Rüya

39 5 1
                                    

Boş bir koridor...
Karanlık her tarafı hapsetmiş durumdaydı. Lucas yerin soğukluğunu yere yapışan teninden hissetmişti. Yavaşça sıyırdı bedenini soğuk zeminden. Hafif ıslanmıştı vücudunun yere değen kısımları. Etrafına baktı. Görebildiği tek şey uzunca bir koridor ve ıslak bir zemindi. Öyle keskin ve kötü bir koku vardı ki nefes almakta güçlük çekiyordu. Koridorun sonuna doğru yaklaşınca aşağıya doğru inen bir merdiven fark etti. Devam edecek başka bir yol olmadığından ve içindeki hissin yarattığı dürtüden dolayı yavaşça merdiven basamaklarını inmeye başladı. Merdiven basamaklarını indikçe soğuk kendini biraz daha göstermeye başladı. Derinden gelen bir gürültüyle arkasına döndü. Merdiven olduğu yerden ayrılmaya ve kıvrılmaya başlıyordu. Merdivenleri ikişer üçer inmeye başladı. Ardına tekrar baktı ve hala merdiven kıvrılıyordu. Tekrar koşar adım inmeye devam etti ve sonrasında ardına baktığında bir karaltının merdiven basamaklarını düzeltmeye çalıştığını ve kıvrılmasını önlemeye çalıştığını fark etti. Görebildiği o kadar uzak mesafeden ufacık gibi görünen bir karaltıydı. Lucas korkuyla merdiven basamaklarını koşar adım inmeye devam etti. Ardına tek bir kez dönüp bakmadı. Korku tüm bedenini hapsetmişti. Tek yapabildiği ciğerleri patlayana kadar koşmak ve buradan kurtulmaktı. Uçsuz bucaksız görünen merdivenin sonunu görünce rahat bir nefes alır gibi oldu. Kan ter içerisinde kalmıştı. Ardına dönüp baktığında ne kıvrılan merdivenden ne de karaltıdan eser yoktu. Olduğu yere oturdu. Nefesini ve kalp atışlarını düzene sokmaya çalışıyordu.

Sakinleşince etrafını gözlemeye başladı. Mahsene benzer bir yerdi ve aşırı kötü kokuyordu. Duvarda yanan cılız bir gaz lambası, eski püskü bir dolap ve rengi siyaha dönmüş yere serili duran bir bez parçası dışında  hiçbir şey yoktu. Sessizce dolaba doğru yaklaştı. Eski bir dolap olduğunu görüntüsünden anlamış olsada merakın yenilip kapağını araladığında çıkan gıcırtı sesinden tekrar teyit etmişti. Birkaç tabak bardaktan başka birşey yoktu. Çekmecesini yavaşça açtı içinde bir çerçeve görünce elini uzattı. Çerçeveyi eline aldı. Koluyla üzerindeki tozları temizleyince ne kadar uzun süredir burada olduğunu düşündü. Bir yaşlı adam, sağ ve sol kucağında birer erkek çocuk fotoğrafı o kadar eskiydi ki bu Lucas ilk çıkan fotoğraf makinesiyle çekildiğini düşünmesine sebep oldu.

Fotoğrafı incelerken buranın fotoğraftakilere ait olduğunu düşündü çok uzunca bir zaman önce terk edilip gidilmiş olduğu açıkça belliydi. Fotoğrafa daha dikkatli bakan Lucas yaşlı adam ve sağ tarafındaki çocuğun mutluluğunu sol taraftakininde bir o kadar mutsuz olduğunu gördü. Anlaşılan çocuk durumundan pek memnun değildi. Tam bunları düşünürken arkasında hırıltı benzeri bir ses duydu. Çerçeve elinde kaskatı kesilmişti. Anlaşılan gelen her kimse ya da her neyse şuan ki durumdan pek memnun değildi.

Lucas yavaşça arkasına döndü ve ardındaki şeyle göz göze geldi. Yeşil ve gri karışımı uzun en az 100'den fazla olduğunu varsaydığı sivri dişli kızgın bir yaratık kendisine doğru yönelmiş ve doğru anı bekleyen avına kavuşma anını sonuna kadar yaşamak için can atan bir aslan gibi bakıyordu Lucas'a. Üzerinde kısacık bir pantolon vardı fakat pantolon hayli kötü durumdaydı. Sanki köpekler tarafından parçalamış gibiydi ve üzerinde pantolon harici hiçbir şey yoktu. Göğsünün ortasında pula benzer bir kaç şey vardı ve her nefes alışverişinde alçalıp yükseliyordu. Ardında kalın sonlara doğru incelen bir kuyruk vardı ve kuyruk kendisinden en az yarım metre uzundu. Lucas ne yapacağını şaşırmış bir halde yaratığa bakarken yaratık birden üstüne atıldı Lucas can havliyle kendini sağa savurdu fakat yaratık Lucas'tan oldukça hızlıydı. Yaratığın kuyruğunu sallayıp Lucas'ı tutup yere fırlatması ve üzerine çıkması saniyeler sürmüştü. Korkudan dehşete kapılmıştı. Yaratık Lucas'ın elindeki çerçeveyi alarak dolaba doğru fırlattı. Tekrar yaratıkla göz göze geldiği anda yaratık ağzını açtı ve dilini dışarı çıkardı dili o kadar uzundu ki. Dışarıya doğru çıktığı anda dili ortadan ikiye bölündü ve kırbaç misali sallandı. Dili sanki ona itaat eden savaşçılar gibi komut beklerken bir anda Lucas'ın şakak kemiklerine saplandılar. Acı Lucas'ın tüm vücudunu sarmıştı. Yaratık tek bir an gözlerini Lucas'tan ayırmadı. Lucas'ın görebildiğiyse yaratığın siyaha dönen gözleriydi.

"Lucas, kardeşim uyan!" Dedi Axel. Lucas nefes nefese uyandı uykusundan bir süre gerçekliğe dönmesi zaman alırken  olanların bir rüya olduğunu fark edince derin bir nefes aldı.

Cyrus bir elini omuzuna koyarak;

"Korkma koca adam sadece bir rüyaydı o kadar. Yoksa korkak tavuk mu demeliydim? " Dedi ve gülümsedi.

Biraz kısa bir bölüm oldu. Uzun süredir yayınlamıyordum bölüm ama bundan sonra buralardayım. Umarım keyif almışsınızdır. Muhtemelen bir haftaya kadar yeni bölüm yayınlayacağım takipte kalın ❤️❤️❤️❤️ bölümü beğenip yorumlamaya unutmayın düşünceleriniz benim için çok önemli 🥰❤️

ORENDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin