.

Birisi ellerimi diğeri de gözlerimi bağladığında ne olduğunu sorgulayamıyordum bile.

Öldürecek miydi beni?

Araba durduğunda endişeyle kafamı çevirdim ama hiçbir şey göremiyordum.

"Ne yapacaksınız?"

"Çok soru soruyorsun Behram."

Beni kolumdan tutup arabadan indirdiler. Gözlerimi açtığında ışık gözümü rahatsız etse de umursamadım.

Etrafta bakınıp bir ipucu aramaya çalıştım ama orman gibi bir yerdeydik. Neresiydi burası?

Beni klübe gibi bir yere sokmaya çalıştığında onu itmeye çalıştım.

"Hayır yapma."

"Klostrofobin vardı değil mi?"

"Yapma lütfen."

Onu itmeye çalışsam da güçlüydü. Diğer adamlar da ona yardım ettiğinde onlara engel olamamıştım.

Kapıyı kapattıklarında hızla kapının önüne gidip vurmaya başladım. Hala iki elim birbirine bağlıydı.

"Arsel! Lütfen yardım et!"

Hiçbiri cevap vermiyordu. Beni takmayıp kendi aralarında konuşmaya başladılar.

"Çıkarın beni lütfen nefes alamıyorum!"

Adım sesleri uzaklaşırken gözyaşlarım kendini belli etmişti. Nefes alamıyordum.

"Arseeelll!! Yardım ett!"

Hiçbir ses gelmiyordu kapıya vurup dursam da bir şey değişmiyordu.

Daha fazla savaşamıyordum. Nefes almak her geçen saniye daha da zorlaşırken, çok geçmeden karanlık ruhumu teslim almıştı...

--

Jdjdjdjs az daha kaosss yapiim

:{

Fikirlerinizi yazar mısınız?

❤️

Gerçek Ben(Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin